Hazret-i Hadîce vâlidemiz, Varaka bin Nevfel'in verdiği müjdeyle ve sevgili Peygamberimizin güzel hasletlerini görünce, O'nun hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyletti. Nefise binti Müniyye, bu hâli sezip araya girdi. Bu niyetle Resûl-i ekremin yüksek huzûruna geldi ve “Yâ Muhammed! Zat-ı âlinizi evlenmeden alıkoyan nedir?” diye sordu. Peygamberimiz; “Evlenmek için yeterli para elimde mevcût değildir” buyurdu. Nefise Hâtun; “Yâ Muhammed! Eğer iffetli ve şerefli, mal ve cemâl sâhibi bir hâtunla evlenmek istersen hizmetine hazırım” dedi. Sevgili Peygamberimiz; “O hâtun kimdir?” buyurunca; “Hadîce binti Hüveylid'dir (radıyallahü anhâ)” dedi. Resûlullah efendimiz; “Bu işe kim vesile olur?” buyurunca da; “Bu işi ben yaparım” deyip huzûrlarından ayrıldı. Hazret-i Hadîce'ye varıp müjdeyi verdi. Hadîce (radıyallahü anhâ), akrabâsı Amr bin Esed ile Varaka bin Nevfel'i çağırıp durumu anlattı. Ayrıca Resûlullah efendimize haber gönderip belli bir saatte teşrîf etmesi için dâvet etti. Ebû Tâlib ve kardeşleri de hazırlıklarını yaptılar ve Peygamber efendimizle birlikte gittiler.
Hazret-i Hadîce vâlidemiz, evini donatıp süsledi. Bu günün şükrânesi olarak bütün zînetlerini hizmetçilerine hediye etti. Sonra onları hürriyetlerine kavuşturdu. Resûlullah efendimiz, Hadîce vâlidemizin evine amcaları ile teşrîf ettiler. Ebû Tâlib; “Yaratanımıza hamdolsun ki, bizi İbrâhim aleyhisselâmın evlâdından ve İsmâil aleyhisselâmın neslinden eyledi. Bizi, Beytullah'ın muhâfızı kıldı. İnsanların kıblesi ve âlemlerin tavâf ettiği o mübârek hâneyi, her kötülükten koruduğu Harem-i şerîfi bize müyesser eyledi. Kardeşim Abdullah'ın oğlu Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) öyle bir kimsedir ki, Kureyş'ten her kim ile kıyaslansa üstün gelir. Gerçi malı azdır, lâkin mala îtibâr olunmaz. Çünkü mal gölge gibidir. Elden ele geçerek gider. Yeğenimin şerefi, üstünlüğü hepinizin malûmudur. Şimdi Hadîce binti Huveylid'i helâllığa talep eder. Malımdan ne kadar mehr verilmesini istersiniz? Yemîn ederim ki, Muhammed'in mertebesi yüksek olsa gerektir” dedi. Varaka bin Nevfel, bu konuşmaları tasdik etti. Hadîce vâlidemizin amcası Amr bin Esed; “Şâhid olun ki, Hadîce binti Huveylid'i Muhammed aleyhisselâma hâtunluğa verdim” dedi. Böylece nikâh akdi tamam oldu. Bir rivâyete göre mihr; 400 miskal altın, bir rivâyete göre de beşyüz dirhem, başka bir rivâyete göre de 20 deve idi. Ebû Tâlib, düğün ziyâfeti için bir deve kesip, o güne kadar görülmedik bir yemek verdi. Evlilik vâki oldu.
Hazret-i Hadîce vâlidemiz bütün varlığını Peygamber efendimize hediye etti ve “Bu malların hepsi yüce şahsınıza aittir. Ben de sana muhtacım ve minnetin altındayım” dedi. Hazret-i Hadîce vâlidemiz, evlilik hayatı boyunca, peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma dâimâ hizmet edip yardımcısı oldu. Peygamber efendimizin bu evliliği, Hadîce vâlidemizin vefâtına kadar yirmibeş sene sürdü. Bunun onbeş senesi bi'setten önce, on senesi bi'setten sonra idi. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm, ilk zevcesi hazret-i Hadîce hayatta iken başkası ile hiç evlenmedi. İkisi erkek, dördü kız olmak üzere altı çocuğu oldu. Bunlar; Kâsım, Zeynep, Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma ve Abdullah (Tayyib veya Tâhir) dir. Peygamberliği sırasında evlendiği hazret-i Mâriye'den de İbrâhim adında bir oğlu olmuştu. Diğer zevcelerinden çocuğu olmadı. Zeynep, kızlarının en büyüğü idi. En küçük kızı Fâtıma, babasının en sevgilisiydi. Hicretten onüç sene önce doğdu. Erkek evlatları küçük yaşta vefât ettikleri gibi, hazret-i Fâtıma'dan başka bütün kızları da O'ndan önce vefât ettiler. Fâtıma vâlidemiz de Peygamber efendimizden altı ay sonra vefât etti. Hazret-i Ali ile evlenmişti. Sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın soyu, hazret-i Fâtıma'nın evlatları ile devam etti. Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz, Hadîce (radıyallahü anhâ) vâlidemizle evlendikten sonra da ticâretle meşgûl oldu. Kazançlarıyla; misâfirleri ağırlarlar, yetimlere ve fakirlere yardım ederlerdi.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.