Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

ALLAHÜ TEÂLÂ'NIN "EY İMAN EDENLER! SİZ KENDİNİZE DÜŞENE BAKINIZ." (MAİDE 105) BUYRUĞU, BÂBI

ALLAHÜ TEÂLÂ'NIN "EY İMAN EDENLER! SİZ KENDİNİZE DÜŞENE BAKINIZ." (MAİDE 105) BUYRUĞU, BÂBI || FİTNELER KİTABI || SÜNEN-İ İBN MACE | HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- ALLAHÜ TEÂLÂ'NIN "EY İMAN EDENLER! SİZ KENDİNİZE DÜŞENE BAKINIZ." (MAİDE 105) BUYRUĞU, BÂBI

4150 - “. Ebû Ümeyye es-Şabani (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir:

Ben, Ebû Sa'lebe el-Huşeni (radıyallahü anh)'ın yanına giderek: şu ayet (in manası) hakkında ne dersin? diye sordum. O: Hangi ayet? deyince ben:

"Ey iman edenler! Siz kendinize düşene bakınız. Hidayet yolunda oldugunuz zaman sapıtan kimse size zarar veremez. " (Maide 105) ayeti, dedim. Ebû Sa'lebe el-Huşeni dedi ki:

Sen bu ayet (in manasın)ı (konudan) haberdar bir kişiye sordun. (Çünkü) ben bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sordum. Buyurdular ki:

(Bilakis iyi şeyleri birbirinize emrediniz ve fena şeylerden birbirinizi menediniz. Hatta (Ey müslüman!) Sen (insanların çoğunda) itâat edilen cimrilik, uyulan nefsi arzular, (din işlerine) tercih edilen dünyalık ve her görüş sahibinin (şer'i delilleri değil de) kendi görüşünü beğendiğini gördüğün ve gücünün yetmediği bir durumu gördüğün zaman artık sen kendi nefsine düşene bak (yani o zaman iyiliği emretmek ve kötülüğü menetmek sorumluluğu senden kalkar). Çünkü şüphesiz sabır günleri arkamızdan gelecek. O günlerde sabır, bir ateş parçasını avuçta tutmak misli (çetin)dir. O günlerde iyi amel işleyene (başka zamanda) beheri o amelin mislini işleyen elli adamın sevabı kadar sevab vardır.) "

4151 - “. Enes bin Mâlik- (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

Ya Resûlüllah! İyi şeyleri emretme ve fena şeyleri menetme görevini ne zaman bırakırız? denildi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Sizden önceki ümmetlerde ortaya çıkan şey içinizde de ortaya çıktığı zaman,) buyurdu. Biz :

Ya Resûlüllah! Bizden önceki ümmetlerde ortaya çıkan şey nedir? diye sorduk. O (sallallahü aleyhi ve sellem) .-

(Hükümdarlık (yaşça) küçük (ve tecrübesiz) olanlarınızda olur. Zina-fuhuş (yaygınlaşarak) büyük yaşta olanlarınızda (bile) olur ve ilim rezaletiniz (karektersiz, aşağılık olanlarınız)da olur,) buyurdu.

Ravi Zeyd demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "ve ilim rezaletinizde olur" buyruğunun manasinin aciklamasi, "ilmin fasık olan kimselerde olduğu zaman" şeklindedir."

4152 - “. Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Mü'min kişiye nefsini küçük düşürmesi uygun (CÂİZ) degildir,) buyurdu. Sahabiler:

Nefsini küçük düşürmesi nasıl olur? diye sordular. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Gücünün yetmediği bir belanın peşine düşer,) buyurdu."

4153 - “... Ebû Said-i Hudri (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işitmiştir:

(Allah kıyamet günü kulu şüphesiz sorguya çeker. Hatta: Dine aykırı durumu gördüğünde karşı olup gidermekten seni alıkoyan şey nedir? diye soracaktır. Sonra Allah bir kula (savunma) delilini telkin (ve lütuf) buyurduğu zaman kul (kendini savunmak üzere) şöyle der:

Ya Rabbi! Ben senin merhametini (müsamahanı) umdum ve insanlardan korktum (yani dine aykırı durum karşısında susmayı bu nedenle tercih ettim). "

٢١ - باب قَوْلِهِ تَعَالَى ‏{يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ}‏

٤١٥٠ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنِي عُتْبَةُ بْنُ أَبِي حَكِيمٍ، حَدَّثَنِي عَمِّي، عَمْرُو بْنُ جَارِيَةَ عَنْ أَبِي أُمَيَّةَ الشَّعْبَانِيِّ، قَالَ أَتَيْتُ أَبَا ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِيَّ قَالَ قُلْتُ كَيْفَ تَصْنَعُ فِي هَذِهِ الآيَةِ قَالَ أَيَّةُ آيَةٍ قُلْتُ ‏{يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ}‏ قَالَ سَأَلْتَ عَنْهَا خَبِيرًا سَأَلْتُ عَنْهَا رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ‏( بَلِ ائْتَمِرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَتَنَاهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ حَتَّى إِذَا رَأَيْتَ شُحًّا مُطَاعًا وَهَوًى مُتَّبَعًا وَدُنْيَا مُؤْثَرَةً وَإِعْجَابَ كُلِّ ذِي رَأْىٍ بِرَأْيِهِ وَرَأَيْتَ أَمْرًا لاَ يَدَانِ لَكَ بِهِ فَعَلَيْكَ خُوَيْصَّةَ نَفْسِكَ وَدَعْ أَمْرَ الْعَوَامِّ فَإِنَّ مِنْ وَرَائِكُمْ أَيَّامَ الصَّبْرِ الصَّبْرُ فِيهِنَّ مِثْلُ قَبْضٍ عَلَى الْجَمْرِ لِلْعَامِلِ فِيهِنَّ مِثْلُ أَجْرِ خَمْسِينَ رَجُلاً يَعْمَلُونَ بِمِثْلِ عَمَلِهِ ‏)‏.‏

٤١٥١ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ عُبَيْدٍ الْخُزَاعِيُّ، حَدَّثَنَا الْهَيْثَمُ بْنُ حُمَيْدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَيْدٍ، حَفْصُ بْنُ غَيْلاَنَ الرُّعَيْنِيُّ عَنْ مَكْحُولٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى نَتْرُكُ الأَمْرَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْىَ عَنِ الْمُنْكَرِ قَالَ ‏( إِذَا ظَهَرَ فِيكُمْ مَا ظَهَرَ فِي الأُمَمِ قَبْلَكُمْ ‏)‏.‏ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا ظَهَرَ فِي الأُمَمِ قَبْلَنَا قَالَ ‏( الْمُلْكُ فِي صِغَارِكُمْ وَالْفَاحِشَةُ فِي كِبَارِكُمْ وَالْعِلْمُ فِي رُذَالَتِكُمْ ‏)‏.‏ قَالَ زَيْدٌ تَفْسِيرُ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( وَالْعِلْمُ فِي رُذَالَتِكُمْ ‏)‏.‏ إِذَا كَانَ الْعِلْمُ فِي الْفُسَّاقِ ‏.‏

٤١٥٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ جُنْدُبٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لاَ يَنْبَغِي لِلْمُؤْمِنِ أَنْ يُذِلَّ نَفْسَهُ ‏)‏.‏ قَالُوا وَكَيْفَ يُذِلُّ نَفْسَهُ قَالَ ‏( يَتَعَرَّضُ مِنَ الْبَلاَءِ لِمَا لاَ يُطِيقُهُ ‏)‏.‏

٤١٥٣ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو طُوَالَةَ، حَدَّثَنَا نَهَارٌ الْعَبْدِيُّ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ، يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( إِنَّ اللَّهَ لَيَسْأَلُ الْعَبْدَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَقُولَ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَ الْمُنْكَرَ أَنْ تُنْكِرَهُ فَإِذَا لَقَّنَ اللَّهُ عَبْدًا حُجَّتَهُ قَالَ يَا رَبِّ رَجَوْتُكَ وَفَرِقْتُ مِنَ النَّاسِ ‏)‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget