Allahü teâlânın, halîli İbrâhim'in (aleyhisselâm) oğlu ve habîbi Muhammed aleyhisselâmın dedesi olan İsmâil'e (aleyhisselâm) bir ihsânı olan Zemzem'in etrâfını, ilk önce Hazret-i Hâcer kum ile çevirdi. Sonradan İbrâhim aleyhisselâm tarafından kazılarak kuyu hâline getirildi. Önceleri kurak ve ıssız bir yer olan Mekke, Zemzem'in ortaya çıkmasıyla şenlenerek, kuşlar gelip cıvıl cıvıl ötmeye başladı. Yemen kabîlelerinden Cürhümîler, burada yerleşip Mekke şehrini kurdular. İsmâil aleyhisselâm büyüyünce, babasına yardım edip, Allahü teâlânın emriyle Kâbe'yi yaptılar. Allahü teâlâ Mekke'yi mübârek kılıp, insanların Kâbe'yi tavâf etmesini emreyleyince, her taraftan, akın akın Kâbe'yi tavâfa geldiler ve Zemzem'in suyundan içtiler. Açlar doyup, susuzlar kandı ve hastalar şifâ buldu. İsmâil aleyhisselâm ve çocukları, gelen hacıların ibâdetlerini kolayca yapmalarını sağlayıp, İsmâil'in (aleyhisselâm) akrabâları olan Cürhümîler de onların hukûkuna riâyet ettiler. Yıllar sonra İsmâil aleyhisselâm vefât etti. Muhammed aleyhisselâmın nûrunu taşıyan oğlu Kaydar da fânî dünyâdan ebedî âleme göçtü. Cürhümîler, akrabâlıkları münâsebetiyle Kâbe'nin idâresini ele geçirdiler. Zamânla Kâbe'ye ve Harem-i şerîfe hürmetsizlik edip, Beytullah'a gelen hediyeleri gizli ve açık olarak yemeye başladıkları gibi, Harem-i şerîfte hayâsızca günah işlediler. İsmâil'in (aleyhisselâm) evlâtlarını üzdüler ve başlarındaki reislerini dinlemediler. İsmâil'in (aleyhisselâm) torunları çevreye dağıldılar. Sonunda Cürhümîler de, düşmanları olan Huzâa kabîlesi tarafından Mekke'den çıkarıldı. Huzâalar, Mekke'ye ve Kâbe'nin idâresine hâkim oldular. Cürhümîler, çıkarlarken Zemzem kuyusuna Kâbe'nin kıymetli eşyalarını doldurup, ağzını kapatarak, kuyuyu belirsiz hâle getirdiler. Yıllar geçince hâfızalardan silinerek tamâmen unutuldu. Resûlullah efendimizin dedesi Abdülmuttalîb’in rüyâsındaki târife göre Zemzem kuyusunu kazıp suyu tekrar çıkarıncaya kadar, kapalı kaldı.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.