﴾
“Ölmek üzere olan kimseye, Lâ ilâhe illallah’ (=Allah’tan başka İlah yoktur) sözünü telkin edin.”[24]
Suyûtî (ö.
1. Ebu Saîd el-Hudrî
2. Ebu Hureyre
3. Abdullah b. Ca’fer
4. Hz. Aişe
5. Abdullah ibn Abbâs
6. Abdullah ibn Mes’ud
7. Câbir b. Abdullah
8. Urve b. Mes’ud
9. Huzeyfe
10. Hz. Ömer
11. Hz. Osman
12. Enes
Toplam,
(Derim ki:) Yine bu hadis, şu yollardan da rivayet edilmiştir:
13. Vâsile ibnu’l-Eska’
14. Abdullah ibn Ömer
Zeylaî (ö.
Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö.
[24] Telkin: Cenaze kabre konduktan sonra ve başında Kur’an okuma da tamamlandıktan sonra, kalabalığın orayı terk edip geride kalan bir kimsenin kabrin başında yüksek sesle ve ölüye hitaben iman esaslarını hatırlatması işleminin adıdır.
Hadiste geçen “mevtâkum” (=ölüleriniz) ifadesinden; alimlerin çoğunluğu tarafından, “ölmek üzere olan kimse” şeklinde anlaşılmış ve bunlar telkinin sadece ölüm döşeğindeki hasta için olduğunu, definden sonraki telkinin meşru olmadığını söylemişlerdir. Fakat ölülere telkin yapmayı ifade eden Ebu Ümâme hadisi zayıf olduğu için metruktur. Çünkü ölülerin, dirileri duyamayacağı; Rûm:
Bazı Hanefi alimleri ise, bu konuda açık bir hüküm bulunmadığını, yani ölü defnedildikten sonra telkin vermenin tavsiye edilmediği gibi yasaklanmadığını da ileri sürmüşlerdir. Hanefi mezhebinde mükelleflik yaşına girdikten sonra ölen kimsenin mezarı başında telkin verilmesi meşru görülmüştür. “Telkin yapılmaz”, “Ne yapın denir, ne de yapmayın” diyen Hanefi fıkıhçıları da vardır.
Ölmek üzere olan kimseye, ahiret hayatına yönelik olarak yapılan en güzel iyilik, telkin yapmaktır. Telkin için Lâ ilâhe illallah’ (=Allah’tan başka İlah yoktur) ifadesinin seçilişi, onun; İslamî zikirler içeisinde tevhidi ifade eden, şirki reddeden en üstün ve en şerefli zikir oluşundandır. Yasin suresinin seçilişi ise onun; Kur’an’ın kalbi ve öğüt için yeterli olmasındandır. “Ölüm anında bu sözü tekrarlayan ölen kimse, imanlı olarak gider.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.