103- MEKKE'NİN FAZİLETİ BÂBI
3227)-..... Abdullah bin Adî bin el-Hamrâ (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, dişi devesi üstünde olup (Mekke'nin) el-Hazvara (semtin) de durarak şöyle buyururken gördüm:
(Ey Mekke)! Vallahi sen Allah'ın arzının şüphesiz en hayırlısısın ve Allah'ın arzının bana en sevimlisisin. Vallahi (Allah'ın emriyle) senin dışına ihraç edilmem (durumu) olmasaydı senden çıkmazdım. )
3228 - “... Safiyye bint-i Şeybe (radıyallahü anha)’dan; Şöyle demiştir: Mekke'nin fetih yılı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hutbesini (Ondan) dinledim. O, hutbesinde:
(Ey insanlar! Allah gökleri ve yeri yarattığı gün şüphesiz, Mekke'yi haram kılmış (yani orada katıl ve her türlü saygısızlığı şiddetle yasaklamış)tır. Artık Mekke, kıyamete dek haramdır. (Şöyle ki:) Ağacı kesilmez, avı rahatsız edilmez ve lukatasını (yerde bulunan malı) münşid (ilânla tanıtıcılık eden) kişiden başkası (yerden) almaz) buyurdu.
Abbâs (radıyallahü anh) : İzhır (otu) müstesna, çünkü o evler ve kabirler içindir, dedi. (yani müstesna edilmesini diledi. ) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de:
(İzhır bu hükmün dışındadır) buyurdu. "
3229 - “... Ayyaş bin Ebî Rebîa el-Mahzûmî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
(Bu ümmet, (hac ve umre şiarlarına) şu hürmeti hakkıyla yücelttikleri sürece hayırlı biçimde devam edecektir. Bu tazimi zayi ettikleri zaman helak olurlar. )
١٠٣ - باب فَضْلِ مَكَّةَ
٣٢٢٧ - حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ الْمِصْرِيُّ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، أَخْبَرَنِي عُقَيْلٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُسْلِمٍ، أَنَّهُ قَالَ إِنَّ أَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَدِيِّ بْنِ الْحَمْرَاءِ قَالَ لَهُ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَهُوَ عَلَى رَاحِلَتِهِ وَاقِفٌ بِالْحَزْوَرَةِ يَقُولُ ( وَاللَّهِ إِنَّكِ لَخَيْرُ أَرْضِ اللَّهِ وَأَحَبُّ أَرْضِ اللَّهِ إِلَى اللَّهِ وَلَوْلاَ أَنِّي أُخْرِجْتُ مِنْكِ مَا خَرَجْتُ ).
٣٢٢٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ، حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ صَالِحٍ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُسْلِمِ بْنِ يَنَّاقٍ، عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ، قَالَتْ سَمِعْتُ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَخْطُبُ عَامَ الْفَتْحِ فَقَالَ ( يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَ مَكَّةَ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ فَهِيَ حَرَامٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ يُعْضَدُ شَجَرُهَا وَلاَ يُنَفَّرُ صَيْدُهَا وَلاَ يَأْخُذُ لُقَطَتَهَا إِلاَّ مُنْشِدٌ ). فَقَالَ الْعَبَّاسُ إِلاَّ الإِذْخِرَ فَإِنَّهُ لِلْبُيُوتِ وَالْقُبُورِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِلاَّ الإِذْخِرَ ).
٣٢٢٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ، وَابْنُ الْفُضَيْلِ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَابِطٍ، عَنْ عَيَّاشِ بْنِ أَبِي رَبِيعَةَ الْمَخْزُومِيِّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( لاَ تَزَالُ هَذِهِ الأُمَّةُ بِخَيْرٍ مَا عَظَّمُوا هَذِهِ الْحُرْمَةَ حَقَّ تَعْظِيمِهَا فَإِذَا ضَيَّعُوا ذَلِكَ هَلَكُوا ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.