Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Hazret-i Hamza’nın Müslüman olması

Hazret-i Hamza’nın Müslüman olması || Peygamberler Ansiklopedisi || Hadis Kütüphanesi

Bu hâl, Kureyşli müşrikleri çıldırtıyor, bütün gayretlerine rağmen, İslâmiyetin yayılmasına mâni olamıyorlardı.
"Delâil-ün-nübüvve" ve "Me'âric-ün-nübüvve"de şöyle bildirildi: Müşriklerden, Velîd adında birinin bir putu vardı. Safâ tepesinde toplanırlar, bu puta ibâdet ederlerdi. Bir gün, Peygamber efendimiz, onların yanına gitti ve müşrikleri îmâna dâvet etti. Kâfir olan bir cinnî o putun içine girdi ve sevgili Peygamberimiz için uygun olmayan sözler sarfetti. Fahr-i âlem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz üzüldüler. Başka bir gün, kendisi görünmeyen bir şahıs, Peygamber efendimize selâm vererek; "Yâ Resûlallah! Kâfir olan bir cinnî sizin için münâsip olmayan şeyler söylemiş. Ben, onu bulup öldürdüm. Arzu buyurup, yarın Safâ tepesini teşrîf eder misiniz? Siz yine onları İslâm'a dâvet edersiniz. Ben de o putun içine girip, sizi medhedici sözler söylerim" dedi. Peygamber efendimiz, Abdullah ismindeki bu cinnin teklifini kabûl ettiler.
Sevgili Peygamberimiz, ertesi günü oraya gidip, müşrikleri tekrar îmâna dâvet ettiler. Ebû Cehl de orada idi. Müslüman cinnî, müşriklerin elindeki putun içine girip, sevgili Peygamberimizi ve İslâmiyeti anlatan güzel sözler ve şiirler söyledi. Müşrikler, bu sözleri duyunca ellerindeki putu parçaladılar ve Resûlullah'a saldırdılar. Mübârek saçları darmadağın oldu. Mübârek yüzü kana boyandı. Onların bu ezâ ve cefâlarına tahammül gösterip; “Ey Kureyşliler! Bana vuruyorsunuz. Ama ben sizin peygamberinizim" buyurdular, oradan ayrılıp evine geldi. Bir hizmetçi kız, bu hâdiseyi başından sonuna kadar görmüştü.
Bu sırada hazret-i Hamza, dağda avlanıyordu. Bir ceylâna ok atmak üzereyken, ceylân dile gelerek; "Yâ Hamza! Bana ok atacağına, kardeşinin oğlunu öldürmek isteyenlere ok atsan daha hayırlı olur" dedi. Hazret-i Hamza bu sözlere hayret ederek, sür'atle evine hareket etti. Âdeti üzere, avdan dönünce, tavâf için Harem-i şerîfe uğrar, evine sonra giderdi. O gün tavâf yaparken, hizmetçi kız, yanına geldi. Ebû Cehl'in, Muhammed aleyhisselâma yaptıklarını haber verdi. Hazret-i Hamza, Peygamber efendimize hakâret edildiğini işitince, akrabâlık damarları kabardı. Silahlarını alarak müşriklerin bulunduğu yere geldi. "Kardeşimin oğluna, kötü söz söyleyen, kalbini inciten sen misin? İşte benim dînim de O'nun dînidir. Gücün yetiyorsa o yaptıklarını bana da yap bakayım" diyerek, boynundaki yay ile Ebû Cehl'in başını yardı. Oradaki kâfirler hazret-i Hamza'ya saldırmak istediler. Fakat Ebû Cehl; "Dokunmayınız, Hamza haklıdır. Yeğenine kötü sözler söyledim" dedi. Hamza (radıyallahü anh), oradan ayrıldıktan sonra, Ebû Cehl etrâfındakilere; "Aman, ona ilişmeyiniz! Bize kızar da müslüman olur. Bununla Muhammed kuvvetlenir" dedi. Hazret-i Hamza'nın müslüman olmaması için, kafasının yarılmasına râzı olmuştu. Hazret-i Hamza'nın hatırının sayıldığını, kuvvet ve kıymetini bilirdi. Hamza (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin yanına gelip; "Yâ Muhammed! Ebû Cehl'den intikâmını aldım. Onu, kana boyadım. Üzülme, sevin!" dedi. Sevgili Peygamberimiz“Ben, böyle şeylere sevinmem" buyurdu. Hamza (radıyallahü anh); "Seni sevindirmek, üzüntüden kurtarmak için, ne istersen yapayım!" deyince, Peygamber efendimiz“Ben ancak senin îmân etmen ve kıymetli bedenini Cehennem ateşinden kurtarman ile sevinirim" buyurdu. Hazret-i Hamza, hemen müslüman oldu. Hakkında âyet-i kerîme geldi. Hazret-i Abdullah ibni Abbâs'a göre; "Kur'ân-ı kerîmde, En’âm sûresi 122. âyet-i kerîmesinde; diriltildiği ve nûra kavuşturulduğu anlatılan zât, hazret-i Hamza ve aynı âyet-i kerîmede; karanlıklarda bocaladığı bahsedilen de, Ebû Cehl'dir"
Hazret-i Hamza, müşriklerin yanına vararak, müslüman olduğunu ve Allahü teâlânın Habîbi Muhammed aleyhisselâmı canı pahasına da olsa koruyacağını bildirip, bir kasîde okudu. Okuduğu kasîdede; "Kalbimi, İslâmiyete ve hakka meylettirmiş olduğu için, Allahü teâlâya hamdolsun. Bu din, kullarının her yaptığını bilen, herkese lütfu ile muâmele eden, kudreti her şeye gâlip gelen, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâ tarafından gönderilmistir. Kur'ân-ı kerîm okunduğu zaman, kalb ve akıl sâhiblerinin gözlerinden yaşlar akar. Kur'ân-ı kerîm, fasîh bir lisân ile açıklanmış âyetler hâlinde Muhammed aleyhisselâma nâzil olmuştur. O, Muhammed Mustafa, içimizde, sözü dinlenir, kendisine boyun eğilir, mübârek bir kimsedir. Ey müşrikler! Aklınız başınızdan gidip, gözünüz kararıp da O'nun hakkında sert, ağır ve kaba sözler söylemeyin. Eğer böyle bir düşünceye kapılırsanız, biz müslümanların cesedine basıp geçmeden, hiç kimse O'na dokunamaz" demişti.
Hazret-i Hamza'nın müslüman olması ile, sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem çok sevindi. Müslümanlar, onun da aralarına katılmasıyla çok kuvvetlendiler.
Hamza'nın (radıyallahü anh) müslüman olmasıyla, vaziyet değişti. Çünkü, Mekkeliler hazret-i Hamza'nın; cengâver, cesur, merd, pehlivan ve büyük bir kahraman olduğunu biliyorlardı. Bunun için, Kureyş müşrikleri artık müslümanlara, hiç bir sebep yokken, fenâ muâmele yapamadılar, bilhassa hazret-i Hamza'nın kılıcının şiddetinden çekindiler.


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget