Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

HIZIR ALEYHİSSELÂM

HIZIR ALEYHİSSELÂM || Peygamberler Ansiklopedisi || Hadis Kütüphanesi

İbrâhim aleyhisselâmdan sonra yaşamış bir peygamber veya velî. Zülkarneyn aleyhisselâmın, askerinin kumandanı ve teyzesinin oğludur. Mûsâ aleyhisselâm ile görüşüp, yolculuk etti. Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden değildir. Fakat vefâtından sonra rûhu insan şeklinde gözüküp, gariblere yardım etmektedir.
Hızır aleyhisselâmın ismi ve soyu hakkında değişik rivâyetler vardır. Vehb bin Münebbih, bu husûsu şöyle bildirmiştir. Belkâ bin Melkân bin Fâli’ bin Şalih bin Âmir bin Erfahşet bin Sâm bin Nûh. Hâzin tefsîri’nde isminin Belka, künyesinin de Ebü’l-Abbâs olduğu kayıtlıdır. Lübab tefsîri’nde de Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem“Mûsâ'nın (aleyhisselâm) bulduğu (görüştüğü) Hızır (aleyhisselâm) olup, ismi Belka bin Melkân'dır.” buyurduğu nakledilmiştir. Bâzıları; “Hızır; Benî İsrâil neslinden idi” demişlerdir. Bâzıları da; “Bir pâdişahın oğlu idi. Dünyâyı terketmiş, dünyâ malına ve mevkîine gönül bağlamamıştır” demişlerdir.
Hızır ismiyle meşhûr olmasının sebebi, kuru bir yere oturup kalktığı zaman, oranın yeşerip, yemyeşil olmasından dolayıdır. Sahîh-i Buhârî’de bildirilen bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Hızır (aleyhisselâm) otsuz, kuru bir yerde oturduğunda, o yer birdenbire yemyeşil olur, peşi sıra dalgalanırdı.” buyurmuştur. Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh), Peygamber efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) işittiği hadîs-i şerîfte; “O, (Hızır aleyhisselâm) her nerede namaz kılsa, orası baştan başa yeşillik olur” buyruldu. Bundan dolayı ona, Hızır denildi. Hızır lâfzı onun lakabıdır. Hızır lâfzında; Hızır, Hızr ve Hazr olmak üzere üç telaffuz (okunuş) vardır!
Hızır aleyhisselâm, güzel ahlâk sâhibi, cömert ve insanlara karşı çok şefkâtli idi. Allahü teâlânın izni ile kerâmet ehli olup, kimya ilmini bilirdi. Hak teâlânın bildirmesiyle, ledünnî ilime muttalî idi. Yine Allahü teâlânın emri ile, ihtiyaç sâhiplerinin işini görüp, hacetlerini gidermeyi üzerine alırdı.
Hızır aleyhisselâm Allahü teâlânın sevgili kullarından idi. Doğdu, büyüdü ve vefât etti. Ancak Allahü teâlâ, onun rûhuna; insan şeklinde görünmek ve kıyâmete kadar yardım isteyen müslümanların imdadına yetişmek, yardım etmek, konuşmak, ilim öğrenmek ve öğretmek özelliklerini verdi. Bâzı âlimler Nebî (peygamber); kimi âlimler de velîdir dediler. Vefât edip etmediği husûsunda da değişik rivâyetler vardır. Hızır aleyhisselâmda, yaşayan insanlarda görülen hâller bulunduğu için yaşıyor zannedilmektedir.
Büyük İslâm âlimi İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sânî hazretleri bir mektubunda Hızır aleyhisselâmdan şöyle bahsetmiştir.
Allahü teâlâya hamd olsun! O'nun seçtiği kullarına selâm olsun! Çok zamandan beri, sevdiklerimiz, Hızır (alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm) için soruyorlar. Onun için bu fakire lâzım olan bilgi verilmediğinden, cevap yazmıyordum. Bu gün, sabah vakti toplanmıştık. İlyâs (aleyhisselâm) ile Hızır ala nebiyyina ve aleyhimüssalevatü vetteslimat) rûhanî şekillerde geldiler. Hızır (aleyhisselâm) rûhanî olarak dedi ki: “Biz rûhlar âlemindeniz. Allahü teâlâ, bizim rûhlarımıza öyle kuvvet vermiştir ki, insan şeklini alırız. İnsanların yaptığı işleri, bizim rûhlarımız da yapar. İnsanların yaptığı gibi yürürüz, dururuz, ibâdet ederiz...” Bu iki büyükten yardım ve duâ istemeyi düşündüm. “Allahü teâlânın lütfuna, ihsânına, nîmetlerine kavuşan bir kimseye biz ne yapabiliriz?” dedi. Sanki kendilerini aradan çektiler. İlyâs (alâ nebiyyina ve aleyhissalâtü vesselâm) bu konuşmaya hiç katılmadı. Bir şey söylemedi. Vesselâm.”
İslâm âlimlerinin büyüklerinden Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretleri de Mektûbât-ı Masumiyye adlı kıymetli eserinin birinci cildi 182. mektubunda, bir zâtın suâline cevap olarak şöyle buyurdu: “Hızır aleyhisselâmın, hayatta olduğuna inanmak lâzım olup olmadığını soruyorsunuz? Âlimlerimiz bunu sözbirliği ile bildirmedi. Evliyâdan bâzıları (rahmetullahi aleyhim ecmaîn), Hızır aleyhisselâmı gördüklerini, konuştuklarını bildirmişler ise de, böyle haberler onun hayatta olduğunu göstermez. Rûhu insan şeklinde görülmüş, insanın yapacağı şeyleri rûhu ile yapmış olabilir. O zaman hayatta olmuş ise, şimdi de hayatta olması lâzım gelmez. “El-Îsâbe-fi-marifet-is-sahâbe” kitabında Hızır aleyhisselâmın yaptığı çok şeyler yazılıdır. Âlimlerin çoğu, Hızır aleyhisselâmın öldüğünü bildirdi. Eğer hayatta olsaydı. Peygamber efendimize gelir, birlikte Cumâ namazı kılar, sohbetinde ve cihâdlarında bulunurdu.
Vefât etmiş velîlerin rûhları, bâzan âlem-i misâldeki sûretleri ile (insan şeklinde) görülür. Çünkü, dünyâda olan her şeyin âlem-i misâlde bir sûreti vardır. Hattâ maddî olmayan mânevî şeylerin de orada sûretleri vardır. Âlem-i misâl, hayâlî şeyler değildir. Bu gördüğümüz madde âlemi gibi var olan bir âlemdir. Evliyânın rûhları, bâzan kendi bedenleri şeklinde görünür. Bazen da bedensiz, şekilsiz olarak rûhları insanın rûhu ile buluşur, görüşür.”


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget