Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Diğer hanımları

Diğer hanımları || Peygamberler Ansiklopedisi || Hadis Kütüphanesi

Âişe (radıyallahü anhâ): Resûlullah'ın ikinci zevce-i mutâhherasıdır. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın kızıdır. Çok akıllı, zekî, âlime, edîbe, afîfe ve sâlihâ idi. Hafızası pek kuvvetli olduğu için, Eshâb-ı kirâm, bir çok şeyleri ondan sorup öğrenirdi. Âyet-i kerîme ile medh edildi. İctihâdı hazret-i Ali'ye uymadığı için, Deve vak'asında hazret-i Ali ile harb eden Eshâb-ı kirâm ile birlikle idi, Hazret-i Ali şehid edilince pek üzüldü. Hurûfîler kendisine çok iftirâ ediyor. Hazret-i Ali'yi sevmezdi diyorlar. Halbuki; “Ali'yi sevmek îmândandır" hadîs-i şerîfini, hazret-i Âişe haber verdi. Böylece, onu sevdiğini ve herkesin de sevmesi lâzım geldiğini bildirdi. Hicretden sekiz sene önce doğdu ve elliyedinci yılda, altmışbeş yaşında Medîne'de vefât etti.
Sevde binti Zem’a (radıyallahü anhâ): Resûlullah'ın üçüncü zevcesidir. Zevci ile îmâna gelip Habeşistan'a hicret etmişlerdi. Mekkeye dönünce zevci vefât etti. Resûlullah önce hazret-i Âişe'yi, sonra Sevde'yi nikâhladı. Sevde'yi Mekke'de, hazret-i Âişe'yi ise Medîne'de evine aldı. Çok merhametli ve iffetli bir hanım efendi idi. Hazret-i Ömer zamanında vefât etti,
Zeyneb binti Huzeyme (radıyallahü anhâ): Çok ibâdet eder, çok sadaka verirdi. Önce Abdullah bin Cahş'ın zevcesi idi. Abdullah, Resûlullah'ın halası Ümeyme'nin oğlu idi. Uhud gazâsında şehîd oldu. Resûlullah'ın nikâhı ile şereflendi ise de, sekiz ay sonra vefat etti.
Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ): Adı Hind idi. Zevci Ebû Seleme ile Habeşistan'a ilk olarak hicret ettiler. Ebû Seleme, Resûlullah'ın halası Berre'nin oğlu Ubeydullah bin Cahş'ın kardeşi olup, Medîne'de, hicretin dördüncü yılı Uhud gazâsında aldığı yaradan vefât etti. Ebû Bekr ve Ömer'in (radıyallahü anhümâ) nikâh taleblerini kabûl etmedi. Resûlullah'ın nikâhı ile şereflendi. Ellidokuzuncu yılda Medîne'de seksendört yaşında vefât etti. Son vefât eden zevceleri bu idi.
Zeyneb binti Cahş (radıyallahü anhâ): Resûlullah'ın halası olan Ümeyme'nin kızı, Abdullah bin Cahş'ın kardeşi idi. Babasının adı Berre idi. Îmân etmediği için, Cahş denildi. Zeyneb ilk îmân edenlerdendir. Resûlullah efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bunu, önce, oğulluğu olan Zeyd bin Hârise'ye nikâh etti. Zeyd, Zeyneb'in hakkını gözetemediğinden, hicretin üçüncü yılında ayrıldılar. Resûl aleyhisselâm nikâh etmek istedi. Zeyneb bunu işitince, sevincinden iki rekat namaz kılıp; "Yâ Rabbî! Senin Resûlün beni istiyor. Eğer Onun zevceliği ile şereflenmemi takdir buyurdun ise, beni O'na sen ver" diye duâ etti. Duâsı kabûl olup, Ahzâb sûresinin; “Zeyd, onun hakkında istediğini yaptıktan sonra (yani Zeyneb’i boşadıktan sonra), biz onu sana zevce eyledik" meâl-i şerîfinde olan otuzyedinci âyeti nâzil oldu. Zeyneb'in nikâhını Allahü teâlâ yaptığı için, Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem ayrıca nikâh yapmadı. Zeyneb (radıyallahü anhâ) bununla her an öğünür ve; "Her kadını babası evlendirir. Beni ise, Allahü teâlâ nikâhladı" derdi. O zaman otuzsekiz yaşında idi. Hicretin yirminci yılında, elliüç yaşında vefât etti. Hayrı ve ihsânı bol olup, sadaka vermeyi pek çok severdi. El işlerinde de mahir idi. İşlediği şeyleri ve eline geçen her şeyi akrabâsına ve fakirlere verirdi. Hattâ, Halîfe Ömer (radıyallahü anh), Ezvâc-ı mutâhherâtın her birine onikibin dirhem verirdi. Bu, alır almaz hepsini sadaka eder, dağıtırdı. Resûlullah'tan sonra, Zevcât-i tâhirât arasında, en önce vefât eden budur. Hazret-i Âişe, bunu çok medh ve senâ eyledi. “Zevcelerim arasında, bana en önce kavuşacak olan, eli açık olandır" hadîs-i şerîfi, bunun önce vefât edeceğini haber vermişti. Çünkü en çok sadaka veren bu idi. Fransız olan edebsiz ve müfteri şâir Volter, Resûlullah'ın hazret-i Zeyneb'i (radıyallahü anhâ) zevceliğe kabûl buyurmasını, târihlere, vak'a ve haberlere taban tabana zıd ve uydurma, alçak iftirâlarla, şiir düzerek bir tiyatro kitabı yazmıştır. Edebiyat ve fikir adamına yakışmayan bu çirkin, iğrenç yazısı, kendisini afaroz etmiş olan, büyük düşmanı papanın hoşuna gitmiş, kendisini okşayıcı mektup yazmıştır. Müslümanların halîfesi, Sultân ikinci Abdülhamid Han, bu piyesin sahnede oynatılacağını işitince, Fransa ve İngiltere hükümetlerine ültimatom vererek hemen önlemiş, bütün insanlığı, yüz kızartıcı, aşağılıklardan kurtarmıştır.
Safiyye (radıyallahü anhâ): Hayber yahudilerinin başı olan Huyey ibni Âhtab'ın kızı idi. Hayber'de bir yahudiye nişânlı idi. Sonra çok zengin olan Kenâne bin Hakîk ile evlenmişti. Hicretin yedinci senesinde Hayber fetholundukta, Safiyye de esir edilmişti. Resûlullah'ın hissesine düşüp âzâd buyurdu. Îmân eyledi ve Resûlullah'ın nikâhı ile şereflendi. Hicretin ellisinde Medîne'de vefât etti.
Meymûne (radıyallahü anhâ): İsmi, Berre iken Resûlullah Meymûne yaptı. Hayber'in fethinden sonra Mekke'ye Umre için gidildikte, Meymûne'nin zevci vefât etmişti. Resûlullah'ın nikâhı ile şereflendi. Hicretin elliüçünde Mekke'de hastalandı. "Beni Mekke'den çıkarınız! Çünkü, Resûlullah benim Mekke'nin dışında vefât edeceğimi haber verdi" dedi. Çıkardılar, Resûlullah'a nikâhı yapılmış olduğu yerde vefât etti.
Mâriye (radıyallahü anhâ): Peygamber efendimizin câriyesi iken îmân etti ve Efendimizin nikâhı ile şereflendi. Mâriye (radıyallahü anhâ), Mısır İskenderiye'nin hükümdârı Mukavkıs'tan hediye olarak gönderildiği için, nesebi (silsilesi) ve doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Resûl-i ekrem efendimizin, hazret-i Mâriye vâlidemizden İbrâhim isminde bir oğlu olmuştur. Mâriye (radıyallahü anhâ) çok sâkin, sessiz ve kendi hâlinde idi. Hazret-i Ömer'in halîfeliğinin son yıllarında 637 (h.16) de vefât etmişir. Bakî' kabristanlığına defnedilmiştir.
Reyhâne (radıyallahü anhâ): Peygamber efendimizin câriyesi iken müslüman olmuştur. Medîne'de bulunan yahudilerin Benî Kureyzâ kabîlesindendir. Nesebi (silsilesi), Reyhâne binti Şem’ûn ibni Yezid veya Reyhâne binti Zeyd ibni Amr ibni Hanefe bin Şem’ûn bin Yezid'dir. Doğum târihi kesin olarak belli değildir. Peygamber efendimizden önce 631 (H.10) da Medîne'de vefât etti. Bakî' kabristanlığına defnedilmiştir.
Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: “Bütün zevcemlerimle evliliklerim ve kızlarımı evlendirmem, hepsi Cebrâil'in (aleyhisselâmAllahü teâlâdan getirdiği izinle olmuştur."
Resûlullah efendimizin çok evlenmesinin mühim bir sebebi, İslâm dînini bildirmek içindi. Hicâb âyeti gelmeden, yâni kadınların örtünmeleri emir olunmadan önce, kadınlar da Resûlullah'a gelip, bilmediklerini sorar, öğrenirlerdi. Resûlullah birinin evine gitse, kadınlar da gelir, oturur, dinler, istifâde ederlerdi. Hicâb âyeti gelip, kadınların yabancı erkeklerle oturmaları, konuşmaları, yasak edilince, yabancı kadınları kabûl etmedi. Onların, bilmediklerini, mübârek zevcesi hazret-i Âişe'den sorup öğrenmelerini emreyledi. Gelip soranların çokluğundan, hazret-i Âişe, hepsine cevap yetiştirmeye vakit bulamıyordu. Bu mühim hizmeti kolaylaştırmak ve Âişe (radıyallahü anhâ) vâlidemizin yükünü hafifletmek için, lâzım olduğu kadar hanımı nikâh etti. Kadınlara âit yüzlerce nâzik bilgileri, müslüman kadınlarına, mübârek zevceleri yolu ile bildirdi. Zevceleri bir olsaydı, bütün kadınların ondan sorması güç ve hattâ imkânsız olurdu. Allahü teâlânın dînini tam olarak bildirmek için, çok evlenmek yükünü de omuzlarına aldı.


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget