Resûl-i Ekrem de (a.s.m.) sahabilerinden takdirle bahsetmiş, Müslümanların da onlara karşı tavır ve tutumlarının nasıl olması gerektiğini göstermiştir. Bununla ilgili hadislerin bir kısmının meali şöyledir:
“Ne mutlu beni görüp iman edene! Ne mutlu beni göreni görene!”[Müsned, 5: 245.]
“Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Sakın benden sonra onlara düşman olup sövmeyin! Onları seven, bana olan sevgisinden dolayı sevmiş olur. Onlara kızıp kin duyan da, bana olan kin ve düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara sıkıntı veren bana sıkıntı vermiş, bana sıkıntı veren de Allah’a eza etmiş olur. Allah’a eza eden de büyük bir felaketle yüz yüze gelmiş olur...”[Menâkıb: 59; el-İsâbe, 1: 10.]
Bir gün Peygamberimize, “İnsanların en hayırlısı hangisidir?” diye soruldu. O da, “Benim asrımdakilerdir. Sonra onları takip edenler, sonra da onları takip edenlerdir” diye cevap verdi.[Müslim, Fedâil: 211; Tirmizî, Menâkıb: 57.]
“Ashâbım yıldızlar gibidir; hangisinin arkasından giderseniz gidiniz doğru yolu bulursunuz.”[Keşfü’l-Hafâ, 1: 132.]
Başka bir hadislerinde ise Peygamberimiz, Ashâbına dil uzatılmamasını emreder ve şöyle buyurur:
“Sakın benim Ashâbıma sövmeyiniz! Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Uhud Dağı kadar altını sadaka olarak verseniz, sahabilerimden birisinin iki avuç hurma sadakasına, hattâ bunun yarısına bile yetişemezsiniz.”[Müslim, Fedâil: 221.]
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.