20. (Âhirette Allah'ı) Görmeye Dair
4731- Cerir İbn Abdullah'dan (rivâyet edilmiştir) dedi ki: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte oturuyorduk (ayın) ondördüncü gecesi olan dolunay gecesindeki aya bakıp:
" Siz (âhiret gününde) Rabbinizi şu ayı gördüğünüz gibi bir izdihama düşmeden göreceksiniz. Binaenaleyh güneşin doğuşundan ve batışından önceki namaz (lar)ı kılmaya gücünüz yetiyorsa (bunu) yapınız" buyurdu; sonra şu ayeti okudu:
" - Hem güneşin doğmasından önce hem de batmasından önce Rabbini hamd ile teşbih et- (sabah ve ikindi namazlarını kıl)..."
Taha, (20) 130; Buharî, tevhid 24; mevakîf 16, 26; tefsir sure 50/2; Müslim, mesâcid, 211; Tirmîzi, cenne 16.17; İbn Mâce. mukaddime, 13; Ahmed b. Hanbel, IV, 360, 352, 365.
4732- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den (rivâyet edilmiştir); dedi ki: Halk (Hazret-i Peygamber'e):
" Ey Allah'ın, Rasulü, biz kıyamet gününde rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular da (Hazret-i Peygamber):
" Siz bulutsuz bir öğle vaktinde güneşi görmekte izdihama düşer misiniz?" buyurdu; (onlar da):
" Hayır" cevabını verdiler. (Hazret-i Peygamber bu defa):
" Bulutsuz bir dolunay gecesinde ayı görmek için izdihama düşer misiniz?" buyurdu (onlar da):
" Hayır" cevabını verdiler. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber):
" Varlığım elinde olan zata yemin olsun ki: Allah'ı görmek için sadece (bulutsuz bir havada) ayla güneşten birini görmek için çektiğiniz sıkıntı kadar bir sıkıntı çekersiniz, (o kadar)" buyurdu.
Buharî, tevhid 23; rikak 52; tefsir sure 4/8; Müslim, iman 299, 302; zühd 16, Tirmizî, cenne 15, 20; Ahmed b. Hanbel, III, 16.
4733- Ebû Rezin el-Ukaylî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: dedi ki: Ben (Hazret-i Peygamber'e);
" Ey Allah'ın rasulü, hepimiz ayrı ayrı rabbini görecek mi?" diye sordum.
(Mûsânnif Ebû Dâvûd'un diğer şeyhi Ubeydullah) İbn Muaz bu cümleyi:
" Ey Allah'ın Rasulü)! Kıyamet gününde (hepimiz) Rabbini onunla tenhaca (başbaşa) kalarak görebilecek mi? Bunun (bu şekilde olabileceğine dair) Allah'ın yaratıkları içerisinde bir delili var mı?" şeklinde rivâyet etti. (Mûsânnifin şeyhi Mûsâ İbn İsmail'in naklettiğine göre Hazret-i Ebû Rezin rivâyetine şöyle devam etmiştir: Hazret-i Peygamber de bana):
" Sizin hepiniz, ayı teker teker (biriniz diğerine engel olmadan) görmüyor musunuz?" cevabını verdi: Diğer şeyhi Ubeydullah İbn Muaz da bu cümleyi Hazret-i Ebû Rezin'den şöyle rivâyet etti:
Hazret-i Peygamber de:
" Kameri ayların ondördüncü gecesi olan dolunay gecesinde (herbiriniz ayı izdiham olmadan) teker teker" (görmüyor musunuz?" buyurdu). (Ebû Dâvûd der ki: Bu hadisi bana rivâyet eden Mûsâ İbn İsmail ile Ubeydillah İbn Muaz hadisin bundan sonraki kısmını) (Hazret-i Rezin dedi ki:) " Ben de evet öyledir" cevabını verdim (şeklinde rivâyet etmek suretiyle rivâyetlerinde) birleştiler.
İbn Muaz (bu cümleye ilave olarak Hazret-i Rezin'den şunları da nakletti: Hazret-i Peygamber de):
" Ay Allah'ın yaratıklarından biridir. Allah ise her şeyden daha ulu ve yücedir" buyurdu.
İbn Mâce, mukaddime 13.
٢٠ - باب فِي الرُّؤْيَةِ
٤٧٣١ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، وَوَكِيعٌ، وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم جُلُوسًا فَنَظَرَ إِلَى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لَيْلَةَ أَرْبَعَ عَشْرَةَ فَقَالَ ( إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ كَمَا تَرَوْنَ هَذَا لاَ تُضَامُّونَ فِي رُؤْيَتِهِ فَإِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ لاَ تُغْلَبُوا عَلَى صَلاَةٍ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا فَافْعَلُوا ) . ثُمَّ قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ { فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا }
٤٧٣٢ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ سَمِعَهُ يُحَدِّثُ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ نَاسٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ ( هَلْ تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ الشَّمْسِ فِي الظَّهِيرَةِ لَيْسَتْ فِي سَحَابَةٍ ) . قَالُوا لاَ . قَالَ ( هَلْ تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لَيْسَ فِي سَحَابَةٍ ) . قَالُوا لاَ . قَالَ ( وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لاَ تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَتِهِ إِلاَّ كَمَا تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ أَحَدِهِمَا ) .
٤٧٣٣ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، ح وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، - الْمَعْنَى - عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ، عَنْ وَكِيعٍ، - قَالَ مُوسَى - ابْنُ عُدُسٍ عَنْ أَبِي رَزِينٍ، - قَالَ مُوسَى الْعُقَيْلِيُّ - قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكُلُّنَا يَرَى رَبَّهُ قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ مُخْلِيًا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَا آيَةُ ذَلِكَ فِي خَلْقِهِ قَالَ ( يَا أَبَا رَزِينٍ أَلَيْسَ كُلُّكُمْ يَرَى الْقَمَرَ ) . قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ ( لَيْلَةَ الْبَدْرِ مُخْلِيًا بِهِ ) . ثُمَّ اتَّفَقَا قُلْتُ بَلَى . قَالَ ( فَاللَّهُ أَعْظَمُ ) . قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ قَالَ ( فَإِنَّمَا هُوَ خَلْقٌ مِنْ خَلْقِ اللَّهِ فَاللَّهُ أَجَلُّ وَأَعْظَمُ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.