113. İnsan Rüzgar Estiği Zaman Hangi Duayı Okur?
5097- Hazret-i Ebû Hüreyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir:
" Rüzgâr Allah'ın rahmet(ler)inden bir rahmettir. (Mü'minlere) rahmet, (kâfirlere de) azab getirir. Binaenaleyh onu görünce, ona sövmeyiniz de Allah'dan onun hayrını isteyiniz. Şerrinden de Allah'a sığınınız."
İbn Mâce, edeb 29; Ahmed b. Hanbel, II, 26K, 408, 518; Nesaî, Amelü'l Yevmi ve'l-Leyleti, 519 hadis, nu. 929.
5098- Heygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Hazret-i Âişe'den demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i küçük dilini görebileceğim şekilde gülerken asla görmedim. Çünkü o sadece gülümserdi. Bir bulut yada rüzgâr gördüğü zaman bu(nun vediği sıkıntı) yüzünden belli olurdu. Bu sebeple ben (birgüri kendisine):
Ey Allah'ın Resulü, halk bir bulut gördükleri zaman onda yağmur bulunduğu ümidiyle sevinirler. Oysa onu gördüğün zaman senin yüzünde bir rahatsızlık (alameti) görüyorum (bunun hikmeti nedir?) diye sordum da:
Ey Âişe! O bulutta (helak edecek) bir azab bulunmadığından beni hangi şey emin kılabilir? Oysa (geçmişte) bir kavim rüzgârla helak edilmiştir, yine (geçmişte) başka bir kavim de azab (taşıyan bulutları) görmüş de: Bu (ufukta beliren) bize yağmur getirici bir buluttur" (Ahkaf (46) 24) demişlerdi."
Buharî, tefsir XI. VI. 2: Müslim, istiska 15-16; Ahmed b. Hanbel, VI. 66; Tirmizi. Tefsir XI-VI, 2.
5099- Âişe (radıyallahü anhâ)'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ufukta belirmeye başlayan bir bulut gördüğünde namazda bile olsa (yapmakta olduğu) işi bırakır, sonra:
" Allahümme innî eûzu bike min şerri* hâ (: Ey Allahim, (bunun) şerrinden sana sığınırım" derdi. Eğer yağmur yağarsa (o zaman da):
" Allahümme sayyiben henîen (: Ey Allah'ım, (bu yağmuru) faydalı (bir şekilde inen (bir yağmur) kıl" derdi.
Buharî, istiska 23; Nesaî, İstiska 15; İbn Mâce, dua 21; Ahmed b. Hanbel. VI, 41. 90. 119, 129, 138, 166, 190,223.
١١٣ - بَاب مَا يَقُوْل إِذَا هَاجَت الرِّيَح
٥٠٩٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن مُحَمَّد الْمَرْوَزِي وَسَلَمَة يَعْنِي ابْن شَبِيْب قَالَا: ثَنَا عَبْد الْرَّزَّاق، أَخْبَرَنَا مَعْمَر، عَن الْزُّهْرِي قَال: حَدَّثَنِي ثَابِت بْن قَيْس أَن أَبَا هُرَيْرَة قَال: سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (الرِّيَح مِن رَوْح الْلَّه" قَال سَلَمَة: فَرَوْح الْلَّه [تَعَالَى] تَأْتِي بِالْرَّحْمَة، وَتَأْتِي بِالْعَذَاب، فَإِذَا رَأَيْتُمُوْهَا فَلَا تَسُبُّوهَا، وَسَلُوا الْلَّه خَيْرَهَا، وَاسْتَعِيْذُوَا بِالْلَّه مِن شَرِّهَا).
٥٠٩٨ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن صَالِح، ثَنَا عَبْد الْلَّه بْن وَهْب، أَخْبَرَنَا عَمْرُو، أَن أَبَا الْنَّضْر حَدَّثَه، عَن سُلَيْمَان بْن يَسَار، عَن عَائِشَة زَوْج الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَنَّهَا قَالَت: ( مَا رَأَيْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَط مُسْتَجْمِعَا ضَاحِكَا حَتَّى أَرَى مِنْه لَهَوَاتِه إِنَّمَا كَان يَبْتَسِم، وَكَان إِذَا رَأَى غَيْمَا أَو رِيْحَا عُرِف ذَلِك فِي وَجْهِه فَقُلْت: يَا رَسُوْل الْلَّه! الْنَاس إِذَا رَأَوْا الْغَيْم فَرِحُوْا رَجَاء أَن يَكُوْن فِيْه الْمَطَر، وَأَرَاك إِذَا رَأَيْتَه عَرَفْت فِي وَجْهِك الْكَرَاهِيَة فَقَال: "يَا عَائِشَة مَا يُؤَمِّنُنِي أَن يَكُوْن فِيْه عَذَاب؟ قَد عُذِّب قَوْم بِالرِّيْح، وَقَد رَأَى قَوْم الْعَذَاب فَقَالُوَا: {هَذَا عَارِض مُّمْطِرُنَا}.)
٥٠٩٩ - حَدَّثَنَا ابْن بَشَّار، ثَنَا عَبْد الْرَّحْمَن، ثَنَا سُفْيَان، عَن الْمِقْدَام بْن شُرَيْح، عَن أَبِيْه، عَن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا،
أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا رَأَى نَاشِئَا فِي أُفُق الْسَّمَاء تَرَك الْعَمَل وَإِن كَانَن فِي صَلَاة، ثُم يَقُوْل: (الْلَّهُم إِنِّي أَعُوْذ بِك مِن شَرِّهَا) فَإِن مُطِر قَال: (الْلَّهُم صَيِّبَا هَنِيْئَا).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.