92. Şaka Hakkında Gelen (Hadisler)
4998- Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre) adamın biri (Hazret-i Peygamberin huzuruna gelerek):
Ey Allah'ın Rasulu, beni bir binek hayvanına bindir! demiş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
" Biz seni bir dişi devenin yavrusuna bindireceğiz" cevabım vermiş.(Adam):
Ey Allah'ın Rasulü, ben dişi devenin yavrusunu ne yapacağım? deyince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
Her deveyi bir dişi deve doğurmuş değil mi? diye şaka yapmış."
Tirmizî, birr 57; Ahmed b. Hanbel. III, 267.
4999- en-Nu'mân İbn Beşir'den demiştir ki: Ebû Bekir (sallallahü aleyhi ve sellem) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına girmek üzere izin istedi. Hemen arkasından (kızı) Âişe'nin, yükselen sesini işitti. Bunun üzerine içeri girince hemen yüzüne tokat atmak için Âişe'yi yakaladı ve:
Bir daha seni (böyle-) sesini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sesinden daha fazla çıkarırken görmeyeceğim (tamam mı)? dedi. O sırada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine engel oldu (da Âişe’yi dövülmekten kurtardı). Hazret-i Ebû Bekir de öfkeli olarak çıkıp gitti. Hazret-i Ebû Bekir, çıkınca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Hazret-i Âişe'ye):
Adam(ın dayağm)dan seni nasıl kurtardım, gördün mü? diye şaka yaptı.
Hazret-i Ebû Bekir günlerce durduktan sonra (tekrar gelip) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın huzuruna girmek için izin istedi ve Hazret-i Peygamber ile Hazret-i Âişe'yi barışmış olarak buldu. Bunun üzerine onlara:
Beni kavganızın arasına soktuğunuz gibi barışınıza da sokunuz! diye şaka yaptı, Peygamber de:
(Gel istediğin gibi) yaptık, (kavgamızın içine soktuğumuz gibi barışımızın içine sokma işini de) yaptık, cevabını verdi.
5000- Avf İbn Mâlik el Eşcaî'den (rivâyet edilmiştir) dedi ki: Tebük savaşında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına vardım, deriden (yapılmış) bir çadırda (bulunuyor) idi. (Kendisine) selâm verdim. (Selâmımı) aldı ve:
" Gir" dedi. (Ben de):
Her tarafım(la mı gireyim) ey Allah'ın Resulü? dedim.
Her tarafınla, cevabını verdi.
Buharî cizye 51; İbn Mâce, fiten 25.
5001- Osman İbn Ebi'l-Âtike'den (rivâyet edilmiştir); dedi ki:
(Avf İbn Mâlik, bir önceki hadiste sözkonusu edilen) " Her tarafımla mı gireyim" sözünü sırf çadırın küçüklüğünden dolayı (şaka olsun diye) söyledi.
5002- Hazret-i Enes’den (rivâyet edilmiştir); dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) bana:
" Ey iki kulaklı!" diye şaka yaptı.
Tirmizî, Birr 57.
٩٢ - بَاب مَا جَاء فِي الْمِزَاح
٤٩٩٨ - حَدَّثَنَا وَهْب بْن بَقِيَّة، أَخْبَرَنَا خَالِد، عَن حُمَيْد، عَن أَنَس،
أَن رَجُلَا أَتَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقَال: يَارَسُوْل الْلَّه احْمِلْنِي، قَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِنَّا حَامِلُوْك عَلَى وَلَد نَاقَة) قَال: وَمَا أَصْنَع بِوَلَد الْنَّاقَة؟ فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (وَهَل تَلِد الْإِبِل إِلَا الْنُّوْق؟).
٤٩٩٩ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْن مَعِيْن، ثَنَا حَجَّاج بْن مُحَمَّد، ثَنَا يُوْنُس بْن أَبِي إِسْحَاق، عَن أَبِي إِسْحَاق، عَن الْعَيْزَار بْن حُرَيْث، عَن الْنُّعْمَان بْن بَشِيْر قَال: اسْتَأْذَن أَبُو بَكْر رَحْمَة الْلَّه عَلَيْه عَلَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَسَمِع صَوْت عَائِشَة عَالِيَا، فَلَمَّا دَخَل تَنَاوَلَهَا لِيَلْطِمَهَا وَقَال: أَلَا أَرَاك تَرْفَعِيْن صَوْتَك عَلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم، فَجَعَل الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَحْجِزُه، وَخَرَج أَبُو بَكْر مُغْضَبَا، فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم حِيْن خَرَج أَبُو بَكْر (كَيْف رَأَيْتِنِي أَنْقَذْتُك مِن الْرَّجُل؟) قَال: فَمَكَث أَبُو بَكْر أَيَّامِا، ثُم اسْتَأْذَن عَلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَوَجَدَهُمَا قَد اصْطَلَحَا، فَقَال لَهُمَا: أَدْخَلَانِي فِي سِلْمِكُمَا كَمَا أَدْخَلْتُمَانِي فِي حَرْبِكُمَا، فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (قَد فَعَلْنَا، قَد فَعَلْنَا).
٥٠٠٠ - حَدَّثَنَا مُؤَمَّل بْن الْفَضْل، ثَنَا الْوَلِيِّد بْن مُسْلِم، عَن عَبْد الْلَّه بْن الْعَلَاء، عَن بُسْر بْن عُبَيْد الْلَّه، عَن أَبِي إِدْرِيْس الْخَوْلَانِي، عَن عَوْف بْن مَالِك الْأَشْجَعِي قَال:
أَتَيْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فِي غَزْوَة تَبُوْك وَهُو فِي قُبَّة مِن أَدَم، فَسَلَّمْت فَرَد وَقَال: (ادْخُل) فَقُلْت: أَكُلِّي يَارَسُوْل الْلَّه؟ قَال: (كِلِّك) فَدَخَلْت.
٥٠٠١ - حَدَّثَنَا صَفْوَان بْن صَالِح، ثَنَا الْوَلِيِّد، ثَنَا عُثْمَان بْن أَبِي الْعَاتِكَة قَال: إِنَّمَا قَال: أَدْخُل كُلِّي؟ مِن صِغَر الْقُبَّة.
٥٠٠٢ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيْم بْن مَهْدِي، ثَنَا شَرِيْك، عَن عَاصِم، عَن أَنَس قَال:
قَال لِي الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (يَا ذَا الْأُذُنَيْن).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.