Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Bile Bile Öldürmeye Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti Ne Kadardır?

Bile Bile Öldürmeye Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti Ne Kadardır? || Kasâme Kitabı || Sünen-i Nesai || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33- Bile Bile Öldürmeye Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti Ne Kadardır?

4810- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Dikkat edin bile bile öldürmeye benzeyen hata ile öldürme kamçı ile veya değnek ile olsun diyeti yüz devedir ve kırk tanesi de gebe olacaktır.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4811- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından birinin rivâyetine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke fethi günü hutbesinde şöyle buyurmuştur:

(Dikkat edin bile bile öldürmeye benzeyen hata ile öldürme kamçı, değnek ve taşla bile olsa diyeti yüz deve olup kırkı altı ile dokuz yaş arasında olacak ve hepsi de doğurgan olacaktır.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4812- Ukbe b. Evs (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Dikkat edin! Hataen öldürülen kimsenin diyeti, kamçı ve değnekle olsun yine yüz deve olup kırk tanesi gebe durumda olacaktır.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4813- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından birinden rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) feth günü Mekke’ye girdiğinde şöyle buyurdu:

(Dikkat edin hata ile öldürme ve hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ile olsun ister değnekle öldürülmüş olsun diyeti kırkı gebe olan (yüz devedir)(Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4814- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kimsenin rivâyetine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fetih yılı Mekke’ye geldiğinde şöyle buyurdu:

(Dikkat edin hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ister değnekle olsun fidyesi kırkı gebe olmak üzere (yüz devedir)(Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4815- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kimsenin rivâyetine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fetih yılı Mekke’ye geldiğinde şöyle buyurdu:

(Dikkat edin hata ile öldürmeye benzeyen öldürmelerde ister kamçı ister değnekle olsun fidyesi kırkı gebe olmak üzere) (yüz devedir)(Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4816- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke fethi günü Kâbe’nin merdiveninin üzerinde Allah’a hamdü sena ederek şöyle konuştu:

(Vadini yerine getiren, kuluna yardım eden, tek başına düşman ordularını mağlup eden Allah’a hamd olsun. Bile bile öldürmeye benzeyen ve hata ile öldürülen kırbaçla da değnekle de olsa; diyeti kırk tanesi gebe olmak şartıyla yüz devedir.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4817- Kasım b. Rabia (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hata ile öldürmek veya bile bile öldürmeye denk olan öldürmelerde diyet yüz deve olup kırk tanesi gebe olmalıdır.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

4818- Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim hata ile bir adam öldürürse diyeti yüz devedir. Bu develerden otuz tanesi bir yaşında dişi, otuz tanesi de iki yaşında dişi ve otuz tanesi de dört yaşında dişi, kalan on tanesi de iki yaşında erkek olacaktır.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şehirlilere yüz deve yerine dört yüz dinar altın veya onun bedeli gümüş taktir ederdi. Deve bedelleri arttıkça Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de altın ve gümüş nispetini artırırdı, duruma göre bu bedeli indirdiği de olurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında diyet bedeli dört yüz dinardan sekiz yüz dinara kadar ulaşmıştı veya bu bedelde gümüş miktarına ulaşmıştı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) inek sahiplerine diyet bedeli olarak iki yüz inek taktir etmişti. Koyunda ise iki bin koyun taktir etmişti. Diyet bedelinin ölen kimsenin varisleri arasında hisselerine göre paylaştırılmasını artanını da asabe denilen ölenin baba tarafından akrabalarına yüklenmesini emretti. Yine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) katil kadının diyetini asabasına ödettirmeyi emir buyurdu. Öldürülen kadının diyetinden varislere dağıtıldıktan sonra arta kalanın asabaya verilmesini, öldürülen kadının diyetinin varisler arasında bölüşülmesini, katili de onların öldürmesini emretti.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 17; İbn Mâce, Diyet: 6)

٣٣ - باب ذِكْرِ الاِخْتِلاَفِ عَلَى خَالِدٍ الْحَذَّاءِ

٤٨١٠ - أَخْبَرَنِي يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، قَالَ أَنْبَأَنَا حَمَّادٌ، عَنْ خَالِدٍ، - يَعْنِي الْحَذَّاءَ - عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ أَوْسٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَلاَ وَإِنَّ قَتِيلَ الْخَطَإِ شِبْهِ الْعَمْدِ مَا كَانَ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ أَرْبَعُونَ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَامِلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، عَنْ خَالِدٍ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ أَوْسٍ، عَنْ رَجُلٍ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ خَطَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمَ فَتْحِ مَكَّةَ فَقَالَ ‏(‏ أَلاَ وَإِنَّ قَتِيلَ الْخَطَإِ شِبْهِ الْعَمْدِ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا وَالْحَجَرِ مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ فِيهَا أَرْبَعُونَ ثَنِيَّةً إِلَى بَازِلِ عَامِهَا كُلُّهُنَّ خَلِفَةٌ ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي عَدِيٍّ، عَنْ خَالِدٍ، عَنِ الْقَاسِمِ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ أَوْسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَلاَ إِنَّ قَتِيلَ الْخَطَإِ قَتِيلَ السَّوْطِ وَالْعَصَا فِيهِ مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مُغَلَّظَةٌ أَرْبَعُونَ مِنْهَا فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٣ - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ، عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ أَوْسٍ، عَنْ رَجُلٍ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَمَّا دَخَلَ مَكَّةَ يَوْمَ الْفَتْحِ قَالَ ‏(‏ أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ قَتِيلِ خَطَإِ الْعَمْدِ أَوْ شِبْهِ الْعَمْدِ قَتِيلِ السَّوْطِ وَالْعَصَا مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ أَوْسٍ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم حَدَّثَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَمَّا قَدِمَ مَكَّةَ عَامَ الْفَتْحِ قَالَ ‏(‏ أَلاَ وَإِنَّ قَتِيلَ الْخَطَإِ الْعَمْدِ قَتِيلَ السَّوْطِ وَالْعَصَا مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا يَزِيدُ، عَنْ خَالِدٍ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ أَوْسٍ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم حَدَّثَهُ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم دَخَلَ مَكَّةَ عَامَ الْفَتْحِ قَالَ ‏(‏ أَلاَ وَإِنَّ قَتِيلَ الْخَطَإِ الْعَمْدِ قَتِيلَ السَّوْطِ وَالْعَصَا مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُدْعَانَ، سَمِعَهُ مِنَ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمَ فَتْحِ مَكَّةَ عَلَى دَرَجَةِ الْكَعْبَةِ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَقَالَ ‏(‏ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي صَدَقَ وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ أَلاَ إِنَّ قَتِيلَ الْعَمْدِ الْخَطَإِ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا شِبْهِ الْعَمْدِ فِيهِ مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مُغَلَّظَةٌ مِنْهَا أَرْبَعُونَ خَلِفَةٌ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ يُوسُفَ، قَالَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ الْخَطَأُ شِبْهُ الْعَمْدِ - يَعْنِي بِالْعَصَا وَالسَّوْطِ - مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِي بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا ‏)‏ ‏.‏

٤٨١٨ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، قَالَ أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ قُتِلَ خَطَأً فَدِيَتُهُ مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ ثَلاَثُونَ بِنْتَ مَخَاضٍ وَثَلاَثُونَ بِنْتَ لَبُونٍ وَثَلاَثُونَ حِقَّةً وَعَشْرَةٌ بَنِي لَبُونٍ ذُكُورٍ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يُقَوِّمُهَا عَلَى أَهْلِ الْقُرَى أَرْبَعَمِائَةَ دِينَارٍ أَوْ عِدْلَهَا مِنَ الْوَرِقِ وَيُقَوِّمُهَا عَلَى أَهْلِ الإِبِلِ إِذَا غَلَتْ رَفَعَ فِي قِيمَتِهَا وَإِذَا هَانَتْ نَقَصَ مِنْ قِيمَتِهَا عَلَى نَحْوِ الزَّمَانِ مَا كَانَ فَبَلَغَ قِيمَتُهَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَا بَيْنَ الأَرْبَعِمِائَةِ دِينَارٍ إِلَى ثَمَانَمِائَةِ دِينَارٍ أَوْ عِدْلَهَا مِنَ الْوَرِقِ ‏.‏ قَالَ وَقَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّ مَنْ كَانَ عَقْلُهُ فِي الْبَقَرِ عَلَى أَهْلِ الْبَقَرِ مِائَتَىْ بَقَرَةٍ وَمَنْ كَانَ عَقْلُهُ فِي الشَّاةِ أَلْفَىْ شَاةٍ وَقَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّ الْعَقْلَ مِيرَاثٌ بَيْنَ وَرَثَةِ الْقَتِيلِ عَلَى فَرَائِضِهِمْ فَمَا فَضَلَ فَلِلْعَصَبَةِ وَقَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَعْقِلَ عَلَى الْمَرْأَةِ عَصَبَتُهَا مَنْ كَانُوا وَلاَ يَرِثُونَ مِنْهُ شَيْئًا إِلاَّ مَا فَضَلَ عَنْ وَرَثَتِهَا وَإِنْ قُتِلَتْ فَعَقْلُهَا بَيْنَ وَرَثَتِهَا وَهُمْ يَقْتُلُونَ قَاتِلَهَا ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget