184- NAMAZDA UYKUSU GELEN ADAM
1432 - “... Âişe (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
(Biriniz (namazda) uykusu geldiği zaman (namaza ara verip) kendisinden uyku hâli gidinceye kadar uyusun. Çünkü uykusu geldiği halde namaz kıldığı zaman ne söylediğini bilemez. İstiğfar etmek isterken kendisine sövmesi umulur. )
1433 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) mescide girmiş de iki sütün arasına gerilmiş bir ip görmüş ve:
(Bu ip nedir?) diye sormuş. (Orada bulunanlar) demişler ki: Bu ip, (Efendimizin muhterem zevcelerinden) Zeynep (radıyallahü anhâ)’ya aittir. Burada namaz kılar. Ayakta yorulduğu zaman bu ipe tutunur. Bunun üzerine Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem):
(İpi çözünüz, ipi çözünüz. Biriniz hafif ve kuvvetli olduğu müddetçe namaz kılsın. Yorulunca otursun. ) buyurmuştur. "
1434 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu demiştir :
(Biriniz gece namazına kalktığı zaman (uyku basması nedeniyle okuduğu) Kur'an onun dilinden anlaşılmaz olup ne dediğini bilmez ise (namaza ara verip) yatsın. )
١٨٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْمُصَلِّي إِذَا نَعَسَ
١٤٣٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ، مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْعُثْمَانِيُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِي حَازِمٍ، جَمِيعًا عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ قَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِذَا نَعَسَ أَحَدُكُمْ فَلْيَرْقُدْ حَتَّى يَذْهَبَ عَنْهُ النَّوْمُ فَإِنَّهُ لاَ يَدْرِي إِذَا صَلَّى وَهُوَ نَاعِسٌ لَعَلَّهُ يَذْهَبُ يَسْتَغْفِرُ فَيَسُبُّ نَفْسَهُ ).
١٤٣٣ - حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى اللَّيْثِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ دَخَلَ الْمَسْجِدَ فَرَأَى حَبْلاً مَمْدُودًا بَيْنَ سَارِيَتَيْنِ فَقَالَ ( مَا هَذَا الْحَبْلُ ). قَالُوا لِزَيْنَبَ تُصَلِّي فِيهِ فَإِذَا فَتَرَتْ تَعَلَّقَتْ بِهِ . فَقَالَ ( حُلُّوهُ حُلُّوهُ لِيُصَلِّ أَحَدُكُمْ نَشَاطَهُ فَإِذَا فَتَرَ فَلْيَقْعُدْ ).
١٤٣٤ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ، حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ يَحْيَى بْنِ النَّضْرِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( إِذَا قَامَ أَحَدُكُمْ مِنَ اللَّيْلِ فَاسْتَعْجَمَ الْقُرْآنُ عَلَى لِسَانِهِ فَلَمْ يَدْرِ مَا يَقُولُ اضْطَجَعَ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.