NAMAZ[1] BÖLÜMÜ
﴿ كِتَابُ الصَّلاََةِ ﴾
﴾
“Beş Vakit Namaz ile Dinin diğer esaslarının sabit olması” ile ilgili hadisler
İslam’ın şartının beş olduğu[2] ve bu beş şartın; dinin temeli olduğunu belirten hadisler, çoktur.
Bu hadisler, tevatür derecesine ulaşmış yada tevatür derecesini geçmiştir. Yalnız bu hadislerin tevatürlüğü, manevî’dir. Doğru olanda, budur.
* * *
[1] “Namaz” kelimesinin Arapça karşılığı, “salat”tır. Bu kelime; dua, yalvarma ve niyaz anlamlarına gelmektedir. Terim olarak ise; belirli vakitler içerisinde Allah için eda edilen, özel bir takım hareketlerle yapılan bir ibadettir.
İslam’ın şartlarından birini oluşturan namaz, bizi, Allah’a yaklaştıran ve ruhumuzu kötülüklerden arındıran ibadetlerin başında gelir.
Beş vakit namaz, Mirac gecesinde farz kılınmıştı. Bu husus, Kur’an’ın, Nisa:
[2] İslam’ın şartlarını belirten hadis, “beş şart” olarak bilinmektedir. Yalnız bunların dışında daha başka şartları Kur’anda bulmak mümkündür: İyiliği emredip kötülükten kaçındırma, cihad, adalet, anne-babaya iyi davranma, infak, Peygambere itaat etme gibi.
“Cibril” hadisinin rivayetinde “İslam’ın şartları” olarak sayılan beş madde standart değildir. Aynı hadisin; Ebu Dâvud’un naklettiği varyantta “zekat verme” yerine “cünüblükten temizlenme”, Buhârî’nin naklettiği hadisin bir başka varyantında “hac etme yerine” “beşte bir humus verme” yer almaktadır.
Bu beş şart, İslam’ın ibadete yönelik farzlarıdır. Bunun dışında İslam’ın inanç esasları, Muamelat (=insanlar arası ilişkiler), Ceza ile ilgili esaslar, Ahlak ile ilgili esaslar, Siyaset ile ilgili esaslar vb. esaslar vardır. İslam bu şekilde bir bütün olur. Yoksa ibadet ile ilgili beş şart, İslam’ın kendisi değildir.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, İman
[next]
﴾
“(Beş Vakit Namazın) her birinin rek’atlarının sayısı ile ilgili hadisler”
Beş Vakit Namazın her birinin rek’atlarının sayısı, rüku’, secde, bu ikisinden doğrulma ve namazın rüunlarının birbiri ardınca sırayla yapılamsını belirten hadisler, (manevî) mütevatirdir.”
* * *
[next]
﴾
“Cebrail’in, Peygamber (s.a.v)’e; (namazın vakitlerini öğretme mahiyetinde) imam olması” ile ilgili hadisler
Suyûtî (ö.
1. Abdullah ibn Abbâs[3]
2. Câbir[4]
3. Ebu Hureyre[5]
4. Enes[6]
5. Abdullah ibn Ömer[7]
6. Ebu Saîd el-Hudrî[8]
7. Amr b. Hazm[9]
8. Ebu Mes’ud el-Ensârî[10]
9. Ömer’in çocuklarından birisi.[11] (mürsel olarak)
Toplam,
(Derim ki:) İbn Abdilberr (ö.
Cebrail’in, Hz. Peygamber (s.a.v)’e, (imam olup) iki gün üst üste beş vakit namazı iki defa kıldırdığı ile ilgili husus, şunların rivayet ettiği hadislerde geçmektedir:
İmam Mâlik (ö.
Cebrail’in, Hz. Peygamber (s.a.v)’e, imam olup iki defa namaz kıldırması da sabit olmuştur.
Bu konuda daha geniş bilgi için Zürkânî (ö.
* * *
[3] Tirmizî, Salat
[4] Nesâî, Mevakit
[5] Nesâî, Mevakit
[6] Dârekutnî, Sünen,
[7] Dârekutnî, Sünen,
[8] Müsned,
[9] İbn Rahaveyh, Müsned
[10] Nesâî, Mevakit
[11] Sâid b. Mansûr, Sünen
[next]
﴾
“Resulullah (s.a.v)’in, akşam namazını, güneş (batıp) perdeye (yani kızıllığa) büründüğünde kılardı”[12] ile ilgili hadisler
Tahâvî (ö.
Bu konuda daha geniş bilgi için Tahâvî (ö.
* * *
[12] Hadis, akşam nazmının ilk vaktini “perdeye bürünme” şeklinde tarif etmektedir. Bu da, güneşin ufukta kaybolmasıdır. Çünkü bir şey, perdeye büründü mü, artık şey görünmez olur.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Mevakit
[next]
﴾
“Orta Namaz, İkindi Namazıdır” ile ilgili hadisler
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Hafsa[13]
2. Hz. Aişe[14]
3. Hz. Ali[15]
4. Abdullah ibn Mes’ud[16]
5. Abdullah ibn Abbâs[17]
6. Ebu Hâşim b. Utbe b. Rebîa b. Abdu’ş-Şems[18]
7. Ebu Hureyre[19]
8. Hasan, Semure b. Cündub’tan[20]
Tahâvî (ö.
“Bu rivayetler, tevatürdür. Bunlar, Resulullah (s.a.v)’den ﴿ إِنَّ الصَّلاَةَ الْوُسْطَى هِيَ صَلاَةُ الْعَصْرِ ﴾ Orta Namaz, İkindi Namazıdır” biçiminde sahih bir şekilde gelmiştir. Resulullah (s.a.v)’in büyük sahabileri; Orta Namazın, İkindi Namazı olduğu görüşünü benimsemişlerdir.”[21]
(Derim ki:) Orta Namazın, İkindi Namazı olduğunu, Hz. Peygamber (s.a.v)’den rivayet edenler arasında ayrıca şunlarda vardır.
9. Ümmü Seleme[22]
10. Abdullah ibn Ömer[23]
11. Ebu Mâlik el-Eş’arî[24]
12. Câbir b. Abdullah[25]
13. Huzeyfe[26] ve daha bir çokları.
Bu konuda daha geniş bilgi için Yüce Allah’ın, “Orta namaz” (Bakara:
* * *
[13] Muvatta, Cemaa
[14] Müslim, Mesacid
[15] Buhârî, Tefsiru sure-i Bakara
[16] Müslim, Mesacid
[17] Müsned,
[18] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr
[19] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr
[20] Müsned,
[21] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[22] Taberânî, el-Kebir
[23] Müslim, Mesacid
[24] Tirmizî, Salat
[25] Müslim, Mesacid
[26] Bezzâr
[next]
﴾
“Kıblenin, Kabe olması”[27] ile ilgili hadisler
İbn Rüşd (ö.
* * *
[27] Ka’be, Allah’a ibadet etmek üzere ve orada Allah’ı birlemek için Allah adına yeryüzünde yapılmış ilk binadır.
“Peygamberlerin babası” diye bilinen Hz. İbrahim (a.s), putlarla savaştıktan sonra ve içinde dikili bulunan putları yıktıktan sonra Allah’tan kendisine gelen emir üzerine Ka’be’yi inşa etmiştir.
Ka’be, Allah katında büyük bir şeref ve kutsiliğe mazhar olmasına rağmen zarar yada faydası dokunmayan taş bir binadır.
Ka’be’nin önemi; yeryüzünde Allah’ın birliğini ve kulluğun yalnızca O’na yapılacağının temsilini ve şirk ile puta tapıcılığın batıllığını belirtmede ortaya çıkmaktadır. Çünkü insanlığın putlara, taşlara ve tağutlara ibadet ve kulluk etmeyi din kabul ettiği dönemde onların batıl ve tümünün değersiz olduklarının anlaşılması için bu mabetlerin yerine Tevhid inancını temsil eden bir simge olarak Ka’be yapılmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v) ile sahabiler, namaz kılarlarken Kudüs’e doğru yöneliyorlardı. Bakara:
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Salat
[next]
﴾
“Peygamber (s.a.v)’in, Kabe’nin içerisinde namaz kılması”[28] ile ilgili hadisler
Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Kabe’nin içerisinde namaz kıldığına (dair yapılan rivayetler) şu yollardan yapılmıştır:
Tahâvî (ö.
(Daha sonra Tahâvî, bu hadislerin bazısını senedleriyle birlikte nakledip devamında şöyle der:) “Ebu Ca’fer dedi ki: Eğer bu konu, doğrulama (tashih) yoludan alınmışsa, rivayetler, tevatürdür; çünkü Resulullah (s.a.v)’in, Kabe’nin içerisinde namaz kıldığına dair gelen rivayetler, tevatürdür. Kabe’nin içerisinde namaz kılmadığına dair gelen rivayetler ise, tevatür değildir.”[36]
* * *
[28] Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Ka’be’nin içerisinde namaz kıldığına dair bir çok hadis gelmiştir. Beraberinde Üsame, Osman b. Ebi Talha, Fadl b. Abbas ve Bilal vardı.
Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Ka’be’nin içerisine girip orada namaz kıldığını söyleyenlerin yanı sıra kılmadığını söyleyenler de vardır. Bu görüş ayrılığın sebebi, bu konuda Üsame b. Zeyd’den iki farklı rivayetin gelmiş olmasıdır.
Resulullah (s.a.v)’in Kabe’nin içerisine ne zaman girdiği de ihtilaflıdır.
1. Bazılarına göre, Mekke’nin fethi günü girmiştir.
2. Bazılarına göre, Umretu’l-Kaza’da girmiştir.
3. Bazılarına göre ise Veda haccı sırasında girmiştir.
4. Rivayetlerdeki ihtilafı birleştirmeye çalışan bir grup alim ise, Fetih günü ve Veda haccı sırasında girdiğini ileri sürmüştür.
Bütün bunlara rağmen, Resulullah (s.a.v)’in Ka’be’nin içerisinde namaz kıldığı umumiyetle kabul edilmiş, hatta yeri ve şekli üzerinde bazı detaylara bile yer verilmiştir.
[29] Buhârî, Salat
[30] Buhârî, Salat
[31] Buhârî, Hacc
[32] Ebu Dâvud, Menasik
[33] Müsned,
[34] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr
[35] Buhârî, Hacc
[36] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[next]
﴾
“Diz, avrettir”
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Cürhed el-Eslemî[37] (Bu, Ehl-i Suffe’den biridir)
2. Abdullah ibn Abbâs[38]
3. Hz. Ali[39]
4. Muhammed b. Abdullah b. Cahş[40] ve daha bir çokları
Tahâvî (ö.
“Resulullah (s.a.v)’den, “Dizin, avret olması” hususunda mütevatir ve sıhhatli rivayetler gelmiştir.”[41]
* * *
[37] Buhârî, Salat
[38] Buhârî, Salat
[39] Ebu Dâvud, Cenaiz
[40] Buhârî, Salat
[41] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[next]
﴾
“Kim Allah için bir mescit yaptırırsa, Allah’da o kimse için Cennette bir ev hazırlar”
Suyûtî (ö.
1. Hz. Osman[42]
2. Enes[43]
3. Amr b. Abese[44]
4. Hz. Ömer[45]
5. Hz. Ali[46]
6. Câbir b. Abdullah[47]
7. Abdullah ibn Abbâs[48]
8. Abdullah ibn Ömer[49]
9. Vâsile[50]
10. Esmâ bint Yezîd[51]
11. Hz. Ebu Bekr[52]
12. Abdullah ibn Amr[53]
13. Nübeyt b. Şerîd[54]
14. Ebu Ümâme[55]
15. Ebu Zerr[56]
16. Ebu Karsâfe[57]
17. Ebu Hureyre[58]
18. Hz. Aişe[59]
19. Abdullah ibn Ebi Evfâ[60]
20. Muâz b. Cebel[61]
21. Ümmü Habîbe[62]
Toplam,
(Derim ki:) Bunlara, şu yoldan gelen hadis de ilave olmuştur:
22. Esmâ bint Ebi Bekr es-Sıddîk
Bir topluluk, (konumuzla ilgili) hadisin mütevatir olduğunu söylemiştir. Örnek:
a. Hafız İbn Hacer (ö.
b. Suyûtî (ö.
c. (Zebîdî) “Şerhu’l-İhyâ”da, bu hadisin, çeşitli rivayetleri ile tahric-lerini belirttikten sonra şöyle der: “Uzun yaşayacak olursam, belki bu konuda Allah’ın izniyle, bir cüz’ yazabilirim.”
Bu konuda daha geniş bilgi için Zebîdî’nin bu kitabına başvurabilirsiniz.
* * *
[42] Buhârî, Salat
[43] Tirmizî, Salat
[44] Nesâî, Mesacid
[45] İbn Mâce, Mesacid
[46] İbn Mâce, Mesacid
[47] İbn Mâce, Mesacid
[48] Müsned,
[49] Taberânî, el-Evsat; Hâtib, Tarihu Bağdat,
[50] Müsned,
[51] Müsned,
[52] Taberânî, el-Evsat; Ebu Nuaym, Hilye
[53] Taberânî
[54] Taberânî, el-Evsat, es-Sağir
[55] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[56] Taberânî, es-Sağir; Bezzâr; Beyhakî, Sünenü’l-Kübra,
[57] Taberânî, el-Evsat; Bezzâr
[58] Müsned,
[59] Taberânî, el-Evsat; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[60] Râfi’
[61] İbn Asâkir
[62] Nesâî, Kıyamu’l-Leyl
[next]
﴾
“Kim pis (kokulu) sebzeden (bir şey) yerse, sakın mescidimize yaklaşmasın.”
Suyûtî (ö.
1. Enes[63]
2. Câbir b. Abdullah[64]
3. Abdullah ibn Ömer[65]
4. Ebu Hureyre[66]
5. Ma’kil b. Yesâr[67]
6. Hz. Ebu Bekr[68]
7. Beşîr b. Ma’bed el-Eslemî[69]
8. Huzeyme b. Sâbit[70]
9. Abdullah ibn Zeyd[71]
10. Ebu Sa’lebe[72]
11. Ebu Saîd el-Hudrî[73]
12. Câbir b. Semure[74]
Toplam,
(Derim ki:) Bu konuda şu yollardan da bu hadis gelmiştir:
13. Kurra b. İyâs el-Müzenî[75]
14. Muğîre b. Şu’be[76]
15. Abdullah ibn Abbâs[77]
16. Sevbân
17. Ma’bed el-Eslemî
18. Şerîk b. Şurahbîl
19. Alâ’ b.Habbâb
20. Hz. Ali
Görüldüğü üzere, bu hadisin ravilerinin sayısı,
* * *
[63] Buhârî, Ezan
[64] Buhârî, Ezan
[65] Buhârî, Ezan
[66] Müslim, Salat
[67] Müsned,
[68] Taberânî, el-Evsat
[69] Taberânî, el-Kebir, (
[70] Taberânî, el-Kebir
[71] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[72] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[73] Müslim, Mesacid
[74] Tirmizî, Et’ime
[75] Ebu Dâvud, Et’ime
[76] Ebu Dâvud, Et’ime
[77] Tahâvî, a.g.e.,
[next]
﴾
“Hz. Peygamber (s.a.v)’in tek parça kumaşa sarınmış olarak namaz kılması” ile ilgili hadisler
Bir lafız da ise ﴿ مُتَوَشِّحاً بِهِ ﴾ “İki ucu (omuzlarından) çaprazlama geçirmiş olarak” ifadesi vardır.
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Ümmü Hânî bint Ebi Tâlib[78]
2. Abdullah ibn Abbâs[79]
3. Ammâr b. Yâsir[80]
4. Ebu Saîd el-Hudrî[81]
5. Câbir b. Abdullah[82]
6. Ömer b. Ebi Seleme[83]
7. Enes[84]
Câbir Hadisinde, ﴿ إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فِي ثَوْبٍ وَاِحٍد فَلْيَتَعَطَّفْ بِه ﴾ِ “Sizden birisi tek parça kumaş içerisinde namaz kıldığı zaman, o elbiseyi, iki omuzundan çaprazlama sarınsın”[85] ifadesi vardır.
Ebu Hureyre Hadisinde ise﴿ إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ فَلْيُخَالِفْ بَيْنَ طَرَفَيْه﴾ِ “Sizden birisi tek parça kumaş içerisinde namaz kıldığı zaman, o elbiseyi, iki omuzu arasından çaprazla(ma sarın)sın”[86] ifadesi vardır.
Tahâvî (ö.
“Bir çok durumda tek parça kumaşa sarınmış olarak namaz kıldığına dair Resulullah (s.a.v)’den gelen rivayetler, tevatürdür.”
* * *
[78] Buhârî, Salat
[79] Buhârî, Salat
[80] Müsned,
[81] Taberânî, el-Kebir; Ebu Ya’lâ
[82] Müslim, Salat
[83] Buhârî, Salat
[84] Buhârî, Salat
[85] Tirmizî, Salat (
[86] Buhârî, Salat
[next]
“Benim bu Mescidi (Nebevi)mde kılınan bir namaz, Mescidi Haram hariç diğer mescitlerde kılınan bir namazdan (derece bakımdan) daha üstündür”
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Ebu Hureyre[87] (Buhârî – Müslim)
2. Abdullah ibn Ömer[88] (Müslim)
3. Meymûne[89] (Müslim)
4. Cübeyr b. Mut’im[90] (İmam Ahmed)
5. Sa’d b. Vakkâs[91] (İmam Ahmed)
6. Erkam b. Ebi’l-Erkam[92] (İmam Ahmed)
7. Câbir b. Abdullah[93] (İmam Ahmed)
8. Abdullah ibnü’z-Zübeyr[94] (İmam Ahmed)
Tirmizî (ö.
9. Hz. Ali[95]
10. Ebu Saîd el-Hudrî[96]
Yine bu hadis, bir çoğunun kitabında şu yollardan da gelmiştir:
11. Abdurrahman b. Avf
12. Hz Aişe[97]
13. Abdullah b. Osmân
(İbn Abdilberr) “İstizkâr”da derki: “Bir topluluk, bu hadisi, Ebu Hureyre’den rivayet etmiştir. Yine bu hadis, bir çok yollardan Hz. Peygamber (s.a.v)’den rivayet edilmiştir. Bunların çoğunu, “Temhîd” adlı kitabımda belirttim. Hadisçiler, bu hadisin, sıhhati üzerinde birleşmişlerdir.”
(Münâvî’de) “Feyzu’l-Kadîr”de derki: “İbn Abdilberr dedi ki: ‘Bu hadis, Ebu Hureyre’den sağlam, sahih ve mütevatir yollardan rivayet edilmiştir.’
Zeynü’l-Irâkî’de dedi ki: ‘Bu hadis, kurala uygun bir mütevatirle değil de, aksine meşhur bir yolla gelmiştir.’ (Münâvî’nin sözü burada bitmektedir.)
(Derim ki:) Bu hadisin, Ebu Hureyre’ye özgü yoldan olumsuz olması, gizli olmadığı gibi, hadisin bir aslının olmadığı anlamına gelmez. Çünkü hadisin, Ebu hureyre dışında Sahabenin bir çoğundan geldiğini bilmekteyim.
* * *
[87] Buhârî, Fadlu’s-Salât
[88] Müslim, Hacc
[89] Müslim, Hacc
[90] Müsned,
[91] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[92] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[93] Taberânî, el-Evsat; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[94] Müsned,
[95] Bezzâr
[96] Ebu Ya’lâ; Bezzâr; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[97] Taberânî, el-Evsat; Ebu Ya’lâ (
[next]
﴾
“Yeryüzü, bana; Mescid ve temiz kılınmıştır”
Suyûtî (ö.
1. Ebu Hureyre[99]
2. Ebu Zerr[100]
3. Enes. Bu hadisi, şu lafızla bu yoldan getirmiştir:
﴿ جُعِلَتْ لِيَ كُلُّ الْأَرْضِ طَيِّبَةً مَسْجِداً وَطَهُوراً ﴾
“Bütün yeryüzü, bana; güzel, Mescid ve temiz kılınmıştır”
(Münâvî) “Teysîr” de derki: “Bu hadisin senedi, sahihtir.
Müslim (ö.
4. Huzeyfe[101]
﴿ فُضِّلْنَا عَلَى النَّاسِ بِثَلاَثٍ: جُعِلَتْ صُفُوفُنَا كَصُفُوفِ الْمَلاَئِكَةِ وَجُعِلَتْ لَنَا الْأَرْضُ مَسْجِداً وَجُعِلَتْ لَنَا تُرْبَتُهَا طَهُوراً إِذَا لَمْ نَجِدِ الْمَاءَ ﴾
“Diğer insanlara karşı şu üç şeyle üstün kılındık:
1. Saflarımız, meleklerin safları gibidir.
2. Yeryüzü, bize; Mescid kılınmıştır.
3. Su bulamadığımız da yeryüzünün toprağı bize temiz kılınmıştır.”
Yine Müslim, bu hadisi, Ebu Hureyre’den şu lafızla rivayet etmiştir:
﴿ فُضِّلْتُ عَلَى الْأَنْبِيَاءِ بِسِتٍّ: (ثُمَّ ذَكَرَ مِنْهَا) وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ طَهُوراً وَمَسْجِداً ﴾
“Diğer Peygamberlere karşı şu altı şeyle üstün kılındım: (Bunların bir kısmını anlatıp daha sonra da devamla şöyle buyurdu:) Yeryüzü, bana; Mescid ve temiz kılınmıştır.”
Taberânî (ö.
﴿ فُضِّلْتُ عَلَى الْأَنْبِيَاءِ بِخَمْسٍ: (ثُمَّ ذَكَرَ مِنْهَا) وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ مَسْجِداً وَطَهُوراً ﴾
“Diğer Peygamberlere karşı şu beş şeyle üstün kılındım: (Bunların bir kısmını anlatıp daha sonra da devamla şöyle buyurdu:) Yeryüzü, bana; Mescid ve temiz kılınmıştır.”
Yine Taberânî, bu hadisi, şu yoldan merfu’ olarak şöyle rivayet etmiştir:
﴿ فُضِّلْتُ بِأَرْبَعٍ: (ثُمَّ ذَكَرَ مِنْهَا) وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ مَسْجِداً وَطَهُوراً ﴾
“(Diğer Peygamberlere karşı) dört şeyle üstün kılındım: (Bunların bir kısmını anlatıp daha sonra da devamla şöyle buyurdu:) Yeryüzü, bana; Mescid ve temiz kılınmıştır.”
Beyhakî (ö.
﴿ فُضِّلْتُ بِأَرْبَعٍ: جُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ مَسْجِداً وَطَهُوراً ﴾
“(Diğer Peygamberlere karşı) dört şeyle üstün kılındım:
Tirmizî (ö.
Tirmizî daha sonra derki: Bu konuda bu hadis, şu yollrdan da gelmiştir:
Dediler ki: Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
﴿ جُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ مَسْجِداً وَطَهُوراً ﴾
“Yeryüzü, bana; Mescid ve temiz kılınmıştır”
(Tirmizî’nin sözü burada bitmektedir.)
(Derim ki:) Bu hadis, Buhârî ile Müslim’in "Sahih"leri ile bir çok hadis kitabında Câbir yolundan gelen hadisin bir bölümüdür. Bu hadisin baş tarafı şu şekildedir:
﴿ أُعْطِيتُ خَمْساً ﴾
“(Diğer Peygamberlere karşı) bana beş şey verildi: …”
Suyûtî (ö.
* * *
[98] Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, H. No:
[99] Müslim, Mesacid
[100] Dârimî, Siyer
[101] Müslim, Mesacid
[102] Taberânî
[103] Taberânî
[104] Müsned,
[105] Tirmizî, Salat
[106] Müsned,
[107] Müsned,
[108] Buhârî, Teyemmüm
[109] Müsned,
[next]
﴾
“Karanlıkta Mescide gidenlere, Kıyamet günü tam bir nura kavuşacaklarını müjdele!”
Suyûtî (ö.
1. Büreyde[110]
2. Enes[111]
3. Sehl b. Sa’d[112]
4. Zeyd b. Hârise[113]
5. Abdullah ibn Abbâs[114]
6. Abdullah ibn Ömer[115]
7. Ebu Ümâme[116]
8. Ebu’d-Derdâ’[117]
9. Ebu Hureyre[118]
10. Hz. Aişe[119]
11. Ebu Musa[120]
12. Ebu Saîd el-Hudrî[121]
13. Hârise b. Vehb[122]
14. Hutaym el-Hudânî[123] (Mürsel olarak)
15. Atâ’ b. Yesâr[124] (Mürsel olarak)
Toplam,
(Derim ki:) Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö.
İbnü’l-Cevzî (ö.
a. Büreyde Hadisi. (Münâvî) “Teysîr”de, Münzirî (ö.
b. Sehl Hadisi. İbn Huzeyme (ö.
Hâkim derki: “Bu hadis, Buhârî ile Müslim’in şartlarına göre sahihtir.”
Münzirî (ö.
c. Ebu’d-Derdâ’ Hadisi. Münzirî derki: Bu hadisi, Taberânî “Kebîr”de hasen bir senedle ve İbn Hibbân’da “Sahîh”de rivayet etmiştir.
d. Yine Münzirî, Ebu Hureyre Hadisi hakkında da derki: “Bu hadisi, Taberânî “el-Evsat”da hasen bir senedle rivayet etmiştir.
* * *
[110] Ebu Dâvud, Salat
[111] İbn Mâce, Mesacid
[112] İbn Mâce, Mesacid
[113] Taberânî,
[114] Taberânî,
[115] Taberânî, el-Kebir,
[116] Taberânî, el-Kebir
[117] Taberânî, el-Kebir; İbn Huzeyme, Sahih,
[118] İbn Mâce, Mesacid
[119] Taberânî,
[120] Bezzâr; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[121] Tayâlisî, Müsned,
[122] İbn Şâhîn, Terğib
[123] Ebu Musa el-Medinî
[124] Sâid b. Mansûr, Sünen
[next]
“Sabah namazını aydınlıkta kılın; çünkü aydınlıkta sabah na-mazı kılmanın sevabı, daha büyüktür”
Suyûtî (ö.
1. Râfi’ b. Hadîc[125]
2. Mahmûd b. Lebîd[126]
3. Bilâl[127]
4. Abdullah ibn Mes’ud[128]
5. Ebu Hureyre[129]
6. Havvâ[130]
7. Enes[131]
8. Katâde[132]
9. Sahabeden birisi[133]
Toplam,
(Derim ki:) Tirmizî (ö.
Zeylaî (ö.
(Daha sonra Zeylaî, bunlardan gelen hadisleri nakletmiştir.) Daha geniş bilgi için bu kitaba başvurabilirsiniz.
Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö.
* * *
[125] Tirmizî, Salat
[126] Nesâî, Mevakit
[127] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[128] Taberânî, el-Kebir
[129] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[130] Taberânî, el-Kebir
[131] Bezzâr; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[132] Bezzâr; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[133] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[next]
“Sıcaklık arttığı zaman, (öğle) namazını, (vakit) serinleyince kılınız”
Bir rivayette ise ﴿ بالظهر فإن شدة الحر من فيح جهنم ﴾ “Öğle namazını, (vakit) serinleyince kılın; çünkü aşırı sıcaklık, Cehennemin kabarmasın-dandır”[134] ifadesi vardır.”
Suyûtî (ö.
1. Ebu Zerr[135]
2. Ebu Hureyre[136]
3. Abdullah ibn Ömer[137]
4. Ebu Saîd el-Hudrî[138]
5. Ebu Musa[139]
6. Muğîre b. Şu’be[140]
7. Hz. Aişe[141]
8. Safvân[142] (Kâsım’ın babası)
9. Abdurrahman ibn Câriye[143]
10. Amr b. Abese[144]
11. Adı bilinmeyen birisi.[145] (Bu, Abdullah olabilir.)
12. Hz. Ömer[146]
13. Adullah ibn Abbâs[147]
14. Abdurrahman ibn Alkame[148]
15. Enes[149]
16. Atâ’ b. Yesâr[150] (Mürsel olarak)
17. Haccâc el-Bâhilî[151] (Bu kişi, sahabedir.)
Toplam,
(Derim ki:) Yine bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:
18. Adullah ibn Mes’ud[152]
19. Câbir b. Abdullah[153]
(Münâvî) “Feyzu’l-Kadîr”de der ki: “Suyûtî dedi ki: ‘Bu hadis, mütevatirdir. Bu hadisi,
* * *
[134] Buhârî, Mevakit
[135] Buhârî, Mevakit
Buhârî, Mevakit
[137] Buhârî, Mevakit
[138] Buhârî, Mevakit
[139] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[140] İbn Mâce, Salat
[141] İbn Huzeyme, Sahih,
[142] Müsned,
[143] Taberânî
[144] Taberânî
[145] Müsned,
[146] Ebu Ya’lâ; Heysemî, Keşfu’l-Estar,
[147] Bezzâr
[148] Ebu Nuaym
[149] Nesâî, Mevakit
[150] Muvatta, Vukut
[151] Beğavî, Mu’cem
[152] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[153] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[next]
“Erkeklerin saflarının en değerlisi, en öndeki saftır. En değer-sizi de, en arkadakidir. Kadınların saflarının en değerlisi de, en geride olanıdır. En değersizi de, en önde olanıdır”
Müslim (ö.
1. Ebu Hureyre[154]
Tirmizî (ö.
Yine Tirmizî (sözüne devamla) derki: “Bu hadis, bu konuda şu yollardan da gelmiştir:
2. Câbir[155]
3. Abdullah ibn Abbâs[156]
4. Ebu Saîd el-Hudrî[157]
5. Übey
6. Hz. Aişe
7. İrbâd b. Sâriye
8. Enes.[158] (Tirmizî’nin sözü burada bitmektedir.)
Münzirî (ö.
Bir çok kimse, bu hadisi rivayet eden bu kimselere, şunları da ilave etmişlerdir:
9. Hz. Ömer[159]
10. Ebu Ümâme[160]
Yine bir çok kimse, bu hadisi rivayet eden bu kimselere, şunu da da ilave etmişlerdir:
11. Fâtıma b. Kays
* * *
[154] Müslim, Salat
[155] Müsned,
[156] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; Bezzâr
[157] Müsned,
[158] Bezzâr
[159] Taberânî, el-Evsat
[160] Taberânî, el-Kebir
[next]
﴾
“(Cemaatle namaz kılarken) safların düzeltilmesini ve saflarda-ki boş yerlerin doldurulmasını emretme (ile ilgili hadisler)”
Ebu Ömer ibn Abdilberr (ö.
“(Cemaatle) namaz kılarken safların düzeltlmesine gelince, bu konudaki rivayetler, farklı geliş yollarından mütevatirdir.
Yine Hz. Peygamber (s.a.v)’in, safların düzeltmesini emretmesi ile ilgili gelen hadislerin tamamı, sağlam ve sıhhatlidir.
Hz. Peygamber (s.a.v)’den sonrada Raşid Halifeler de, bu hükmü uygulamışlardır. Bu konuda alimler arasında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. Bu konudaki hadislerin senedleri, Musannif’in kitaplarında çokça geçmektedir. Fakat bunları, bir yöntem olarak anmayı uygun görmedim.”
Hafız İbn Hacer (ö.
﴿ أَقِيمُوا الصَّفِّ وَحَاذُوا بَيْنَ الْمَنَاكِبِ وِسُدُّوا الْخَلَلَ وَلاَ تَذَرُوا فُرُجَاتِ لِلشَّيْطَانِ وَمَنْ وَصَلَ صَفاًّ وَصَلَهُ اللّهُ وَمَنْ قَطَعَ صَفاًّ قَطَعَهُ اللّهُ ﴾
“Safı düz kılın. Omuzları bir hizaya getirin. Aradaki boşlukları doldurun. Arada Şeytan(ın girebileceği) gedikleri bırakmayın. Kim safa ulaşırsa, Allah’da ona kavuşur. Kim de saftan koparsa, Allah’ta ondan kopar”
Tirmizî (ö.
﴿ كَانَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُسَوِّي صُفُوفَنَا فَخَرَجَ يَوْمًا فَرَآ رَجُلاً خَارِجاً صَدْرَهُ عَنِ الْقَوْمِ. فَقَالَ: لَتُسَوُّنَّ صُفُوفَكُمْ أَوْ لَيُخَالِفَنَّ اللّهَ بَيْنَ وُجُوهِكُمْ ﴾
“Resulullah (s.a.v) cemaatle namaz kılarken saflarımızı düzeltirdi. Bir gün saftan göğsü cemaatten dışarı çıkan bir adam görüp bunun üzerine şöyle buyurdu:
‘Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah, aranıza düşmanlık atar’ buyurdu.”
Tirmizî (sözüne devamla) derki: Bu konuda Câbir b. Semure,[163] Berâ’,[164] Câbir b. Abdullah,[165] Enes,[166] Ebu Hureyre[167] ile Hz. Aişe’den[168] de birer hadis rivayet edilmiştir.”
Yine Tirmizî devamla derki: “Nu’mân b. Beşîr Hadisi, hasen-sahihtir.” (Tirmizî’nin sözü burada bitmektedir.)
Bu konuda daha geniş bilgi için Münzirî (ö.
(Suyûtî’de) “Dürrü’l-Mensûr” adlı kitabında ﴿ وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ ﴾ “(Melekler:) Şüphesiz biz orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah’ı tesbih ederiz” (Saffât:
“Zeyd b. Mâlik’ten nakledildiğine göre; bu ayet ininceye kadar insanlar bölük bölük namaz kılıyorlardı. Bu ayet inince, saf tutmakla emrolun-dular.”[169]
* * *
[161] Ebu Dâvud, Salat
[162] Buhârî, Ezan
[163] Müslim, Salat
[164] Ebu Dâvud, Salat
[165] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[166] Buhârî, Ezan
[167] Müslim, Salat
[168] Ebu Dâvud, Salat
[169] Suyûtî, Dürrü’l-Mensûr,
[next]
﴾
“Ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım, her namaz için mis-vak kullanmalarını emrederdim”
Bir rivayette ise, bu hadis, daha önce ﴿ عِنْدَ كُلِّ وُضُوءٍ ﴾ “Her abdest alma sırasında” ibaresiyle geçmişti.
Suyûtî (ö.
1. Ebu Hureyre[170]
2. Zeyd b. Hâlid el-Cühenî[171]
3. Ebu Saîd el-Hudrî
4. Hz. Ali[172]
5. Temmâm b. Abbâs[173]
6. (Kardeşi) Kusem b. Abbâs[174]
7. Sahabeden adı belirtilmeyen biri[175]
8. Zeyneb bint Cahş[176]
9. Ümmü Habîbe[177]
10. Ca’fer b. Ebi Tâlib[178]
11. Abbâs b. Abdulmuttalib[179]
12. Abdullah ibn Abbâs[180]
13. Abdullah ibn Amr[181]
14. Hz. Aişe[182]
15. Enes[183]
16. Câbir[184]
17. Sehl b. Sa’d[185]
18. Abdullah ibn Ömer[186]
19. Üsâme b. Zeyd[187]
20. Abdullah ibnü’z-Zübeyr[188]
21. Abdullah ibn Hanzala[189]
22. Hz. Ebu Bekr[190]
23. Huzeyfe[191]
24. Vâsile[192]
25. Ebu Ümâme[193]
26. Ebu Eyyûb[194]
27. Ebu Musa[195]
28. Ümmü Seleme[196]
Toplam,
(Derim ki:) Yine bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:
29. Mekhûl[197] (Mürsel olarak).
Bu hadis ise, şu lafızla gelmiştir:
﴿ لَاَمَرْتُهُمْ بِالسِّوَاكِ وَالطِّيبِ عِنْدَ كُلِّ صَلاَةٍ ﴾
“Her namaz sırasında misvak kullanmalarını ve güzel (koku) sürün-melerini emrederdim”
Bu hadisi, İbn Ebi Şeybe (ö.
30. Hassân b. Atiye[198]
Bu hadisi de, İbn Ebi Şeybe rivayet etmiştir.
Münâvî (ö.
* * *
[170] Buhârî, Cum’a
[171] Ebu Dâvud, Taharet
[172] Müsned,
[173] Müsned,
[174] Müsned,
[175] Müsned,
[176] Müsned,
[177] Müsned,
[178] Taberânî,
[179] Taberânî, el-Kebir; Hâkim, Müstedrek,
[180] Taberânî, el-Kebir; İbn Hacer, Metâlibu’l-Âliye,
[181] Taberânî; Hâkim, Müstedrek,
[182] Bezzâr; Ebu Ya’lâ; Hâkim, Müstedrek,
[183] Bezzâr; Ebu Nuaym
[184] Ebu Nuaym
[185] Taberânî, el-Kebir; Ebu Nuaym
[186] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; Hâkim, Müstedrek,
[187] İbn Menî’, Müsned
[188] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr; İbn Hacer, Metâlibu’l-Âliye,
[189] Müsned,
[190] Deylemî
[191] Buhârî, Vudu’
[192] Taberânî, el-Kebir
[193] Deylemî
[194] Taberânî, el-Kebir
[195] Deylemî
[196] Deylemî
[197] İbn Ebi Şeybe, Musannef
[198] İbn Ebi Şeybe, Musannef
[next]
“Namazın anahtarı, temizliktir. Namaz (dışı şeylerle uğraşma-yı) haram kılan husus, İftitah (=Başlangıç/Giriş) tekbiridir. Namaz (dışı şeylerle uğraşmayı) helal kılan husus da, (en sonda verilen) selamdır”
Suyûtî (ö.
1. Hz. Ali[199]
2. Câbir[200]
3. Ebu Saîd el-Hudrî[201]
4. Abdullah b. Zeyd[202]
5. Abdullah ibn Abbâs[203]
6. Abdullah ibn Mes’ud[204]
7. Enes[205]
Toplam,
(Derim ki:) Tirmizî (ö.
Daha sonra da der ki: “Bu hadis, bu konuda rivayet edilen hadiaslerin en sıhhatlisi ve en iyisidir.”
Yine Tirmizî derki: “Bu konuda Câbir ile Ebu Saîd el-Hudrî’den de rivayetler gelmiştir.”
Yine Tirmizî, bu hadisi, ‘Bâb-u mâ câe fi tahrîmi’s-salât ve tahlîlihâ’ (=Namazın tahrimi ve tahlili hakkında gelen bâb) da Ebu Saîd el-Hudrî’den de[207] rivayet etmiştir.
Tirmizî, burada derki: “Bu konuda Hz. Ali ile Hz. Aişe’den de rivayetler gelmiştir.”
Daha sonra da der ki: “Bu konuda gelen Hz Ali Hadisi, sened bakımından en iyisi ve Ebu Saîd el-Hudrî Hadisinden de daha sıhhatlidir.”
İbn Teymiyye ise bu konu ile ilgili olarak şöyle der: “Hz. Peygamber (s.a.v) ile sahabilerin, namaza (iftitah) tekbiri ile başladıkları mütevatir nakil ve Müslümanların icmasıyla sabit olmuştur.”
Kast edilen şu da olabilir: (Tasavvufçu İbn Arâbî) “Futûhâtu’l-Mekkiyye” adlı kitabında, ‘Tekbir’ lafzı konusundaki ihtilafı anlattıktan sonra aynen şöyle der: “Bu konuda sünnete uyma, en uytgun olanıdır; çünkü bize, sadece bu lafız nakledilmiştir. Bu da, tevatür ile gelen اللهُ أَكْبَر ”Allahu Ekber” lafzıdır.”
* * *
[199] Ebu Dâvud, Taharet
[200] Müsned,
[201] Tirmizî, Salat
[202] Dârekutnî, Sünen,
[203] Taberânî, el-Evsat, el-Kebir; İbn Ebi Şeybe, Musannef,
[204] Taberânî, el-Kebir; Beyhakî, Sünenü’l-Kübra,
[205] İbn Adiy
[206] Tirmizî, Tahâret
[207] Tirmizî, Salât
[next]
“Namaza başlarken, rükuya giderken ve rükudan doğrulurken elleri kaldırma” ile ilgili hadisler
Suyûtî (ö.
1. Abdullah ibn Ömer[208]
2. Mâlik ibnü’l-Huveyris[209]
3. Vâil b. Hucr[210]
4. Hz. Ali[211]
5. Sehl b. Sa’d[212]
6. Abdullah ibnü’z-Zübeyr[213]
7. Abdullah ibn Abbâs[214]
8. Muhammed b. Mesleme[215]
9. Ebu Useyd[216]
10. Ebu Humeyd[217]
11. Ebu Katâde[218]
12. Ebu Hureyre[219]
13. Enes[220]
14. Câbir b. Abdullah[221]
15. Umeyr el-Leysî[222]
16. Hakem b. Umeyr[223]
17. el-A’râbî[224]
18. Hz. Ebu Bekr[225]
19. Berâ’[226]
20. Hz. Ömer[227]
21. Ebu Musa el-Eş’arî[228]
22. Ukbe b. Âmir[229]
23. Muâz b. Cebel[230]
Toplam,
(Derim ki:) İbn Kayyim (ö.
Buhârî (ö.
İbn Kesîr (ö.
Doğrusu şudur: Mütevatirlik, tamamen bu üç yerdedir.
İlk iki rek’ati tamamlayıp ayağa kalkarken ellerin kaldırılmasına gelince; bu, Abdullah ibn Ömer’den merfu’ olarak gelmiştir. Bu hadisi ise, Buhârî ile bir çok kimse rivayet etmiştir. Üstelik bu hadisin şahitleri de vardır.
Bu şahitlerden bazıları şunlardır:
1. Ebu Humeyd’in, sahabeden
2. Hz. Ali Hadisi
Bu iki hadisi, Ebu Dâvud rivayet etmiştir. Ayrıca İbn Huzeyme ile İbn Hibbân’da, bu iki hadisin sahih olduğunu söylemişlerdir.
Buhârî (ö.
İbn Battâl (ö.
Hattâbî (ö.
İbnü’l-Cevzî (ö.
Buhârî (ö.
(İbn Hacer) “Fethu’l-Bârî” de, Buhârî’nin bu sözünü nakletmiştir.
(İbn Hacer) derki: “Hâkim ile Ebu’l-Kâsım ibn Mende’nin anlattığına göre; bu hadisi rivayet edenler içerisinde Aşere-i Mübeşşere de bulun-maktadır.
Hocamız Hafız Ebu’l-Fadl (Irâkî)’nin anlattığına göre ise; sahabeden bu hadisi rivayet edenler ardarda olup bunların sayısı,
Yine aynı şekilde Suyûtî (ö.
Sehâvî (ö.
Beyhakî devamla derki: ‘Bu, hocamız Ebu Abdullah’ın söylediği gibidir. O derki: ‘Bu sünneti, Aşere-i Mübeşşere ile bir çok sahabeden rivayet ettim.’
İbn Abdilberr’de “Temhîd”de dedi ki: ‘Bu hadisi,
Buhârî’ye gelince; o, bu hadisi,
İbnü’l-Cevzî’nin “Mevzuât” adlı kitabında ise, bu hadisi rivayet edenlerin sayısı,
Musannif Irâkî’de, bu hadisi rivayet eden sahabileri ardı ardına getirip bunların sayısını
İbn Hazm’da, bu hadisi, mütevatir olmakla nitelemiştir.” (Sehâvî’nin sözü burada bitmektedir.)
Bu konuda daha geniş bilgi için İbn Hacer (ö.
* * *
[208] Buhârî, Ezan
[209] Buhârî, Ezan
[210] Müslim, Salat
[211] Buhârî, Ezan
[212] Buhârî, Ezan
[213] Ebu Dâvud, Salat (
[214] Ebu Dâvud, Salat (
[215] Buhârî, Ezan
[216] Buhârî, Ezan
[217] Ebu Dâvud, Salat
[218] Ebu Dâvud, Salat
[219] Buhârî, Ezan
[220] İbn Mâce, İkame
[221] İbn Mâce, İkame
[222] İbn Mâce, İkame
[223] Taberânî, el-Kebir
[224] Müsned,
[225] Beyhakî
[226] Beyhakî
[227] Dârekutnî
[228] Dârekutnî
[229] Taberânî,
[230] Taberânî, el-Kebir
[231] Bu kitabıl asıl adı, “Zâdü’l-meâd fi hedyi hayri’l-ibâd”dır. Bunun, Türkçe’ye birkaç çevirisi yapılmıştır.
[232] Bu üç yer ise; namaza başlarken, rükuya giderken ve rükudan doğrularken
[233] Buhârî’nin bu kitapçığının adı, “Ref’u’l-yedeyn fi’s-salât”tır.
[234] İbn Hacer, Fethu’l-Bârî,
[next]
﴾
“Namazda (ayakta dururken) elin birini, diğerinin üzerine koyma” ile ilgili hadisler
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Sehl b. Sa’d es-Sâadî[235]
2. Vâil b. Hucr el-Hadramî[236]
3. Abdullah ibn Mes’ud[237]
4. Hulb et-Tâî[238]
5. Hz. Ali[239]
6. Abdullah ibnü’z-Zübeyr[240]
7. Ebu Hureyre[241]
8. Câbir b. Abdullah[242]
9. Hâris b. Ğutayf es-Simâlî[243]
10. Amr b. Hurays el-Mahzûmî
11. Ya’lâ b. Mürre es-Sakafî[244]
12. Abdullah ibn Ömer
13. Ebu’d-Derdâ’[245]
14. Huseyfe
15. Hz. Aişe
16. Abdullah ibn Abbâs[246]
17. Enes
18. Şeddâd b. Şurahbîl[247]
19. Muâz b. Cebel
20. Süfyân es-Sevrî ise birçok sahabeden rivayet etmiştir.
Yine bu hadis, mürsel olarak ise, şu yollardan gelmiştir:
21. Ebu Ümeyye Abdulkerîm b. Ebi’l-Muhârik el-Basrî
22. Tâvus[248]
23. Hasan el-Basrî
24. Atâ’ b. Ebi Rebâh
25. İbrahîm en-Nehaî
* * *
[235] Buhârî, Ezan
[236] Müslim, Salat
[237] Ebu Dâvud, Salat
[238] Tirmizî, Salat
[239] Ebu Dâvud, Salat
[240] Ebu Dâvud, Salat
[241] Ebu Dâvud, Salat
[242] Taberânî, el-Evsat
[243] Müsned,
[244] Taberânî, el-Kebir
[245] Taberânî, el-Kebir
[246] Taberânî, el-Kebir
[247] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr
[248] Ebu Dâvud, Salat (
[next]
“Namazda besmele okuma”[249] ile ilgili hadisler
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Abdullah ibn Abbâs[250]
2. Hz. Ali[251]
3. Ümmü Seleme[252]
4. Ebu Hureyre[253]
5. Abdullah ibn Ömer[254]
6. Büreyde[255] ve daha bir çokları.
Bir çok kimse, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, namazda kesinlikle besmele okuduğunu söylemiştir.
Fakat Hz. Peygamber (s.a.v), besmeleyi; bazen açıktan (sesli) –bu azdır- ve bazen de gizli (sessiz) okumuştur. Gizli okuması, açıktan okumasından daha çoktur.
* * *
[249] Besmele, Kur’an’da
a. Enfal suresi ile Tevbe suresi arası hariç bütün sureler arasında bulunan, bir sureyi diğerinden ayıran besmele. Buna göre Kur’an’da
b. Neml suresinin
Namazda besmelenin okunup okunmayacağı meselesi, ihtilaflıdır:
a. Besmele, namazda açıktan (=sesli) okunur.
b. Besmele, namazda gizli (=sessiz) okunur.
Bu görüş ayrılığı, besmelenin, Fatiha’dan bir ayet olup olmadığı meselesine dayanmaktadır. Hanefilere ve Hanbelilere göre; Resulullah (s.a.v), Fatiha suresini okurken besmeleyi de mutlaka okumuş, fakat gizli okuduğu için işitilmemiştir. Şafiîlere göre ise; besmele, Fatiha’nın ilk ayetidir. Dolayısıyla da okunuşta Fatiha’ya tabidir. Fatiha’nın gizli okunduğu yerlerde gizli, açıktan okunduğu yerlerde ise açıktan okunur. İmam Malike göre ise, farz namazlarda besmele hiç okunmaz. Nafile namazlarda ise dileyen okur, dileyen okumaz. Çünkü besmele, Fatiha’dan bir ayet değildir.
[250] Tirmizî, Salat
[251] Hâkim, Müstedrek,
[252] Hâkim, Müstedrek,
[253] Nesâî, İftitah
[254] Hâkim, Müstedrek,
[255] Hâkim, Müstedrek,
[next]
“Namazda besmeleyi açıktan (=sesli) okumayı terk etme” ile ilgili hadisler
Tahâvî (ö.
Bu konuda daha geniş bilgi için Tahâvî (ö.
* * *
[256] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr,
[257] Tahâvî, age,
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.