190- TESBİH NAMAZI
1449 - “... Ebû Râfi' (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abbâs (radıyallahü anh) 'a şöyle buyurmuştur :
(Ey Amcam! Sana. bir hediye vermiyeyim mi? Sana yararlı olmıyayım mı? Sana karşı üzerime düşeni yapmıyayım mı?. Abbâs (radıyallahü anh) :
— Buyur yâ Resûlüllah! dedi. Efendimiz:
— (Dört rek'at (nafile) namaz kıl. Her rek'atta Fatihayı ve bir sûre oku. Kıraat bitince rüküa gitmeden önce onbeş defa;
Sübhanallahi velhamdülülâhi ve lâilâhe illâllahü vallahü ekber, deyiver. Sonra rükû et (Rükû tesbihinden sonra) bunu on defa söyle. Sonra (rükûdan) başını kaldır. Doğrulunca bunu on defa söyle. Sonra secde et. (Secdedeki tesbihten) sonra bunu on defa söyle. Sonra (başını) secdeden kaldır. (Bu oturuş tesbihinden sonra) da on defa söyle. Sonra secde et. (Yine ondaki tesbihten) sonra bunu on defa oku. Sonra başını kaldır ve ayağa kalkmadan önce (oturduğun yerde) bunu on defa söyle. İşte her rek'atta yetmiş beş defa olmuş olur. Bu zikir, dört rek'atte üçyüz defadır. Eğer artık günahların kum yığınları misli olmuş olsa Allah senin için onları bağışlar. ) buyurdu. Abbâs (radıyallahü anh) .
— Bir kimsenin gücü bunu bir günde söylemeye yetmezse? diye sordu. Efendimiz:
— (Bunu bir Cuma'da (bir haftada) söyle. Eğer (Bir haftada) yapmaya gücün yetmezse bunu bir ayda söyle) buyurdu. Ve nihayet:
— (Bunu bir yılda söyle) buyurdu. "
1450 - “... Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abbâs bin Abdi'l-Muttalib (radıyallahü anh)'a şöyle buyurmuştur:
(Ey Abbâs! Ey Amcam! On haslet (on çeşit günahın kefaretini) sana vermiyeyim mi? Sana ikram etmiyeyim mi? Sana bildirmiye-yim mi? Sen onu (o keffareti) işlediğin zaman Cenabı Allah senin için günahını bağışlar. Günahının'evvelini, âhirini, eskisini, yenisini, hatâsını, kasıtlısını, küçüğünü, büyüğünü, gizlisini, açığını. (Bu günahlar) on haslet (çeşit)tir. (Bu on hasletin keffareti) dört rek'at namaz kılınandır. Her rek'atte Fatiha ve bir sûre okursun. İlk rek'atte kıraati bitirince sen henüz ayakta iken onbeş defa; . . . . . . . . , zikrini okursun. Sonra rükû edersin. Sen rükû’ hâlinde iken (bunu) on defa söylersin. Sonra rükû’dan başını kaldırırsın. Bunu on defa söylersin. Sonra secde için eğilirsin. Secde hâlinde iken bunu on defa söylersin. Sonra secdeden başını kaldırırsın. Bunu on defa söylersin. Sonra secde edersin, bunu on defa söylersin. Sonra başını secdeden kaldırırsın ve bunu on defa söylersin. İşte bunların toplamı her rek'atte yetmiş beş defadır. (Bunu) dört rek'atte yaparsın. Eğer her gün bir defa bu namazı kılmaya gücün yeterse yap. Eğer gücün yetmezse her Cuma'da (her haftada) bir defa yap. Eğer bunu yapamazsan her ayda bir defa yap. Eğer bunu da yapamazsan ömründe bir defa yap.) "
١٩٠ - باب مَا جَاءَ فِي صَلاَةِ التَّسْبِيحِ
١٤٤٩ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو عِيسَى الْمَسْرُوقِيُّ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ، حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ، حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ أَبِي سَعِيدٍ، مَوْلَى أَبِي بَكْرِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ أَبِي رَافِعٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لِلْعَبَّاسِ ( يَا عَمِّ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَنْفَعُكَ أَلاَ أَصِلُكَ ( قَالَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( تُصَلِّي أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ فَإِذَا انْقَضَتِ الْقِرَاءَةُ فَقُلْ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً قَبْلَ أَنْ تَرْكَعَ ثُمَّ ارْكَعْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا قَبْلَ أَنْ تَقُومَ فَتِلْكَ خَمْسٌ وَسَبْعُونَ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ وَهِيَ ثَلاَثُمِائَةٍ فِي أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ فَلَوْ كَانَتْ ذُنُوبُكَ مِثْلَ رَمْلِ عَالِجٍ غَفَرَهَا اللَّهُ لَكَ ). قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ يَقُولُهَا فِي يَوْمٍ قَالَ ( قُلْهَا فِي جُمُعَةٍ فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ فَقُلْهَا فِي شَهْرٍ ). حَتَّى قَالَ ( فَقُلْهَا فِي سَنَةٍ ).
١٤٥٠ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرِ بْنِ الْحَكَمِ النَّيْسَابُورِيُّ، حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ، حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لِلْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ( يَا عَبَّاسُ يَا عَمَّاهُ أَلاَ أُعْطِيكَ أَلاَ أَمْنَحُكَ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَفْعَلُ لَكَ عَشْرَ خِصَالٍ إِذَا أَنْتَ فَعَلْتَ ذَلِكَ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ ذَنْبَكَ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ وَقَدِيمَهُ وَحَدِيثَهُ وَخَطَأَهُ وَعَمْدَهُ وَصَغِيرَهُ وَكَبِيرَهُ وَسِرَّهُ وَعَلاَنِيَتَهُ عَشْرُ خِصَالٍ أَنْ تُصَلِّيَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ فَإِذَا فَرَغْتَ مِنَ الْقِرَاءَةِ فِي أَوَّلِ رَكْعَةٍ قُلْتَ وَأَنْتَ قَائِمٌ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً ثُمَّ تَرْكَعُ فَتَقُولُ وَأَنْتَ رَاكِعٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ الرُّكُوعِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَهْوِي سَاجِدًا فَتَقُولُهَا وَأَنْتَ سَاجِدٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ السُّجُودِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَسْجُدُ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ السُّجُودِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا فَذَلِكَ خَمْسَةٌ وَسَبْعُونَ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ تَفْعَلُ فِي أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ تُصَلِّيَهَا فِي كُلِّ يَوْمٍ مَرَّةً فَافْعَلْ فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ فَفِي كُلِّ جُمُعَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي كُلِّ شَهْرٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِي عُمُرِكَ مَرَّةً ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.