“Resulullah (s.a.v), Arafat’ta vakfe yaptıktan sonra Akabe Cemresini taşlayıncaya kadar telbiyeye devam etmesi”[11] ile ilgili hadisler
Bu hadisler, şu yollardan gelmiştir:
1. Hz. Ali
2. Fadl b. Abbâs
3. Abdullah ibn Abbâs
4. Üsâme b. Zeyd
5. Abdullah ibn Mes’ud
Tahâvî (ö.
“Resulullah (s.a.v)’in Arafat’tan sonra ‘Büyük Şeytanı’ (=Cemretu’l-Akabe’yi) taşlayıncaya kadar telbiye yaptığı ile ilgili rivayetler, mütevatir olarak gelmiştir.”
Daha sonra Tahâvî (ö.
* * *
[11] “Telbiye” kelimesi, “Lebba”dan gelir. Üstten gelen bir emre yada davete karşı aralıksız icabet anlamını taşır. Telbiye şu şekilde yapılır:
“Lebbeyk! Allahüme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek”
Anlamı: “Buyur’ Allahım buyur. Senin emrine koştum. Senin ortağın yoktur buyur. Hamd, sana mahsustur. Nimet ve mülk, Senindir. Senin ortağın yoktur.”
Bu telbiye şekli, İslamî’dir. Cahiliye Araplarınkinden farklıdır. Bu telbiye şeklini, Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Cebaril öğretmişti.
Telbiyeyi, erkekler yüksek sesle söylerler. Kadınlar da alçak sesle söylerler.
Telbiye, ihrama büründükten sonra inişlerde, yokuşlarda, başkalarıyla konuşmalarda, gecenin veya gündüzün gelmesinde, oturmalarda, kalkamlarda, namazların ardından, bi şeye binerken, mescid gibi her değişiklikte tekrar edilir. Her tekrar, peşpeşe üç kere yapılır. Telbiyeden sonra dua edilir.
Telbiyeye, hacılar, Akabe Cemresindeki şeytan taşlama anına yani bayramın birinci günü sabahına kadar devam ederler. Umre yapanlar da, tavafa başlayıncaya kadar devam ederler.
Buraya kadar telbiye ile ilgili anlatılanlar, Hz. Peygamber (s.a.v)’in uygulamasından alınmıştır.
Telbiyedeki hikmet şudur: Telbiye, Allah’ın nişanelerindendir. Çünkü telbiyede, Allah’ın adının yüceltilmesi vardır.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Hacc
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.