Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Şiir Hakkında Gelen Hadisler

Şiir Hakkında Gelen Hadisler || Edeb Bölümü || Sünen-i Ebu Davud || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 95. Şiir Hakkında Gelen Hadisler

5009- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre)Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Birinizin içinin irin ile dolması şiirle dolmasından daha hayırlıdır."

Buharî edeb 92: Müslim, şiir 7-9; İbn Mace, edeb 42; Tirmizî. edeb 71: Darimî, istizan 69: Ahmed b. Hanbel. I. 17-1 177. 181. II. 39, 96, 288. 331. 355, 391. 478. 486.

(Mûsânnif Ehıı Dâvûd'un arkadaşlarından) Ebû Ali dedi ki: Bana ulaşan haberlere göfp Ebû Ubeyd şöyle demiştir:

(Bu hadisin) manası (şudur: Kişinin kafasında) Kur’an(-ı Kerim) ve ilim daha fazla olunca bize göre bu kişinin içi şiirle dolu değildir. " Muhakkak ki sözlerin bazıları sihir (gibi)dir." Sanki (bu cümle) deki mana şöyledir: (Bir kimsenin) diğer bir insanı övmekteki ifadesi o hale erişir ki (dinleyen kimse) onu doğrular nihayet (bu konuşan kimse) kalpleri kendi sözüne çevirir. Sonra (bu adam) daha önce övmüş olduğu kimseyi kötüler nihayet (bu sefer de yine bütün) kalpleri bu seferki sözüne çevirir (inandırır). Sanki bu haliyle dinleyenleri büyülemiş olur.

Buharî edeb 92: Müslim, şiir 7-9; İbn Mace, edeb 42; Tirmizî. edeb 71: Darimî, istizan 69: Ahmed b. Hanbel. I. 17-1 177. 181. II. 39, 96, 288. 331. 355, 391. 478. 486.

5010- Hazret-i Ubey b. Ka'b'da demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

" Şüphesiz ki bazı şiirler hikmettir."

Buharî, edeb 90; Tirmizî edeb 69; İbn Mâce, edeb 41; Darimî, istizan 68; Ahmed b. Hanbel, I, 269, 273, 303, 309, 313, 327, 332, III, 456, V, 125.

5011- İbn Abbâs'dan demiştir ki: Bir çöl arabı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek (huzurunda çok fasih) bir dille konuşma' yaptı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Kuşkusuz bazı sözler sihir, bazı şiirler hikmettir" buyurdu.

Buharî, edeb 90; Tirmizî, edeb 69; İbn Mâce, edeb 41; Darimi, istizan 68; Ahmed b. Hanbel. 1. 269, 273, 303, 309, 313, 327, 332, II, 456, V, 125.

5012- (Sahr b. Abdullah İbn Büreyde'nin) dedesinden demiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim:

" Kuşkusuz bazı sözler sihir (gibi tesirledir, bazı ilimler cehalettir. Bazı şiirler, hikmettir, bazı sözler de vebaldir." (Bu hadis-i şerif bu şekilde rivâyet edilmiştir) bunun üzerine Sa'sa'a b. Sûhan şöyle dedi:

" Kuşkusuz bazı sözler sihir (gibi etkili) dir" sözüne gelince (bunun manası şudur):

" Hak bir adamın aleyhine olur. (fakat bu adam) delilleri dile getirmekte hak sahibinden daha güçlüdür. (Bu adam) konuşmasıyla toplumu etkiler ve gerçeği alır götürür. " Bazı ilimler de cehalettir" sözüne gelince (bunun da manası şudur:)

Bir âlim kendini bilmediği bir konuda konuşmaya zorlar, bu da onun cahilliğini ortaya çıkarır.

" Bazı şiirler hikmettir" sözüne gelince, bu hikmet olan şiirler ise (şiirlerden oluşan) vaazlar ve halkın öğüt aldığı darb-i meselelerdir.

" Bazı sözler de (söyleyen kimseler için) bir vebaldir" sözüne gelince (bu) sözünü kendisini ilgilendirmeyen ve (dinlemek) istemeyen kimselere söylemendir."

Buharî, şehadat 27, hiyel 10; ahkâm 20; Müslim, akdiye 4; Ebû Dâvûd, akdiye 7: Tirmizî, ahkâm 11, 18; Nesâî, kada 12, 33; İbn M-3ce, ahkam 5; Muvatta, afediyye 1; Ahmed b. Hanbel, II, 332, VI. 203, 290, 307, 308, 320.

5013- Said b. el-Müseyyeb de demiştir ki:

(Bir gün Hazret-i) Ömer mescidde şiir söylemekte olan Hazret-i Hassan (b. Sabitle uğradı. (Onu şiir söyler vaziyette görünce) O'na (şöyle göz ucuyla) bir baktı, bunun üzerine Hazret-i Hassan (O'na hitaben):

Ben bu mescidde senden daha hayırlısı var iken de şiir söylerdim." dedi.

Nesâî, mesacid 24; Müslim, tedailüssahâbe 151; Ahmed V, 222; Buharî, edeb 91.

5014- Hazret-i Said b. el-Müseyyeb Hazret-i Ebû Hüreyre'den de (bir önceki hadisin) manasını (rivâyet etmiştir. Ancak bu rivâyette ravilerden Ma'mer bir önceki hadisten fazla olarak şunu da) ilave etmiştir: (Hazret-i Ömer camide şiir okunuşuna karşı bakışlarıyla gösterdiği tepkiye, Hazret-i Hassan'ın) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bu hususta vermiş olduğu izne dayanmak suretiyle karşılık vereceğinden korktuğu için O'na (mescidde şiir söylemesi hususunda) izin verdi.

Buharî, edeb 91; Müslim, fedailüssahâbe 151; Nesâî, mesacid 24; Ahmed b. Hanbel, V, 222.

5015- Hazret-i Âişe'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hassan b. Sabit için mescide bir minber koy(dur)muştu. (Hazret-i Hassan) o minberin üzerine çıkar, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aleyhine konuşanları hicvederdi.

Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Muhakkak ki, Allah'ın Resulünü savunduğu sürece, Ruhulkudus Hassan ile beraberdir."

Tirmizî, edeb 70. buyurdu.

5016- Hazret-i İkrime'den (rivâyet edildiğine göre) Hazret-i Abbâs:

" Şairlere gelince onların ardınca azgınlar gider." Şuara(26), 224. âyetini okumuş ve şöyle demiştir: (Yüce Allah) âyetin şairlerle ilgili olan bu hükümünden:

" Ancak iman etmiş, salih amel işlemiş ve Alah'ı çokça zikretmiş olanlar- müstesna" Şuara (26),227. buyruğu ile (anılan kimseleri, bu hükmün dışında tutarak) nesh istisna etmiş (onları hariç bırakmış)tır.

٩٥ - بَاب مَا جَاء فِي الْشِّعْر

٥٠٠٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيّد الطَّيَالِسِي، ثَنَا شُعْبَة، عَن الْأَعْمَش، عَن أَبِي صَالِح، عَن أَبِي هُرَيْرَة قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (لَأَن يَمْتَلِىء جَوْف أَحَدِكُم قَيْحَا خَيْر لَه مِن أَن يَمْتَلِىء شِعْرِا).

[قَال أَبُو عَلِي]: بَلَغَنِي عَن أَبِي عُبَيْد أَنَّه قَال: وَجْهَه أَن يَمْتَلِىء قُلْبْه حَتَّى يَشْغَلَه عَن الْقُرْآَن وَذِكْر الْلَّه، فَإِذَا كَان الْقُرْآَن وَالْعِلْم الْغَالِب فَلَيْس جَوْف هَذَا عِنْدَنَا مُمْتَلِئَا مِن الْشِّعْر، و(إِن مَن الْبَيَان لَسِحْرا) قَال: كَأَن الْمَعْنَى أَن يَبْلُغ مِن بَيَانِه أَن يَمْدَح الْإِنْسَان فَيَصْدُق فِيْه حَتَّى يَصْرِف الْقُلُوْب إِلَى قَوْلِه، ثُم يَذُمَّه فَيَصْدُق فِيْه حَتَّى يَصْرِف الْقُلُوْب إِلَى قَوْلِه الْآَخَر، فَكأنّنّه سِحْر الْسَّامِعِيْن بِذَلِك.

٥٠١٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا ابْن الْمُبَارَك، عَن يُوْنُس، عَن الْزُّهْرِي قَال: ثَنَا أَبُو بَكْر بْن عَبْد الْرَّحْمَن بْن الْحَارِث بْن هِشَام، عَن مَرْوَان بْن الْحَكَم، عَن عَبْد الْرَّحْمَن بْن الْأَسْوَد بْن عَبْد يَغُوْث، عَن أُبَي بْن كَعْب،

أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (إِن مِن الْشِّعْر حِكْمَة).

٥٠١١ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا أَبُو عَوَانَة، عَن سِمَاك، عَن عِكْرِمَة، عَن ابْن عَبَّاس قَال:

جَاء أَعْرَابِي إِلَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَجَعَل يَتَكَلَّم بِكَلَام، فَقَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِن مَن الْبَيَان سِحْرَا، وَإِن مِن الْشِّعْر حُكْمِا).

٥٠١٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن يَحْيَى بْن فَارِس، ثَنَا سَعِيْد بْن مُحَمَّد، ثَنَا أَبُو تُمَيْلَة قَال: حَدَّثَنِي أَبُو جَعْفَر الْنَّحْوِي عَبْد الْلَّه بِن ثَابِت قَال: حَدَّثَنِي صَخْر بْن عَبْد الْلَّه بْن بُرَيْدَة، عَن أَبِيْه، عَن جَدِّه قَال:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (إِن مَن الْبَيَان سِحْرَا، وَإِن مِن الْعِلْم جَهْلِا، وَإِن مِّن الْشِعَر حُكْمِا، وَإِن مِن الْقَوْل عِيَالا) فَقَال صَعْصَعَة بْن صُوْحَان. صَدَق نَبِي الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: أَمَّا قَوْلُه (إِن مَن الْبَيَان سِحْرَا) فَالَّرَّجُل يَكُوْن عَلَيْه الْحَق وَهُو أَلْحَن بِالْحُجَج مِن صَاحِب الْحَق فَيَسْحَر الْقَوْم بِبَيَانِه فَيَذْهَب بِالْحَق، وَأَمَّا قَوْلُه: (إِن مِن الْعِلْم جَهْلِا) فَيَتَكَلَّف الْعَالِم إِلَى عِلْمِه مَا لَا يَعْلَم فَيُجَهِّلُه ذَلِك، وَأَمَّا قَوْلُه: (إِن مِن الْشِّعْر حُكْمِا) فَهِي هَذِه الْمَوَاعِظ وَالْأَمْثَال الَّتِي يَتَّعِظ بِهَا الْنَّاس، وَأَمَّا قَوْلُه: (إِن مِن الْقَوْل عِيَالا) فَعَرْضُك كَلَامَك وَحَدِيْثَك عَلَى مَن لَيْس مِن شَأْنِه وَلَا يُرِيْدُه.

٥٠١٣ - حَدَّثَنَا ابْن أَبِي خَلَف وَأَحْمَد بْن عَبْدَة، الْمَعْنَى قَالَا: ثَنَا سُفْيَان بْن عُيَيْنَة، عَن الْزُّهْرِي، عَن سَعِيْد قَال:

مَر عُمَر بِحَسَّان وَهُو يُنْشِد فِي الْمَسْجِد، فَلَحَظ إِلَيْه فَقَال: قَد كُنْت أُنْشِد وَفِيْه مَن هُو خَيْر مِنْك.

٥٠١٤ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن صَالِح، ثَنَا عَبْد الْرَّزَّاق، أَخْبَرَنَا مَعْمَر، عَن الْزُّهْرِي، عَن سَعِيْد بْن الْمُسَيَّب، عَن أَبِي هُرَيْرَة، بِمَعْنَاه. زَاد: فَخَشِي أَن يَرْمِيَه بِرَسُوْل الْلَّه، فَأَجَازَه.

٥٠١٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن سُلَيْمَان الْمِصِّيصِي لُوَيْن، ثَنَا ابْن أَبِي الْزِّنَاد، عَن أَبِيْه، عَن عُرْوَة، وَهِشَام بْن عُرْوَة، عَن عُرْوَة، عَن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا قَالَت:

كَان رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَضَع لِحَسَّان مِنْبَرَا فِي الْمَسْجِد فَيَقُوْم عَلَيْه يَهْجُو مَن قَال فِي رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم، فَقَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِن رُوْح الْقُدُس مَع حَسَّان مَا نَافَح عَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم).

٥٠١٦ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن مُحَمَّد الْمَرْوَزِي قَال: حَدَّثَنِي عَلِي بْن حُسَيْن، عَن أَبِيْه، عَن يَزِيْد الْنَّحْوِي، عَن عِكْرِمَة، عَن ابْن عَبَّاس قَال:

{وَالشُّعَرَاء يَتَّبِعُهُم الْغَاوُون} فَنَسْخ مِن ذَلِك وَاسْتَثْنَى فَقَال: {إَلَا الَّذِيْن آَمَنُوْا وَعَمِلُوْا الْصَّالِحَات وَذَكَرُوَا الْلَّه كَثِيْرا}.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget