Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

NAMAZIN GÜNAHLARA KEFFÂRET OLDUĞUNA DÂİR

NAMAZIN GÜNAHLARA KEFFÂRET OLDUĞUNA DÂİR || NAMAZI LÂYIKI VEÇHİLE EDA ETMEK VE ONDAKİ SÜNNETLER KİTABI || SÜNEN-İ İBN MACE || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 193- NAMAZIN GÜNAHLARA KEFFÂRET OLDUĞUNA DÂİR

1459 - “... Alî bin Ebl Tâlib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bir hadis işittiğim zaman, Allah dilediği kadar beni o hadîsten yararlandırırdı. Ve başkası ondan bana hadîs rivâyet ettiği zaman râviye yemin teklif ederdim. Yemin ettiği zaman onu tasdik ederdim. Ebû Bekir (radıyallahü anh) da bana bir hadîs rivâyet etti. Ebü Bekir (radıyallahü anh) doğru söyledi. Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Bir günah işleyen hiç bir adam yoktur ki, günah işledikten sonra abdest alır, abdestini güzelce alır, sonra iki rek'at namaz kılar (Mîs'ar demiştir ki: Sonra namaz kılar) Ve günahının mağfiretini Allah'tan diler de Allah Ona mağfiret etmez. ) buyurdu. "

1460 - “... Asım bin Süfyân es-Sakafî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre :

Selâsil savaşına katılmak istemişler ise de savaşı kaçırmışlar da nöbet tutmuşlar (veya savaşın faziletini elde etmek için çokça zühd ve tâatla meşgul olmuşlar. ) Sonra Muâviye (radıyallahü anh)'ın yanına dönmüşler. Bu esnada Muâviye (radıyallahü anh)’in yanında Ebû Eyyûb ve Ukbe bin Âmir (el-Cüheni) (radıyallahü anhümâ) bulunuyorlarmış. Âsım (radıyallahü anh) :

Ey Ebâ Eyyûb! Bu yıl savaşı kaçırdık. Bize haber verildiğine göre dört mescidde namaz kılanın günahı bağışlanır, demiş. Ebû Eyyûb (radıyallahü anh) :

Ey kardeşimin oğlu! Bundan daha kolayını sana göstereyim mi? Şüphesiz ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim :

(Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi (farz) namazları kılarsa, onun geçmişteki günah ameli bağışlanır. ) Böyle midir yâ Ukbe? diye karşılık vermiştir. Ukbe (radıyallahü anh) da :

Evet (diyerek Ebû Eyyûb (radıyallahü anh)'ı doğrulamıştır. ) '

1461 - “... Osman bin Affân (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir. :

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim. Buyurdu ki :

(Söyleyiver, sizden birisinin evinin yakınında akar bir nehir bulunur da ev sahibi her gün beş defa o suda yıkanırsa vücûdunun kirinden ne kalır?) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in muhatabı : Adamın kirinden hiç bir şey kalmaz, dedi. Bunun üzerine Efendimiz :

(Şüphesiz suyun kiri giderdiği gibi namaz günahları giderir. ) buyurdu. "

1462) Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir:

- Bir adam, bir kadına uygunsuz dokunmuş, yani zinadan noksan bir şey yapmış, artık yaptığının nereye ulaştığını bilemiyeceğim. Ancak zina olmadığını biliyorum. Adam, bilâhere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek başından geçeni anlatmış, bunun üzerine Allah Sübhânehu ve Teâlâ :ayetini indirmiş, o adam : Yâ Resûlallah! Bu yalnız benim için mi? ye sormuş; Resûllulah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ümmetimden bunu tutan herkes içindir. ) buyurmuştur. "

Osman (radıyallahü anh)'in hadisini Buhâri, Tirmizi ve Nesâî, Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet etmişlerdir.

١٩٣ - باب مَا جَاءَ فِي أَنَّ الصَّلاَةَ كَفَّارَةٌ

١٤٥٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَنَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا مِسْعَرٌ، وَسُفْيَانُ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ الثَّقَفِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ رَبِيعَةَ الْوَالِبِيِّ، عَنْ أَسْمَاءَ بْنِ الْحَكَمِ الْفَزَارِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، قَالَ كُنْتُ إِذَا سَمِعْتُ مِنْ، رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حَدِيثًا يَنْفَعُنِي اللَّهُ بِمَا شَاءَ مِنْهُ وَإِذَا حَدَّثَنِي عَنْهُ غَيْرُهُ اسْتَحْلَفْتُهُ فَإِذَا حَلَفَ صَدَّقْتُهُ وَإِنَّ أَبَا بَكْرٍ حَدَّثَنِي وَصَدَقَ أَبُو بَكْرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَا مِنْ رَجُلٍ يُذْنِبُ ذَنْبًا فَيَتَوَضَّأُ فَيُحْسِنُ الْوُضُوءَ ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ - وَقَالَ مِسْعَرٌ ثُمَّ يُصَلِّي - وَيَسْتَغْفِرُ اللَّهَ إِلاَّ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ ‏)‏.‏

١٤٦٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ سُفْيَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، - أَظُنُّهُ - عَنْ عَاصِمِ بْنِ سُفْيَانَ الثَّقَفِيِّ، أَنَّهُمْ غَزَوْا غَزْوَةَ السَّلاَسِلِ فَفَاتَهُمُ الْغَزْوُ فَرَابَطُوا ثُمَّ رَجَعُوا إِلَى مُعَاوِيَةَ وَعِنْدَهُ أَبُو أَيُّوبَ وَعُقْبَةُ بْنُ عَامِرٍ فَقَالَ عَاصِمٌ يَا أَبَا أَيُّوبَ فَاتَنَا الْغَزْوُ الْعَامَ وَقَدْ أُخْبِرْنَا أَنَّهُ مَنْ صَلَّى فِي الْمَسَاجِدِ الأَرْبَعَةِ غُفِرَ لَهُ ذَنْبُهُ ‏.‏ فَقَالَ يَا ابْنَ أَخِي أَدُلُّكَ عَلَى أَيْسَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( مَنْ تَوَضَّأَ كَمَا أُمِرَ وَصَلَّى كَمَا أُمِرَ غُفِرَ لَهُ مَا قَدَّمَ مِنْ عَمَلٍ ‏)‏.‏ أَكَذَلِكَ يَا عُقْبَةُ قَالَ نَعَمْ ‏.‏

١٤٦١ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي زِيَادٍ، حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ، حَدَّثَنِي ابْنُ أَخِي ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عَمِّهِ، حَدَّثَنِي صَالِحُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي فَرْوَةَ، أَنَّ عَامِرَ بْنَ سَعْدٍ، أَخْبَرَهُ قَالَ سَمِعْتُ أَبَانَ بْنَ عُثْمَانَ، يَقُولُ قَالَ عُثْمَانُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَ بِفِنَاءِ أَحَدِكُمْ نَهْرٌ يَجْرِي يَغْتَسِلُ فِيهِ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسَ مَرَّاتٍ مَا كَانَ يَبْقَى مِنْ دَرَنِهِ ‏( قَالَ لاَ شَىْءَ ‏.‏ قَالَ ‏( فَإِنَّ الصَّلاَةَ تُذْهِبُ الذُّنُوبَ كَمَا يُذْهِبُ الْمَاءُ الدَّرَنَ ‏)‏.‏

١٤٦٢ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، أَنَّ رَجُلاً، أَصَابَ مِنِ امْرَأَةٍ يَعْنِي مَا دُونَ الْفَاحِشَةِ فَلاَ أَدْرِي مَا بَلَغَ غَيْرَ أَنَّهُ دُونَ الزِّنَا فَأَتَى النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَأَنْزَلَ اللَّهُ سُبْحَانَهُ ‏{أَقِمِ الصَّلاَةَ طَرَفَىِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ اللَّيْلِ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ذَلِكَ ذِكْرَى لِلذَّاكِرِينَ}‏ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلِي هَذِهِ قَالَ ‏( لِمَنْ أَخَذَ بِهَا ‏)‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget