Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

DÜNYA (RAHATI VE NİMETLERİNİN KIYMETİ) NİN DURUMU BÂBI

DÜNYA (RAHATI VE NİMETLERİNİN KIYMETİ) NİN DURUMU BÂBI || ZÜHD KİTABI || SÜNEN-İ İBN MACE || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3- DÜNYA (RAHATI VE NİMETLERİNİN KIYMETİ) NİN DURUMU BÂBI

4247 - “... Benî Fihr'in kardeşi el-Müstevrid (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şöyle buyururken işittim : (Âhiret (nimetleri) karşısında dünya (nimetleri) nin durumu (ve değeri) ancak birinizin (el) parmağını denizin içine koyması durumu (gibi)dir. Artık parmağın (o sudan) ne ile döneceğine bir bakıversin.) "

4248 - “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hasır üzerinde yattı. Hasır O'nun (mübarek) derisinde iz yaptı. Bunun üzerine ben :

Babam anam sana feda olsun Yâ Resûlallah! Keşki bize haber vereydin de senin için hasır üstüne, seni on (un iz yapmasın) dan koruyacak bir şey sereydik, dedim. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ben, dünya (nimetleri) ile beraber değilim. Benim dünya ile beraberliğim ancak bir ağacın altında biraz gölgelenip (dinlenip), sonra giden ve ağacı bırakan (yolcu) bir binici (nin ağaçla beraberliği) gibidir), buyurdu. "

4249 - “... Sehl bin Sa'd (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir:

Biz, Zü’l-Huleyfe'de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde idik. O, şişkinlikten ayağı havaya kalkmış murdar bir davarla ani olarak karşılaştı. Bunun üzerine O :

(Şu murdar davarın sahibinin yanında kıymetsiz olduğunu görüyor musunuz (veya biliyor musunuz)? Nefsim (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki Allah katında dünya, sahibi yanında şu davardan daha kıymetsizdir ve eğer dünya Allah katında bir sivrisinek kanadı kadar kıymetli olsaydı Allah bir kafire dünya (suların) dan bir damla (bile) hiç içirmezdi,) buyurdu. "

4250 - “... El-Müstevrid bin Şeddâd (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), atılmış murdar bir sahle (yani kuzu veya oğlak) üzerine vardığı zaman beraberinde bulunan kervan içinde ben (de) muhakkak vardım. El-Müstevrid demiştir ki : Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (o ölü hayvanın başına vardıktan) sonra:

(Şu murdar hayvanın sahipleri yanında kıymetsiz olduğunu görüyor (veya biliyor) musunuz?) buyurdu — veya buyurduğu gibidir —. El-Müstevrid demiştir ki (bu soru üzerine) :

Yâ Resûlallah! Sahipleri onu ancak kıymetsizliğinden dolayı atmışlar, denildi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Nefsim (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki Allah yanında dünya, sahipleri yanında şu hayvandan daha kıymetsizdir,) buyurdu. "

4251) '..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şunu buyururken işittim :

(Dünya, mel'ûn (yani Allah katında kabule şayan olmaktan, O'nun iltifatından uzak) dır. Dünyadaki şeyler de mel'ündur. Ancak Allah'ı anmak, Allah'ın sevdiği (veya Allah'ı anmaya yakın, uygun) şeyler, âlim ve ilim öğrenen (in dînî ilimlerle meşguliyetleri) bu hükmün dışındadır.) "

4252 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Dünya mü'minin zindanı ve kâfirin cennetidir.) "

4253) ". . . (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vücûdumun bazısını (iki omuzu) tuttu ve:

(Yâ Abdallah! Sen dünyada (vatanından uzak) bir yabancı gibi yahut bir yoldan geçen (yolcu) gibi ol ve kendi nefsini mezarlar halkından (ölülerden) say, buyurdu.) "

٣ - باب مَثَلِ الدُّنْيَا‏

٤٢٤٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا أَبِي وَمُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِي خَالِدٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِي حَازِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ الْمُسْتَوْرِدَ، أَخَا بَنِي فِهْرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( مَا مَثَلُ الدُّنْيَا فِي الآخِرَةِ إِلاَّ مَثَلُ مَا يَجْعَلُ أَحَدُكُمْ إِصْبَعَهُ فِي الْيَمِّ فَلْيَنْظُرْ بِمَ يَرْجِعُ ‏)‏.‏

٤٢٤٨ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِيُّ، أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ مُرَّةَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عَلْقَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ اضْطَجَعَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَلَى حَصِيرٍ فَأَثَّرَ فِي جِلْدِهِ فَقُلْتُ بِأَبِي وَأُمِّي يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْ كُنْتَ آذَنْتَنَا فَفَرَشْنَا لَكَ عَلَيْهِ شَيْئًا يَقِيكَ مِنْهُ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَا أَنَا وَالدُّنْيَا إِنَّمَا أَنَا وَالدُّنْيَا كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا ‏)‏.‏

٤٢٤٩ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ الْحِزَامِيُّ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو يَحْيَى، زَكَرِيَّا بْنُ مَنْظُورٍ حَدَّثَنَا أَبُو حَازِمٍ، عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ، قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِذِي الْحُلَيْفَةِ فَإِذَا هُوَ بِشَاةٍ مَيِّتَةٍ شَائِلَةٍ بِرِجْلِهَا فَقَالَ ‏( أَتُرَوْنَ هَذِهِ هَيِّنَةً عَلَى صَاحِبِهَا فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَلدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ هَذِهِ عَلَى صَاحِبِهَا وَلَوْ كَانَتِ الدُّنْيَا تَزِنُ عِنْدَ اللَّهِ جَنَاحَ بَعُوضَةٍ مَا سَقَى كَافِرًا مِنْهَا قَطْرَةً أَبَدًا ‏)‏.‏

٤٢٥٠ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ مُجَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِيِّ، عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِي حَازِمٍ الْهَمْدَانِيِّ، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُسْتَوْرِدُ بْنُ شَدَّادٍ، قَالَ إِنِّي لَفِي الرَّكْبِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذْ أَتَى عَلَى سَخْلَةٍ مَنْبُوذَةٍ قَالَ فَقَالَ ‏( أَتُرَوْنَ هَذِهِ هَانَتْ عَلَى أَهْلِهَا ‏)‏.‏ قَالَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مِنْ هَوَانِهَا أَلْقَوْهَا ‏.‏ أَوْ كَمَا قَالَ قَالَ ‏( فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَلدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ هَذِهِ عَلَى أَهْلِهَا ‏)‏.‏

٤٢٥١ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو خُلَيْدٍ، عُتْبَةُ بْنُ حَمَّادٍ الدِّمَشْقِيُّ عَنِ ابْنِ ثَوْبَانَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ قُرَّةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ ضَمْرَةَ السَّلُولِيِّ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَهُوَ يَقُولُ ‏( الدُّنْيَا مَلْعُونَةٌ مَلْعُونٌ مَا فِيهَا إِلاَّ ذِكْرَ اللَّهِ وَمَا وَالاَهُ أَوْ عَالِمًا أَوْ مُتَعَلِّمًا ‏)‏.‏

٤٢٥٢ - حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ، مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْعُثْمَانِيُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِي حَازِمٍ، عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( الدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ ‏)‏.‏

٤٢٥٣ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ لَيْثٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِبَعْضِ جَسَدِي فَقَالَ ‏( يَا عَبْدَ اللَّهِ كُنْ فِي الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ أَوْ كَأَنَّكَ عَابِرُ سَبِيلٍ وَعُدَّ نَفْسَكَ مِنْ أَهْلِ الْقُبُورِ ‏)‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget