28. Mizan (Amellerin Tartılması)
4757- Hasen (radıyallahü anh)’den (rivâyet edildiğine göre? Âişe (r. anhâ) cehennem (ateşini) hatırlayıp da ağlamış, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Seni ağlatan nedir?" diye sormuş (Hazret-i Âişe de): (Cehennem ateşini) hatırladım da onun iç;n ağlıyorum, demiş (sonra Peygamber Efendimize hitaben):
" Siz kıyamet gününde aile halkınızı hatırlayacak mısınız?" demiş, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Üç yer var ki orada kimse kimseyi hatırlamaz:
1- Ameller tartılırken terazisinin hafif mi yoksa ağır mı geldiğini öğreninceye kadar.
2- (Kendisine) amel defterinin verileceği sırada (yani):
" Alnı kitabımı okuyun" (el - Hakka (69) 19) sözünü henüz söylemeden önce; (yani kişi) kitabının sağından soluna mı yoksa arkasına mı nereye konulacağını bilinceye kadar (geçen zaman içerisinde);
3- Sırat (tan geçme) esnasında (yani Sırat köprüsü) cehennemin üstüne kurulduğu (ve kişiye haydi buradan geç denildiği) zamanda."
(Ebû Dâvûd der ki: Bu hadisi bana rivâyet edenlerden) Yakub (hadisi bana) Yunusdan (diyerek " an" harf-i cerriyle muaftan olarak) rivâyet etti. Oysa diğer şeyhim Humeyd İbn Mes'ade daha güvenilir bir rivâyet ifadesi olan " ahbarani" kelimesiyle rivâyet etti.) Şu yukarıda geçen metin onun (Yakub'un) rivâyetidir.
٢٨ - باب فِي ذِكْرِ الْمِيزَانِ
٤٧٥٧ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، أَنَّ إِسْمَاعِيلَ بْنَ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَهُمْ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ عَائِشَةَ، : أَنَّهَا ذَكَرَتِ النَّارَ فَبَكَتْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَا يُبْكِيكِ ) . قَالَتْ : ذَكَرْتُ النَّارَ فَبَكَيْتُ، فَهَلْ تَذْكُرُونَ أَهْلِيكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( أَمَّا فِي ثَلاَثَةِ مَوَاطِنَ فَلاَ يَذْكُرُ أَحَدٌ أَحَدًا : عِنْدَ الْمِيزَانِ حَتَّى يَعْلَمَ أَيَخِفُّ مِيزَانُهُ أَوْ يَثْقُلُ، وَعِنْدَ الْكِتَابِ حِينَ يُقَالُ { هَاؤُمُ اقْرَءُوا كِتَابِيَهْ } حَتَّى يَعْلَمَ أَيْنَ يَقَعُ كِتَابُهُ أَفِي يَمِينِهِ أَمْ فِي شِمَالِهِ أَمْ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِهِ، وَعِنْدَ الصِّرَاطِ إِذَا وُضِعَ بَيْنَ ظَهْرَىْ جَهَنَّمَ ) . قَالَ يَعْقُوبُ : عَنْ يُونُسَ وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِهِ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.