10. Yüze Karşı Övmenin Çirkinliği
4804- Hemmâm (radıyallahü anh)’den (rivâyet edilmiştir);
Bir adam gelip (Hazret-i Peygamber'in huzurunda) Hazret-i Osman'ı yüzüne karşı övdü. (Orada bulunan) el Mikdâd İbn el Esved de (yerden bir avuç) toprak alıp (öven kimsenin) yüzüne saçtı ve:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" (Böyle yüze karşı) " medhedenlerle karşılaştığınız zaman yüzlerine toprak saçınız, buyurdu" dedi.
Müslim, zühd 68-69, Ebû Dâvûd, hudûd 36; Tirmizî, zühd 55; İbn Mâce, edeb 36; Ahmed b. Hanbel. VI ,5.
4805- (Abdurrahman İbn Ebi Bekre'nin) babasından (rivâyet edildiğine göre) bir adam, (diğer) bir adamı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda (yüzüne karşı) övmüştü de (Hazret-i Peygamber) O'na üç defa:
" (Bu sözlerinle) arkadaşının boynunu kestin" deyip sonra da:
" Biriniz arkadaşını mutlaka övecekse şöyle demelidir:
" Ben onun -söylemek istediklerini söyleyerek- şöyle şöyle olduğunu düşünüyorum; (fakat kalbini bilemediğimden) Onun iyiliğine dair Allah'a karşı sahicilik edemem"
Buharî, şehâdat 16, edeb 54, Müslim, zühd 65-66; Ahmed b. Hanbel, V, 41,46,51.
4806- Mutamf (İbn Abdullah İbn eş-Şıhhîr)’dan demiştir ki: Babam dedi ki:
(Ben birgün) Âmir oğullarının elçileriyle birlikte (elçi olarak) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna gitmiştim. (Orada Hazret-i Peygambere):
Sen bizim Seyyidimizsin, dedik de, (Resûl-i Ekrem):
Seyyid Allah'dır, buyurdu. Biz:
Sen bizim faziletçe en faziletlimiz, (eşe, dosta iyilik elini) uzatma bakımından da en üstünümüz sensin, dedik.
Bu sözünüzü söyleyiniz -yahutta- (bu) sözünüzün bazısını (söyleyiniz; fakat bir kısmını bırakınız, taki) şeytan sizi (bazı sözlerinizle kendi yoluna) sürüklemesin."
١٠ - بَاب فِي كَرَاهِيَة الْتَّمَادُح
٤٨٠٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا وَكِيْع، ثَنَا سُفْيَان، عَن مَنْصُوْر، عَن إِبْرَاهِيْم، عَن هَمَّام قَال:
جَاء رَجُل فَأَثْنَى عَلَى عُثْمَان فِي وَجْهِه، فَأَخَذ الْمِقْدَاد بْن الْأَسْوَد تُرَابَا فَحَثَا فِي وَجْهِه وَقَال: قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِذَا لَقِيْتُم الْمَدَّاحِيْن فَاحْثُوا فِي وُجُوْهِهِم الْتُّرَاب).
٤٨٠٥ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن يُوْنُس، ثَنَا أَبُو شِهَاب، عَن خَالِد الْحَذَّاء، عَن عَبْد الْرَّحْمَن بْن أَبِي بَكْرَة، عَن أَبِيْه،
أَن رَجُلا أَثْنَى عَلَى رَجُل عِنْد الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقَال لَه: (قَطَعْت عُنُق صَاحِبِك) ثَلَاث مَرَّات، ثُم قَال: (إِذَا مُدِح أَحَدُكُم صَاحِبَه لَا مَحَالَة فَلْيَقُل: إِنِّي أَحْسِبُه كَمَا يُرِيْد أَن يَقُوْل، وَلَا أُزَكِّيْه عَلَى الْلَّه).
٤٨٠٦ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا بِشْر يَعْنِي ابْن الْمُفَضَّل ثَنَا أَبُو سَلَمَة سَعِيْد بْن يَزِيْد، عَن أَبِي نَضْرَة، عَن مُطَرِّف قَال: قَال أَبِي:
انْطَلَقْت فِي وَفْد بَنِي عَامِر إِلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقُلْنَا: أَنْت سَيِّدُنَا، فَقَال: (السْيِيد الْلَّه [تَبَارَك وَتَعَالَى]) قُلْنَا: وَأَفْضَلُنَا فَضْلَا وَأَعْظَمُنَا طَوْلَا، فَقَال: (قُوْلُوْا بِقَوْلِكُم أَو بَعْض قَوْلِكُم ، وَلَا يَسْتَجْرِيَنَّكُم الْشَّيْطَان).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.