117. Kişinin Allah İsmini Vererek Diğer Bir Kişiye Sığınması
5108- Hazret-i İbn Abbâs'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
" Her kim Allah ismini vererek (size) sığınacak olursa ona yardım ediniz. Her kim sizden Allah'(ın yüzü suyu) hürmetine (birşey) isterse ona (istediği şeyi) veriniz."
(Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana rivâyet eden şeyhlerimden biri olan) Ubeydullah (bu son cümleyi bana):
" Sizden Allah için (birşey) isteyene (istediği şeyi) veriniz." (seklinde) rivâyet etti. (Diğer şeyhimin rivavetinde geçen yüzü suyu hürmetine kelimesini rivâyet etmedi.)
5109- Hazret-i İbn Ömer'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
" Her kim Allah'ın ismini vererek size sığınırsa onu himayeniz altına alınız kim de sizden Allah için birşey isterse ona (isteğini) veriniz."
(Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana rivâyet eden üç şeyhden ikisi (Sehl ile Osman (bu cümleye ilave olarak):
" Sizi davet eden (in dâvetin)e icabet ediniz." (cümlesini de) rivâyet ettiler. Sonra şu cümleyi rivâyette üçüde birleştiler:
" Kim size bir iyilikte bulunursa siz de onu mükâatlandırınız." (Sözü geçen üç şeyhimden) Müsedded ile Osman yukarıdaki rivâyetlere ilâve olarak:
" Eğer (onu mükâfatlandıracak birşey) bulamazsanız, onun iyiliğini karşıladığınıza kanaat getirinceye kadar ona dua ediniz." (cümlesini de) rivâyet etti(ler).
Ebû Dâvûd, zekât 38; Nesaî, zekat 72; Ahmed b. Hanbel, II, 68, 96, 99, 127.
١١٧ - بَاب فِي الْرَّجُل يَسْتَعِيْذ مِن الْرَّجُل
٥١٠٨ - حَدَّثَنَا نَصْر بْن عَلِي وَعُبَيْد الْلَّه بْن عُمَر الْجُشَمِي قَالَا: ثَنَا خَالِد بْن الْحَارِث، ثَنَا سَعِيْد، قَال نَصْر: ابْن أَبِي عَرُوْبَة، عَن قَتَادَة، عَن أَبِي نَهِيْك،
عَن ابْن عَبَّاس أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: ( مِن اسْتَعَاذ بِالْلَّه فَأَعِيْذُوْه، وَمَن سَأَلَكُم بِوَجْه الْلَّه فَأَعْطُوه) قَال عُبَيْد الْلَّه: (مِن سَأَلَكُم بِالْلَّه).
٥١٠٩ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد وَسَهْل بْن بَكَّار قَالَا: ثَنَا أَبُو عَوَانَة، ح وَثَنا عُثْمَان بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا جَرِيْر الْمَعْنَى عَن الْأَعْمَش، عَن مُجَاهِد، عَن ابْن عُمَر، قَال:
قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مِن اسْتَعَاذَكُم بِالْلَّه فَأَعِيْذُوْه، وَمَن سَأَلَكُم بِالْلَّه فَأَعْطُوه) وَقَال سَهْل وَعُثْمَان: (وَمَن دَعَاكُم فَّأَجِيْبُوْه) ثُم اتَّفَقُوْا (وَمَن أَتَى إِلَيْكُم مَعْرُوْفِا فَكَافِئُوه) قَال مُسَدَّد وَعُثْمَان: (فَإِن لَم تَجِدُوْا فَادْعُوا الْلَّه لَه حَتَّى تَعْلَمُوَا أَن قَد كَافَأْتُمُوه).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.