Allahü teâlânın, peygamberleri vâsıtasıyla insanlara gönderdiği mukaddes kitaplardandır. İncîl, Îsâ aleyhisselâma indirilmiştir. İncîl kelimesi Süryanîce olup, lügatte göz nûru demektir. Hazret-i Îsâ'ya vahyolunan, gönderilen İncîl, hiç şüphesiz Allah kelâmıdır. Fakat şimdi bu hakîkî İncîl mevcût değildir. Bugün hıristiyanların elinde bulunan ve Evangelium veya Bible adını verdikleri Mukaddes kitapta, eski hakîkî İncîl’den kalmış pek az parça vardır. Esas İncîl, İbranî dili ile idi. Bu kitap, sonraları Yunan ve Latin dillerine yanlış olarak çevrilmiş, zamanla içerisine birçok parçalar eklenmiş, sık sık değiştirilmiş ve nihâyet bugünkü bozulmuş ve karışık şeklini almıştır.
Kur'ân-ı kerîm; Îsâ aleyhisselâma vahyedilen İncîl’in, ilâhî bir kitap olduğunu ve diğer ilâhî kitaplarla beraber onun da aslına îmân etmenin lâzım olduğunu, haber vermektedir. Âl-i İmrân sûresi 84. âyet-i kerîmesinde meâlen; “(Ey Resûlüm) deki, biz Allah'a îmân ettik. Bize indirilene (Kur’ân-ı kerîme), İbrâhim'e, İsmâil'e, Ya’kûb'a ve oğullarına indirilenlere, Mûsâ'ya, Îsâ'ya ve peygamberlere, Rablerinden verilenlere de inandık...” buyrulmaktadır. Mâide sûresinin 68. ve Tevbe sûresinin 111. âyetlerinde de ilâhî kelâm olmaları ve aynı esasları telkin etmeleri yönünden İncîl, Kur'ân-ı kerîm ve Tevrât'la beraber zikredilmiştir. Ayrıca Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîminde, Hazret-i Îsâ’ya gönderdiği İncîl’ini, bir hidâyet (kurtuluş), bir nûr, bir rahmet ve fenâlıktan sakınanlar için bir nasîhat olarak vasıflandırmaktadır. Mâide sûresinin 46. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Arkalarından da (bu peygamberlerin) izlerince, Meryem oğlu Îsâ’yı kendinden önceki Tevrât'ın bir tasdikçisi olarak gönderdik ve ona, sakınanlara bir hidâyet olmak üzere de, içinde nûrla hidâyet bulunan ve önündeki Tevrât'ı tasdik eden İncîl’i verdik” buyrulmaktadır.
Yine Kur'ân-ı kerîmde Allahü teâlâ, İncîl’i Hazret-i Îsâ'ya vahyettiğini ve onu da peygamber olarak gönderdiğini çeşitli âyet-i kerîmelerde meâlen şöyle bildirdi:
“Arkalarından da Meryem oğlu Îsâ'yı gönderdik. Ona İncîl’i verdik.” (Âl-i İmrân sûresi: 3)
“(Îsâ, beşikte iken dile gelip) dedi ki; Ben, hakîkaten Allah'ın kuluyum! O, bana kitap (İncîl) verdi. Beni peygamber yaptı.” (Meryem sûresi: 30)
“Hani sana kitabı (yazı yazmayı), hikmeti, Tevrât'ı ve İncîl’i öğretmiştim.” (Mâide sûresi: 110)
Müslümanlar, diğer ilâhî kitaplarla beraber, hakîkî İncîl’in de Allah tarafından Hazret-i Îsâ'ya gönderilmiş hak bir kitap olduğuna inanırlar.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.