1- RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM)’İN SÜNNETİNE İTTİBA' ETMENİN GEREKLİLİĞİNE DAİR VARİD OLAN HADİSLER BÂBI
1)... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir;
(Size ne emrettimse onu alınız (ona sarılınız) ve sizi neden nehiy ettimse ondan uzaklaşınız. )
2) ... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir;
(Ben size bir şey teklif etmedikçe ve sizi bıraktıkça siz de beni bırakınız (= bana soru sormayınız). Çünkü sizden önceki (ümmet)ler, lüzumsuz yere Peygamberlerine çok soru sormaları, sonrada onlara muhalefet etmeleri yüzünden helak oldular. Bunun için ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiğini yapınız ve sizi bir şeyden nehiy ettiğim zaman ona son veriniz. )
3) ... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den yapılan rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
(Her kim bana itâat ederse hakikatta Allah’a itâat etmiş olur ve her kim bana isyan ederse gerçekten Allah’a isyan etmiş olur...)
4) ... Ebû Cafer (radıyallahü anh)’den, şöyle söylediği rivâyet edilmiştir;
(İbn-i Ömer (Abdullah) (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir hadis işittiği zaman o hadisi işittiği gibi aynen tutardı. Onda ifrat ve tefritte bulunmazdı. )
5) ... Ebû’d-Derda (radıyallahü anh)’den, şöyle dediği rivâyet edilmiştir;
(Biz fakirliği anlatırken ve ondan duyduğumuz endişeleri belirtirken, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkıp bu konuşmamız üzerine geldi ve;
(Fakir düşmekten mi korkuyorsunuz? Nefsim kudret elinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, muhakkak surette dünya malı üzerinize akıtılacaktır (= bol bol verilecektir). Öyle (zengin olacaksınız) ki servetten başka hiçbir şey her hangi birinizin kalbini hak yoldan sapıtmayacaktır (Servetinin bolluğu kişinin hak yoldan inhiraf etmesine sebebiyet verebilecektir). Allahü teâlâya yemin ederim ki, ben sizleri gecesi ve gündüzü apaydın olması bakımından eşit olan tertemiz gönüllere sahip olarak bıraktım. ) buyurdu.
Ebû’d-Derda diyor ki; (Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söyledi. Vallahi gecesi ve gündüzü aydınlık olması bakımından eşit olan tertemiz gönüllere sahip olarak bizi bıraktı. )
6) ... Kurret b. Eyas (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir;
(Benim ümmetimden, daima Allahü teâlâ tarafından desteklenen ve onlara yardımcı olmayan halkın zarar veremiyeceği bir cemaat kıyamet kopuncaya kadar hiç eksik olmayacak (ümmetim içinde daima böyle bir taife bulunacak) tır. )
7) ... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle söylemiştir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
(Ümmetimden bir taife daima Allahü teâlâ’nın emrine bağlı kalacak (= ondan katiyyen ayrılmayacak)tır ve kendilerine muhalefet edenler, onlara zarar veremiyecektir. )
8) ... Eba İnebe el-Havlani (radıyallahü anh)’den şöyle demiştir; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim, buyurdular ki:
(Allahü teâlâ bu dinin mensublarını ilahi emre itâat etme uğrunda çalıştıracak adamı daima onların içinden çıkarır. Böyle adamı eksik etmez. )
9) ... Şuayb (radıyallahü anh)’den, şöyle söylediği rivâyet edilmiştir;
Muaviye (radıyallahü anh) irad ettiği bir hutbede; Alimleriniz nerededirler, alimleriniz nerededirler? (söyleyeceği sözlerin alimlerce doğrulanması için bu soruyu yöneltiyor) Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim buyuruyordu ki;
(Kıyamet ancak ümmetimden bir taife, insanlara galib olduğu halde kopacaktır. Bu taife ne kendilerine yardımcı olmayanlara ne de yardımcı olanlara bakmıyacaklar (onların davranışına ehemmiyet vermeyecekler)dir. )
10) ... Sevban (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle söylediği rivâyet edilmiştir;
(Benim ümmetimden, hak üzerinde, düşmanlarını yener ve muhaliflerinden zarar görmez bir cemaat, Allah (Azze ve Celle)’nin emri (kıyamet günü) gelinceye kadar eksik olmayacaktır. )
11) ... Cabir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den şöyle söylediği rivâyet edilmiştir;
(Biz Peygammer (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Bir çizgi çizdi. O’nun sağına ve soluna da ikişer çizgi çizdikten sonra mübarek elini ortadaki çizginin üzerine bırakıp, (Bu , Allah’ın yoludur) buyurdu. Sonra bu ayeti okudu;
(Gerçekten bu benim dosdoğru yolumdur. Artık O’na uyunuz. Başka yolları takip etmeyiniz. Sonra bunlar sizi Allahü teâlâ’nın yanından ayırır...) (En’am 153)
١ - باب اتِّبَاعِ سُنَّةِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم
١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( مَا أَمَرْتُكُمْ بِهِ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَيْتُكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا ).
٢ - حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالَ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( ذَرُونِي مَا تَرَكْتُكُمْ فَإِنَّمَا هَلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ بِسُؤَالِهِمْ وَاخْتِلاَفِهِمْ عَلَى أَنْبِيَائِهِمْ فَإِذَا أَمَرْتُكُمْ بِشَىْءٍ فَخُذُوا مِنْهُ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَإِذَا نَهَيْتُكُمْ عَنْ شَىْءٍ فَانْتَهُوا ).
٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، وَوَكِيعٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( مَنْ أَطَاعَنِي فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ وَمَنْ عَصَانِي فَقَدْ عَصَى اللَّهَ ).
٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ عَدِيٍّ، عَنِ ابْنِ الْمُبَارَكِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سُوقَةَ، عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ، قَالَ كَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا سَمِعَ مِنْ، رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حَدِيثًا لَمْ يَعْدُهُ وَلَمْ يُقَصِّرْ دُونَهُ .
٥ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى بْنِ سُمَيْعٍ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سُلَيْمَانَ الأَفْطَسُ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْجُرَشِيِّ، عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ، عَنْ أَبِي الدَّرْدَاءِ، قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَنَحْنُ نَذْكُرُ الْفَقْرَ وَنَتَخَوَّفُهُ فَقَالَ ( آلْفَقْرَ تَخَافُونَ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتُصَبَّنَّ عَلَيْكُمُ الدُّنْيَا صَبًّا حَتَّى لاَ يُزِيغَ قَلْبَ أَحَدٍ مِنْكُمْ إِزَاغَةً إِلاَّ هِيَهْ وَايْمُ اللَّهِ لَقَدْ تَرَكْتُكُمْ عَلَى مِثْلِ الْبَيْضَاءِ لَيْلُهَا وَنَهَارُهَا سَوَاءٌ ). قَالَ أَبُو الدَّرْدَاءِ صَدَقَ وَاللَّهِ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ تَرَكَنَا وَاللَّهِ عَلَى مِثْلِ الْبَيْضَاءِ لَيْلُهَا وَنَهَارُهَا سَوَاءٌ .
٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ قُرَّةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( لاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي مَنْصُورِينَ لاَ يَضُرُّهُمْ مَنْ خَذَلَهُمْ حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ ).
٧ - حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَلْقَمَةَ، نَصْرُ بْنُ عَلْقَمَةَ عَنْ عُمَيْرِ بْنِ الأَسْوَدِ، وَكَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ الْحَضْرَمِيِّ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( لاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي قَوَّامَةً عَلَى أَمْرِ اللَّهِ لاَ يَضُرُّهَا مَنْ خَالَفَهَا ).
٨ - حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا الْجَرَّاحُ بْنُ مَلِيحٍ، حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ زُرْعَةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عِنَبَةَ الْخَوْلاَنِيَّ، وَكَانَ، قَدْ صَلَّى الْقِبْلَتَيْنِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( لاَ يَزَالُ اللَّهُ يَغْرِسُ فِي هَذَا الدِّينِ غَرْسًا يَسْتَعْمِلُهُمْ فِي طَاعَتِهِ ).
٩ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ، حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ نَافِعٍ، حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَامَ مُعَاوِيَةُ خَطِيبًا فَقَالَ أَيْنَ عُلَمَاؤُكُمْ أَيْنَ عُلَمَاؤُكُمْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( لاَ تَقُومُ السَّاعَةُ إِلاَّ وَطَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي ظَاهِرُونَ عَلَى النَّاسِ لاَ يُبَالُونَ مَنْ خَذَلَهُمْ وَلاَ مَنْ نَصَرَهُمْ ).
١٠ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ شُعَيْبٍ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ بَشِيرٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَبِي أَسْمَاءَ الرَّحَبِيِّ، عَنْ ثَوْبَانَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( لاَ يَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي عَلَى الْحَقِّ مَنْصُورِينَ لاَ يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ حَتَّى يَأْتِيَ أَمْرُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ).
١١ - حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ، قَالَ سَمِعْتُ مُجَالِدًا، يَذْكُرُ عَنِ الشَّعْبِيِّ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ كُنَّا عِنْدَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَخَطَّ خَطًّا وَخَطَّ خَطَّيْنِ عَنْ يَمِينِهِ وَخَطَّ خَطَّيْنِ عَنْ يَسَارِهِ ثُمَّ وَضَعَ يَدَهُ فِي الْخَطِّ الأَوْسَطِ فَقَالَ ( هَذَا سَبِيلُ اللَّهِ ). ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ {وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ} .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.