İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Kendisine yedi kişi îmân etti. Çok malı ve on oğlu vardı. Çocukları öldü. Malı mülkü gitti. Hastalık içinde dâimâ sabr ve şükr etti. Yeniden sıhhat buldu. Eskisinden daha çok çocuk ve servete kavuştu. Yüzkırk sene yaşadı.
Hazret-i Eyyûb; güzel huylu, cömert ve çok merhametli idi. Fakirlere, misâfirlere, yetimlere çok yardım ederdi. O; bedenine, malına ve evlâdına gelen musîbetlere sabredip, ilâhi takdire rızâ gösterdi. Sabrından dolayı insanlık târihinde darb-ı meselle anıldı. Allahü teâlâ onu güzel vasıfları sebebiyle, Kur'ân-ı kerîminde medhü senâ buyurdu: “Biz onu (belâlara) hakîkaten sabırlı bulduk. O ne güzel kuldu. Şüphe yok ki o tamâmen Allah'a dönen (bir zât) idi.” (Sâd sûresi: 44)
Hazret-i Eyyûb, Hazret-i İshâk'ın oğlu Iys evlâdındandır. Neseb silsilesi; Eyyûb bin Âmûs bin Râzih bin Rûm bin Iys bin İshak'dır (aleyhimüsselâm.) Muhterem annesi, hazret-i Lût'un neslinden idi. Hanımı Rahîme, Hazret-i Yûsuf'un oğlu Efrahîm'in kızıdır.
Allahü teâlâ Hazret-i Eyyûb'e, dedesi Hazret-i İshak'ın duâsı bereketiyle çok mal ve servet verdi. Sürü sürü hayvanlar, bağlar, bahçeler ve çok evlâd ihsân etti. Şam civarında Besenîyye mevkîindeki çiftliklerinde binlerce insan çalışırdı. Hizmetçilerinin, tarla ve hayvanlarının çokluğu ile asrında bir benzeri yoktu. Servetinin çokluğu onu Allah yolundan alıkoymadı. Çok ibâdet ederdi.
Eyyûb aleyhisselâm, Şam civârında yaşayan insanlara peygamber oldu. Onları Allahü teâlâya îmân ve ibâdete çağırdı. Bu uğurda pekçok zahmet çekti. Sonra; malı; evlâdı ve bedeni ile imtihân edildi. Hazret-i Eyyûb çok büyük sıkıntılara göğüs gerdi. Sabrı, kullukta kusur etmeyip şikâyette bulunmayışı ve başka güzel vasıfları ile ibâdet ehline ve akıl sâhiplerine örnek oldu.
İlâhi vahye mazhar bir peygamber olduğu, Kur'ân-ı kerîmde meâlen şöyle bildirilmektedir:
“Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahy ettiğimiz ve İbrâhim'e, İsmâil'e, İshak'a ve Ya’kûb'a, evlâtlarına, Îsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleymân'a vahy eylediğimiz ve Dâvûd'a Zebûr verdiğimiz gibi, (Habîbim) şüphesiz sana da biz vahyettik.” (Nisâ sûresi: 163)
“Biz ona, İshak ile (İshak'ın oğlu) Ya’kûb'u ihsân ettik ve her birini hidâyete (nübüvvete) erdirdik. Daha evvel de Nûh'u ve onun neslinden Dâvûd'u, Süleymân'ı, Eyyûb'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u hidâyete (nübüvvete) kavuşturduk. Biz iyi hareket edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.” (En’âm sûresi: 84)
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.