46- Bir Erkek, Doğan Çocuğunu Kabul Etmezse Ne Olur?
3491- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Fezare oğullarından bir adam Rasûlullaha gelerek:
(Karım siyah bir çocuk doğurdu ondan şüpheleniyorum) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:
(Develerin var mı?) diye sordu. O adam:
(Evet var) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onların renkleri nasıldır?) diye sordu. Adam:
(Kırmızıdır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onların arasında boz renkli var mı?) diye sordu. Adam:
(Evet onların arasında boz renklisi de vardır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(O boz renkli develer nereden geldi?) dedi. O adam:
(Soyunun bir damarına çekmiş olmalıdır) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(İşte oğlun da soyunun bir damarına çekmiştir) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Talak: 28; Müslim, Lian: 1)
3492- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Fezare oğullarından bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek; (Karım siyah bir çocuk doğurdu) diyerek o çocuğun kendisinden olmadığını söylemek isteyip reddetmek istiyordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:
(Senin develerin var mı?) buyurdu. Adam:
(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onların renkleri nasıldır?) diye sordu. Adam:
(Kırmızıdır) diye cevap verdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Aralarında boz renkli olanları var mıdır?) diye sordu. Adam:
(Evet boz renkli olanları da var) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(O boz renkliler nereden gelmiştir dersin) diye sordu. Adam:
(Soyunda belki öyle bir damar vardır) dedi. O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Öyleyse bu çocukta soyunun bir damarına çekmiştir) buyurdu. Ravi diyor ki: Böylece Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o adamın çocuğunu reddetmesine izin vermedi. (Ebû Dâvûd, Talak: 28; Müslim, Lian: 1)
3493- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizler Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında otururken bir adam kalktı ve:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Siyah bir oğlum oldu) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(O renk nereden gelmiş olabilir?) buyurdu. O adam:
(Bilmiyorum) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Senin develerin var mı?) diye sordu. Adam:
(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Renkleri nasıldır?) dedi. Adam:
(Kırmızıdır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Aralarında boz develer var mı?) buyurdu Adam:
(Evet boz renkli develer de var) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onlar nereden gelmiş) diye sordu. Adam:
(Bilmiyorum ama Ey Allah’ın Rasûlü! Soyunun bir damarına çekmiş olabilir) dedi. O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bu çocukta soyunun bir damarına çekmiş olabilir) buyurarak; (Bir adamın kendi karısından doğan bir çocuğu karısının zina ettiğini görmedikçe inkar edip kabul etmemesinin mümkün olmadığı şeklinde hüküm verdi.) (Ebû Dâvûd, Talak: 28; Müslim, Lian: 1)
٤٦ - باب إِذَا عَرَّضَ بِامْرَأَتِهِ وَشَكَّ فِي وَلَدِهِ وَأَرَادَ الاِنْتِفَاءَ مِنْهُ
٣٤٩١ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ بَنِي فَزَارَةَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ إِنَّ امْرَأَتِي وَلَدَتْ غُلاَمًا أَسْوَدَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( هَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ ) . قَالَ نَعَمْ . قَالَ ( فَمَا أَلْوَانُهَا ) . قَالَ حُمْرٌ . قَالَ ( فَهَلْ فِيهَا مِنْ أَوْرَقَ ) . قَالَ إِنَّ فِيهَا لَوُرْقًا . قَالَ ( فَأَنَّى تَرَى أَتَى ذَلِكَ ) . قَالَ عَسَى أَنْ يَكُونَ نَزَعَهُ عِرْقٌ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( وَهَذَا عَسَى أَنْ يَكُونَ نَزَعَهُ عِرْقٌ ) .
٣٤٩٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ مِنْ بَنِي فَزَارَةَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ إِنَّ امْرَأَتِي وَلَدَتْ غُلاَمًا أَسْوَدَ . وَهُوَ يُرِيدُ الاِنْتِفَاءَ مِنْهُ . فَقَالَ ( هَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ ) . قَالَ نَعَمْ . قَالَ ( مَا أَلْوَانُهَا ) . قَالَ حُمْرٌ . قَالَ ( هَلْ فِيهَا مِنْ أَوْرَقَ ) . قَالَ فِيهَا ذَوْدٌ وُرْقٌ . قَالَ ( فَمَا ذَاكَ تُرَى ) . قَالَ لَعَلَّهُ أَنْ يَكُونَ نَزَعَهَا عِرْقٌ . قَالَ ( فَلَعَلَّ هَذَا أَنْ يَكُونَ نَزَعَهُ عِرْقٌ ) . قَالَ فَلَمْ يُرَخِّصْ لَهُ فِي الاِنْتِفَاءِ مِنْهُ .
٣٤٩٣ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُغِيرَةِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو حَيْوَةَ، - حِمْصِيٌّ - قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي وُلِدَ لِي غُلاَمٌ أَسْوَدُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( فَأَنَّى كَانَ ذَلِكَ ) . قَالَ مَا أَدْرِي قَالَ ( فَهَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ ) . قَالَ نَعَمْ . قَالَ ( فَمَا أَلْوَانُهَا ) . قَالَ حُمْرٌ . قَالَ ( فَهَلْ فِيهَا جَمَلٌ أَوْرَقُ ) . قَالَ فِيهَا إِبِلٌ وُرْقٌ . قَالَ ( فَأَنَّى كَانَ ذَلِكَ ) . قَالَ مَا أَدْرِي يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ نَزَعَهُ عِرْقٌ . قَالَ ( وَهَذَا لَعَلَّهُ نَزَعَهُ عِرْقٌ ) . فَمِنْ أَجْلِهِ قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم هَذَا لاَ يَجُوزُ لِرَجُلٍ أَنْ يَنْتَفِيَ مِنْ وَلَدٍ وُلِدَ عَلَى فِرَاشِهِ إِلاَّ أَنْ يَزْعُمَ أَنَّهُ رَأَى فَاحِشَةً .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.