Ya’kûb (aleyhisselâm); Allahü teâlânın seçtiği, kendi zamanında yaşayan insanların sûret (görünüş) ve siret (huy ve yaşayış) yönünden en üstünü idi. O, insanları, bir olan Allahü teâlâya inanmaya ve ibâdete dâvet etmekle vazifelendirilmişti.
Ya’kûb (aleyhisselâm); buğday benizli, uzun boylu, nâzik yapılı bir bedene sâhipti. Babası İshak (aleyhisselâm) gibi; hâlim, selim, yumuşak huylu, doğru sözlü olup, kerîm ve cömert idi.
Bu güzel huy ve vasıflarından başka; Kur'ân-ı kerîmde şu hasletleri de bildirilmektedir.
1- Dinde kuvvetli idi: Yâni ibâdet ve tâatta devamlı idi. Allahü teâlânın dînini insanlara tebliğ etme husûsunda, her türlü fedâkarlıktan çekinmemişti. Bu uğurda gelen türlü meşakkat ve sıkıntılara karşı, sabır ve sebât göstermişti. Bu husûs, Kur'ân-ı kerîmin Sâd sûresi 45. âyetinde meâlen; “Kullarımız İbrâhim, İshak ve Ya’kûb'u da hatırla ki; onlar tâat ve ibâdette, kuvvet, kudret ve dinde basîret sâhibidir.” buyrulmak sûretiyle haber verilmektedir.
2- İhlâs sâhibiydi: Kalbi tertemiz ve bütün kötülüklerden uzak olup, her yaptığını sâdece Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yapardı. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmin Sâd sûresi 46. âyetinde meâlen; “Biz onları (İbrâhim, İshak ve Ya’kûb'u aleyhimüsselâm) âhıreti düşünme hasletiyle mümtaz (o ebedî âlemdeki saâdete kavuşmak maksadıyla ibâdet ve tâata devam eden) ihlâs sâhipleri kıldık.” buyurarak, Ya’kûb aleyhisselâmın ihlâs sâhibi olduğunu beyân buyurdu.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.