Haramlardan sakınmağa denir. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde En’âm sûresi 120. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Açık olsun, gizli olsun günâhlardan sakınınız” ve Hucurât sûresi 13. âyetinde meâlen; “Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvâsı en ziyâde olanınızdır” buyurdu.
Bir zât, Peygamber efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek; “Ey Allah'ın Peygamberi! Bana nasîhatte bulun” dedi. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Takvâya sıkı sarıl. Çünkü, bütün hayırları kendinde toplayan haslet takvâdır” buyurdu.
Takvâ, bütün fazîlet ve iyilikleri kendinde toplayan bir haslettir. Takvânın hakîkati; Allahü teâlâya itâat ederek, azâbından sakınmaktır. Takvânın aslı ise; önce şirkten, sonra kötü ve günâh olan hareketlerden, daha sonra günâh olabilme ihtimâli olan amellerden sakınmak, en son olarak fuzûlî ve lüzumsuz olan şeyleri terk etmektir. Hazret-i Ali şöyle buyurmuştur: “Dünyâda insanların efendisi cömert olanlar, âhırette insanların efendisi takvâ sâhibi olanlardır.”
6- Anne ve babasına her zaman ihsânda bulunurdu. Nitekim bu husûsta da Meryem sûresi 14. âyetinde meâlen şöyle buyruldu: “Ve (Yahyâ aleyhisselâm) ebeveynine, ana ve babasına itâatkar idi. (Onlara karşı lütûf ile ve nezaketle muâmele eder ve dâimâ onlara iyilikte bulunmağa çalışırdı.) Yahyâ aleyhisselâmın Kur'ân-ı kerîmde medh ediliş sebeplerinden ve onun üstün vasıflarından olan, ana-babaya itâat ile ilgili olarak Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden İmâm-zade Muhammed bin Ebî Bekr hazretleri Şir'at-ül İslâm adlı eserinde şöyle buyuruyor:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.