26- KUR'AN VE (DİNİ) İLMİN GİDİP YOK OLMASI BÂBI
4184 - “... Ziyad bin Lebid (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir:
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey anlatarak: Bu, ilmin gitmesi (yok olması) zamanında olur, buyurdu. Ben: Ya Resûlüllah! Kur'an'ı okuduğumuz, evladımıza onu okuttuğumuz ve evladımız da kıyamete kadar kendi evladına onu okutacağı halde ilim nasıl gider (yok olur)? dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Anan seni kaybedesiye (yani hayret sana) Ziyad! Ben muhakkak seni Medine'de fıkhı en iyi bilen adamlardan görürdüm. Şu yahudiler ve hıristiyanlar Tevrat ve incil'i okuyup da bu iki kitabta bulunan hükümlerden hiç bir şeyle amel etmez değiller mi? buyurdu.) "
4185 - “... Huzeyfe bin el-Yeman (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Elbisenin nakışı eskiyip gittiği gibi İslamiyet de eskiyip gider. Hatta oruç nedir, namaz nedir, nüsuk (yani hac ve umre ibadeti) nedir ve sadaka nedir bilinemeyecektir. Allah (Azze ve Celle)'nin Kitab'ı (Kur'an-i Kerim) da bir gecede (kaldırılıp) götürülecek ve yer yüzünde ondan tek bir ayet bile kalmayacaktır (Veya eskiyip silinme işi bir gecede Allah (Azze ve Celle)'nin Kitab'ı olan Kur'an-ı Kerim'e de sirayet ederek yer yüzünde ondan tek bir ayet bile kalmayacaktır. ) Çok yaşlı erkekler ve pek ihtiyar kadınlardan oluşan bir takım insanlar kalacak ve : biz babalarımıza şu "La ilahe illallah" kelimesi (hali) üzerine yetiştik de (dinden bilebildiğimiz) bu kelimeyi söyleriz, diyeceklerdir.)
Huzeyfe bin el-Yeman bu hadisi rivâyet edince, (orada bulunan) Sila kendisine:
O yaşlılar namaz nedir, oruç nedir, nüsuk (yani hac ve umre ibadeti) nedir ve sadaka nedir? bilmezken "La ilahe illallah" kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe, Sıla'nın bu sözünü cevabsız bıraktı. Sonra Sila bu sözu Huzeyfe'ye karşı üç defa tekrarladı. Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı, ona bakmadı. Nihayet üçüncü defasından sonra Huzeyfe, Sıla’ya dönerek üç defa :
Ya Sila! Tevhid kelimesi onları (ebedi) ateşten kurtarır, dedi. "
4186 - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Kiyametin kopmasina yakin zamanlarda şöyle günler olur ki: ilim o günlerde kaldirılir, cehalet o gunlerde iner ve here o gunlerde co-. Here de oldurme olayidir.) "
4187 - “... Ebû Mûsâ (el-Eş'ari) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Sizin önünüzde şüphesiz öyle günler vardır ki cehalet o günlerde iner, ilim o günlerde kaldırılır ve here o günlerde çoğalır.) Sahabiler, Ya Resûlüllah! Here nedir? diye sordular. (O: Katildir (insan öldürmektir)), buyurdu. "
4188 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Zaman yaklaşır. İlim noksanlaşır, şiddetli cimrilik kalblere konur, fitneler meydana çıkar ve here çoğalır, buyurdu.) Sahabiler: Ya Resûlüllah! Here nedir? diye sordular. (O: Katildir (insan öldurmektir)), buyurdu. "
٢٦ - باب ذَهَابِ الْقُرْآنِ وَالْعِلْمِ
٤١٨٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ زِيَادِ بْنِ لَبِيدٍ، قَالَ ذَكَرَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَيْئًا فَقَالَ ( ذَاكَ عِنْدَ أَوَانِ ذَهَابِ الْعِلْمِ ). قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَكَيْفَ يَذْهَبُ الْعِلْمُ وَنَحْنُ نَقْرَأُ الْقُرْآنَ وَنُقْرِئُهُ أَبْنَاءَنَا وَيُقْرِئُهُ أَبْنَاؤُنَا أَبْنَاءَهُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ قَالَ ( ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ زِيَادُ إِنْ كُنْتُ لأَرَاكَ مِنْ أَفْقَهِ رَجُلٍ بِالْمَدِينَةِ أَوَلَيْسَ هَذِهِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى يَقْرَءُونَ التَّوْرَاةَ وَالإِنْجِيلَ لاَ يَعْمَلُونَ بِشَىْءٍ مِمَّا فِيهِمَا ).
٤١٨٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنْ أَبِي مَالِكٍ الأَشْجَعِيِّ، عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( يَدْرُسُ الإِسْلاَمُ كَمَا يَدْرُسُ وَشْىُ الثَّوْبِ حَتَّى لاَ يُدْرَى مَا صِيَامٌ وَلاَ صَلاَةٌ وَلاَ نُسُكٌ وَلاَ صَدَقَةٌ وَلَيُسْرَى عَلَى كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فِي لَيْلَةٍ فَلاَ يَبْقَى فِي الأَرْضِ مِنْهُ آيَةٌ وَتَبْقَى طَوَائِفُ مِنَ النَّاسِ الشَّيْخُ الْكَبِيرُ وَالْعَجُوزُ يَقُولُونَ أَدْرَكْنَا آبَاءَنَا عَلَى هَذِهِ الْكَلِمَةِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَنَحْنُ نَقُولُهَا ). فَقَالَ لَهُ صِلَةُ مَا تُغْنِي عَنْهُمْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَهُمْ لاَ يَدْرُونَ مَا صَلاَةٌ وَلاَ صِيَامٌ وَلاَ نُسُكٌ وَلاَ صَدَقَةٌ فَأَعْرَضَ عَنْهُ حُذَيْفَةُ ثُمَّ رَدَّهَا عَلَيْهِ ثَلاَثًا كُلَّ ذَلِكَ يُعْرِضُ عَنْهُ حُذَيْفَةُ ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْهِ فِي الثَّالِثَةِ فَقَالَ يَا صِلَةُ تُنْجِيهِمْ مِنَ النَّارِ . ثَلاَثًا .
٤١٨٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا أَبِي وَوَكِيعٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( يَكُونُ بَيْنَ يَدَىِ السَّاعَةِ أَيَّامٌ يُرْفَعُ فِيهَا الْعِلْمُ وَيَنْزِلُ فِيهَا الْجَهْلُ وَيَكْثُرُ فِيهَا الْهَرْجُ ). وَالْهَرْجُ الْقَتْلُ .
٤١٨٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنْ أَبِي مُوسَى، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِنَّ مِنْ وَرَائِكُمْ أَيَّامًا يَنْزِلُ فِيهَا الْجَهْلُ وَيُرْفَعُ فِيهَا الْعِلْمُ وَيَكْثُرُ فِيهَا الْهَرْجُ ). قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْهَرْجُ قَالَ ( الْقَتْلُ ).
٤١٨٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، يَرْفَعُهُ قَالَ ( يَتَقَارَبُ الزَّمَانُ وَيَنْقُصُ الْعِلْمُ وَيُلْقَى الشُّحُّ وَتَظْهَرُ الْفِتَنُ وَيَكْثُرُ الْهَرْجُ ). قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْهَرْجُ قَالَ ( الْقَتْلُ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.