Selâmet yurdu, yâni Cennet demektir. Cennet ehli her çeşit elem ve âfetten emîndirler. Cennet bekçileri, Cennet’tekilere; "Selâm, kurtuluş, emniyet sizin üzerinize olsun. Temiz oldunuz" derler. Cennet’tekilerin kavuştuğu en şerefli ikrâm, Yâsîn sûresinde bildirildiği gibi, Hak teâlânın rü'yet zamanlarında onlara selâm vermesidir. Bu yönden de Cennet, Dâr-üs-selâm olmaktadır. Allahü teâlâ, Yûnus sûresinin 25. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Allah, selâm evine" (Cennet’e) çağırır ve o kimi dilerse onu doğru yola iletir" buyurdu.
İbrâhim sûresinin 23. âyetinde meâlen; "Îmân edip de sâlih ameller (güzel işler ve ibâdetler) yapanlar, Rablerinin izniyle içerisinde devamlı kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere sokulacaktır. Onların orada tahıyyeleri selâmdır" buyuruldu.
Hicr sûresinin 46. âyetinde meâlen: "Selâmetle; korkusuz korkusuz girin oraya." buyuruldu.
Nahl sûresi 32. âyetinde meâlen; "Bunlar, meleklerin pâk ve âsûde olarak canlarını alacakları kimselerdir. Selâm (ve selâmet) size işlemekte devam ettiğiniz (İyi hareketlerin, amellerin) karşılığı olmak üzere girin Cennet’e derler" buyuruldu.
Meryem sûresinin 62. âyetinde meâlen; "Orada (Cennet’te) boş söz işitmezler, ancak (meleklerden veya birbirlerinden) selâm işitirler. Orada, sabah-akşam rızıkları da (ayaklarına gelecektir)" buyuruldu.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.