31- DABBETÜ'L-ARD BÂBI
4203 - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
(Dabbe, Süleyman bin Dâvûd'un mührü ve Mûsâ bin İmran'ın asası (Aleyhimesselam) beraberinde olarak çıkar, asa ile mü'minin yüzünü parlatır ve mühürü kafirin burnuna vurup damgalar. (Mü'min ile kafiri bu şekilde ayırdedecek) öyle ki oba halkı toplanacak da bu: Ya mü'min! diyecek, şu da: Ya kafir! diyecektir.
4204) ... Ebû’l-Hasan el-Kattan ..... senediyle Hammad bin Seleme'den bu hadisin mislini rivâyet etti ve bir defasinda (son cumleyi) şöyle nakletti:
(Oba halkı toplanacak da) bu: Ya Mü'min! ve şu: Ya Kafir! diyecek.) "
4205 - “... Abdullah bin Büreyde'nin babası (Büreyde bin el-Husayb) (radıyallahü anhüma)'dan; şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) beni ye yakm Badiye'de bir yere götürdü. Baktım ki etrafında ki nan kupkuru bir yerdir. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Dabbe, bu yerden çıkacaktır), buyurdu. tv&ret buyumJ eni ve boyu birer karıştı. ibn-i Büreyde demiştir ki: Bundan birkaç yıl sonra hacı Babam (o sahanın eni ve boyu uzunluğunda) bir asasmi Mi di. Baktım ki o asa benim bu asam ile şu ve bu kadardır. "
٣١ - باب دَابَّةِ الأَرْضِ
٤٢٠٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ أَوْسِ بْنِ خَالِدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( تَخْرُجُ الدَّابَّةُ وَمَعَهَا خَاتَمُ سُلَيْمَانَ بْنِ دَاوُدَ وَعَصَا مُوسَى بْنِ عِمْرَانَ عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ فَتَجْلُو وَجْهَ الْمُؤْمِنِ بِالْعَصَا وَ تَخْطِمُ أَنْفَ الْكَافِرِ بِالْخَاتَمِ حَتَّى أَنَّ أَهْلَ الْحِوَاءِ لَيَجْتَمِعُونَ فَيَقُولُ هَذَا يَا مُؤْمِنُ وَيَقُولُ هَذَا يَا كَافِرُ ).
٤٢٠٤ - قَالَ أَبُو الْحَسَنِ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَاهُ إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَقَالَ فِيهِ مَرَّةً فَيَقُولُ هَذَا يَا مُؤْمِنُ . وَهَذَا يَا كَافِرُ .
٤٢٠٥ - حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ، مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو زُنَيْجٌ حَدَّثَنَا أَبُو تُمَيْلَةَ، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عُبَيْدٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ ذَهَبَ بِي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِلَى مَوْضِعٍ بِالْبَادِيَةِ قَرِيبٍ مِنْ مَكَّةَ فَإِذَا أَرْضٌ يَابِسَةٌ حَوْلَهَا رَمْلٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( تَخْرُجُ الدَّابَّةُ مِنْ هَذَا الْمَوْضِعِ ). فَإِذَا فِتْرٌ فِي شِبْرٍ . قَالَ ابْنُ بُرَيْدَةَ فَحَجَجْتُ بَعْدَ ذَلِكَ بِسِنِينَ فَأَرَانَا عَصًا لَهُ فَإِذَا هُوَ بِعَصَاىَ هَذِهِ كَذَا وَكَذَا .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.