﴾
“Kim Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölürse, Cennete girer.”[25] ile ilgili hadisler
Bu hadisler, şu yollardan gelmiştir:
1. Abdullah ibn Mes’ud[26]
Bu hadis; İmam Ahmed (ö.
2. Muâz b. Cebel[27]
Bu hadis; İmam Ahmed (ö.
﴿ مَنْ كَانَ آخِرُ كَلاَمِهِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللّه دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Kimin son sözü; ‘Lâ ilâhe illallah’ (=İlah’tan başka İlah yoktur) olursa, (o kimse,) Cennete girer”
Bu hadisi, Buhârî ile Müslim’in “Sahîh”lerine dayandıran yanılmıştır; çünkü bu hadis, İmam Ahmed’in “Müsned” adlı eserinde geçmektedir.
Bu hadisi, Müslim (ö.
﴿ مَنْ مَاتَ وَهُوَ يَعْلَمُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللّه دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Kim Allah’tan başka İlah olmadığını bildiği halde ölürse, Cennete girer”
Yine bu konuda şu yollardan da hadis rivayet edilmiştir:
Taberânî (ö.
﴿ مَنْ قَالَ عِنْدَ مَوْتِهِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللّهُ وَاللّهُ أَكْبَر وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللّهِ لاَ تطعمهُ النَّارُ أَبَداً ﴾
“Kim ölüm anında ‘Lâ ilâhe illallah’ (=Allah’tan başka İlah yoktur), ‘Allahu Ekber’ (=Allah en büyüktür) ve ‘Lâ havle vela kuvvete illa billâh’ (=Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır) sözünü söylerse, Cehennem ateşi o kimseye kesinlikle dokunamaz”[29]
Bu hadis ise; Müslim (ö.
﴿ مَا مِنْ عَبْدٍ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللّهُ ثُمَّ مَاتَ عَلَى ذَلِكَ إِلاَّ دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Bir kul, ‘Lâ ilâhe illallah’ (=Allah’tan başka İlah yoktur) deyip de sonra da bu söz üzerine ölürse, o kimse, ancak Cennete girer”
Yine bu hadis; Müslim (ö.
Bu hadis; Hâkim (ö.
﴿ إِنِّي لَأَعْلَم كَلِمَةً لاَ يَقُولُهَا عَبْدٌ حَقاًّ مِنْ قَلْبِهِ فَيَمُوتُ عَلَى ذَلِكَ إِلاَّ حَرَّمَ عَلَى النَّارِ لاَ إِلَه إلاَّ اللّه ﴾
“Ben öyle bir kelime biliyorum ki, bir kul, bu kelimeyi kalbinden hakkıyla söyleyip ardından da bu söz üzerine ölecek olura, dikkat edin ki, Cehennem ateşi o kimseye haram olur. Bu kelime; ‘‘Lâ ilâhe illallah’ (=Allah’tan başka İlah yoktur) sözüdür.”
1. Ebu’d-Derdâ’[32]
2. Ubâde b. es-Sâmit[33]
3. Talha[34]
4. Huzeyfe[35]
5. Câbir[36]
6. Abdullah ibn Ömer[37] ve daha bir çokları
Tâc es-Sübkî (ö.
Bu konuda daha geniş bilgi için bu kitaba bakabilirsiniz; çünkü Sübkî, bu hadislerden bir çoğunu nakletmiştir.
Yine bu konuda Hafız İbn Hacer (ö.
* * *
[25] Şirk, büyük şirk ve küçük şirk olmak üzere ikiye ayrılır:
a. Büyük Şirk: Allah ile beraber başka bir ilahın valığına inanmaktır. Bu şirki işleyenler, “müşrikler” veya “şirk koşanlar” olarak nitelendirilmişlerdir. Bu, yüce Allah’ın “bağışlanmaz” olarak haber verdiği şirk türüdür. Bu şirk türü; açık şirk, mutlak şirk, gerçek şirk diye de bilinir.
b. Küçük Şirk: Hadislerden de anlaşıldığı üzere, tevhidin kemaliyle çelişen, zıtlaşan bazı günahlardır. Örneğin, Allah’tan başkası adına yemin etme, büyü, nazar ve sihir boncukları gibi.
Ehl-i Sünnete göre; imanı kurtaran, mutlaka cennete girecektir. Hiç günahı olmayanlar ise, doğrudan cennete girecektir. Kesinlikle cehennem azabı görmeyecektir.
Büyük günah işlemiş olanlar ise, tevbe etmeden ölürlerse, durumları Allah’ın dilemesine kalmıştır. Dilerse affedip direkt cennete koyar, dilerse de istediği kadar onları cehennemde tuttuktan sonra cennete gönderir. Fakat tevhid üzere bir mümini, günahları ne kadar çok olursa olsun, cehennemde ebedi bırakmadığı gibi, kafir olarak dünyadan ayrılan bir insanı, iyilik ve hayrları ne derece çok olursa olsun ebediyen cennetine sokmaz.
[26] Buhârî, Tevhid
[27] Ebu Dâvud, Cenaiz
[28] Müslim, İman
[29] Ayrıca b.k.z: İbn Mâce, Zühd
[30] Buhârî, Cenaiz
[31] Hâkim, a.g.e,
[32] Müsned:
[33] Buhârî, Enbiya
[34] Ebu Ya’lâ
[35] Bezzâr
[36] Müslim, İman
[37] Taberânî, el-Kebir
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.