Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Kısas

Kısas || Kasâme Kitabı || Sünen-i Nesai || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5- Kısas

4738- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Sadece şu üç şeyle bir Müslüman’ın kanı (öldürülmesi) helâl olur: Katil kimse kısas yapılarak öldürülür. Evli iken zina eden taşlanarak öldürülür. Dinini terk edip irtidat eden de öldürülür.) (Ebû Dâvûd, Hudud: 1; Müslim, Kasame: 6)

4739- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam öldürülmüştü. Katil, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna çıkarılınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onu maktulün velisine teslim etti. Katil:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Onu bilerek öldürmedim) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün velisine:

(Dikkat et eğer katil sözünde doğru ise sen de onu öldürürsen Cehenneme gidersin) deyince, Adam, katili serbest bıraktı. Ebu Hüreyre dedi ki:

(O adam nis’a denilen deriden örülmüş bir urganla bağlanmıştı urganını sürükleyerek çıktı gitti. Bunun üzerine o adama (urganlı) adını verdiler. (Dârimi, Diyat: 8; Müslim, Kasame: 10)

4740- Alkame b. Vail el Hadremî babasından rivâyetle şöyle anlatıyor: birisini öldüren katili maktulün velisi yakalamış ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) getiren adama:

(Katili affedecek misin?) dedi. O adam da:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Onu öldürecek misin?) buyurdu. Adam:

(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Git) dedi. Adam giderken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çağırdı ve:

(Onu affedecek misin?) buyurdu. Adam:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Diyet almak ister misin?) dedi. Adam:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Onu öldürecek misin?) buyurdu. Adam:

(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Git) dedi. Adam giderken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Bak! Eğer onu affedersen senin de öldürülen kimsenin de günahları affedilir) buyurdu. Adam katili affedip bıraktı, katil de bağlandığı urganını sürükleyerek çekip gitti. (Dârimi, Diyat: 8; Müslim, Kasame: 10)

٥ - باب الْقَوَدِ

٤٧٣٨ - أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ سُلَيْمَانَ، قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مُرَّةَ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ إِلاَّ بِإِحْدَى ثَلاَثٍ النَّفْسُ بِالنَّفْسِ وَالثَّيِّبُ الزَّانِي وَالتَّارِكُ دِينَهُ الْمُفَارِقُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٣٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، وَأَحْمَدُ بْنُ حَرْبٍ، - وَاللَّفْظُ لأَحْمَدَ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قُتِلَ رَجُلٌ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَرُفِعَ الْقَاتِلُ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَدَفَعَهُ إِلَى وَلِيِّ الْمَقْتُولِ فَقَالَ الْقَاتِلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لاَ وَاللَّهِ مَا أَرَدْتُ قَتْلَهُ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لِوَلِيِّ الْمَقْتُولِ ‏(‏ أَمَا إِنَّهُ إِنْ كَانَ صَادِقًا ثُمَّ قَتَلْتَهُ دَخَلْتَ النَّارَ ‏)‏ ‏.‏ فَخَلَّى سَبِيلَهُ ‏.‏ قَالَ وَكَانَ مَكْتُوفًا بِنِسْعَةٍ فَخَرَجَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ فَسُمِّيَ ذَا النِّسْعَةِ ‏.‏

٤٧٤٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ، عَنْ عَوْفٍ الأَعْرَابِيِّ، عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلٍ الْحَضْرَمِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ جِيءَ بِالْقَاتِلِ الَّذِي قَتَلَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم جَاءَ بِهِ وَلِيُّ الْمَقْتُولِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَتَعْفُو ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ قَالَ ‏(‏ أَتَقْتُلُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ نَعَمْ قَالَ ‏(‏ اذْهَبْ ‏)‏ ‏.‏ فَلَمَّا ذَهَبَ دَعَاهُ قَالَ ‏(‏ أَتَعْفُو ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ أَتَأْخُذُ الدِّيَةَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ أَتَقْتُلُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اذْهَبْ ‏)‏ ‏.‏ فَلَمَّا ذَهَبَ قَالَ ‏(‏ أَمَا إِنَّكَ إِنْ عَفَوْتَ عَنْهُ فَإِنَّهُ يَبُوءُ بِإِثْمِكَ وَإِثْمِ صَاحِبِكَ ‏)‏ ‏.‏ فَعَفَا عَنْهُ فَأَرْسَلَهُ - قَالَ - فَرَأَيْتُهُ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget