32- GÜNEŞİN BATTIĞI YERDEN DOĞMASI BÂBI
4206 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir:
Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle buyururken işittim:
(Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O (battığı yerden) doğup da insanlar onu görünce yer yüzünde olan (tüm) insanlar iman edecektir. iste o zaman, daha önce iman etmiş olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanının fayda vermeyeceği imandır.) "
4207 - “... Abdullah bin Amr (bin el-As) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Kıyamet alametlerinden ilk meydana gelecek olanı güneşin battığı yerden doğması ve Dabbe'nin kuşluk vaktinde insanlara (yerden) çıkmasıdır.)
(Ebû Zur'a demiştir ki:) Abdullah (bin Amr bin el-As) : Artık bu iki alametten hangisi diğerinden önce çıkarsa diğeri ona yakındır, dedi.
(Ebû Zur'a demiştir ki:) Abdullah (bin Amr bin el-As) : Ben (bu iki alametten) ilk çıkacak olan alametin ancak güneşin battığı yerden çıkması olduğunu sanırım, dedi. "
4208 - “... Safvan bin Assal (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Şüphesiz, güneşin battığı yer tarafında yetmiş yıllık mesafe genişliğinde açılmış (durumda) bir kapı vardır. Güneş o kapı tarafından doğuncaya kadar o kapı tevbe (nin kabulü) için daima açık olacaktır. Güneş o kapı tarafından doğunca, daha önce iman etmiş olmayan veya imanında bir hayır kazanmış olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermeyecektir.) "
٣٢ - باب طُلُوعِ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا
٤٢٠٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ، عَنْ أَبِي زُرْعَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( لاَ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا فَإِذَا طَلَعَتْ وَرَآهَا النَّاسُ آمَنَ مَنْ عَلَيْهَا فَذَلِكَ حِينَ لاَ يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ ).
٤٢٠٧ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي حَيَّانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِي زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( أَوَّلُ الآيَاتِ خُرُوجًا طُلُوعُ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَخُرُوجُ الدَّابَّةِ عَلَى النَّاسِ ضُحًى ). قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَأَيَّتُهُمَا مَا خَرَجَتْ قَبْلَ الأُخْرَى فَالأُخْرَى مِنْهَا قَرِيبٌ . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَلاَ أَظُنُّهَا إِلاَّ طُلُوعَ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا .
٤٢٠٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ زِرٍّ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَسَّالٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِنَّ مِنْ قِبَلِ مَغْرِبِ الشَّمْسِ بَابًا مَفْتُوحًا عَرْضُهُ سَبْعُونَ سَنَةً فَلاَ يَزَالُ ذَلِكَ الْبَابُ مَفْتُوحًا لِلتَّوْبَةِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ نَحْوِهِ فَإِذَا طَلَعَتْ مِنْ نَحْوِهِ لَمْ يَنْفَعْ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.