25- Devlet İzni Olmadan Kısas Yapılamaz
4795- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ebu Cehm b. Huzeyfe’yi zekat toplama göreviyle göndermişti. Ebu Cehm gittiği yerde zekat konusunda münakaşa eden birine vurmuştu. Bunun üzerine o adam arkadaşlarıyla birlikte Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldiler ve kısas isteriz Ey Allah'ın Rasûlü! dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de (Kısas yerine şunu veya şunu alın) buyurdu. Razı olmadılar tekrar:
(Şunu ve bunu da alın) buyurunca kabul ettiler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:
(Bu meseleyi insanlara duyuracağım) buyurdu. Onlar da:
(Olur) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle konuştu:
(Bu adamlar bana geldiler kısas istediler. Ben de onlara şunları alın dedim razı oldular.) Demesi üzerine onlar:
(Hayır kabul etmiyoruz) dediler. Muhacirler o adamların üzerine yürüyeceklerdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) muhacirlere:
(Ellerini onlardan çekmelerini emretti onlar da ellerini çektiler, onları çağırdı ve razı mısınız?) buyurdu. Onlar da:
(Evet) dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bu durumu insanlara duyuracağım) buyurdu. Onlar da:
(Konuş ve bildir) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine insanlara konuşup anlattı ve o kimselere tekrar sordu:
(Aldıklarınıza razı mısınız?) Onlar da:
(Evet) dediler. (Ebû Dâvûd, Diyat: 13; İbn Mâce, Diyet: 10)
٢٥ - باب السُّلْطَانُ يُصَابُ عَلَى يَدِهِ
٤٧٩٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَحَّهُ رَجُلٌ فِي صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَأَتَوُا النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ الْقَوَدُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ ( لَكُمْ كَذَا وَكَذَا ) . فَلَمْ يَرْضَوْا بِهِ فَقَالَ ( لَكُمْ كَذَا وَكَذَا ) . فَرَضُوا بِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنِّي خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ ) . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( إِنَّ هَؤُلاَءِ أَتَوْنِي يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا فَرَضُوا ) . قَالُوا لاَ . فَهَمَّ الْمُهَاجِرُونَ بِهِمْ فَأَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَكُفُّوا فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ قَالَ ( أَرَضِيتُمْ ) . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ ( فَإِنِّي خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ ) . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّاسَ ثُمَّ قَالَ ( أَرَضِيتُمْ ) . قَالُوا نَعَمْ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.