“(Abdest alırken) Allah’ın ismini anmayan (= besmele çekmeyen) kimsenin abdesti yoktur”
Suyûtî (ö.
1. Saîd b. Zeyd[54]
2. Ebu Saîd el-Hudrî[55]
3. Ebu Hureyre[56]
4. Ebu Sebre[57]
5. Sehl b. Sa’d[58]
6. Hz. Aişe[59]
7. Hz. Ali[60]
8. Ümmü Sebre[61]
9. Enes[62]
Toplam,
(Derim ki:) Bu konuda rivayet edilen hadislerden birisi şöyledir:
﴿ مَنْ تَوَضَّأَ وَذَكَرَ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ طَهُوراً لجَمِيعِ بَدَنِهِ وَمَنْ تَوَضَّأَ وَلَمْ يَذْكُرِ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ كَانَ طَهُوراً لِأَعْضَاءِ الْوُضُوءِ ﴾
“Kim abdest alıp ardından da Allah’ın ismini anarsa, onun, bütün bedeni için bir temizlik olur. Kim de abdest alıp ardından da Allah’ın ismini anmazsa, bu abdest sadece onun abdest (alırken yıkadığı) organları için bir temizlik olur”
Bu hadisi, Dârekutnî (ö
Ebu’ş-Şeyh (ö.
Dârekutnî (ö
Yine Dârekutnî (ö
Râfi’ (ö.
Ebu Ubeyd (ö.
Hafız İbn Hacer (ö.
(Daha sonra İbn Hacer) derki: “Bu konuda Ebu Saîd el-Hudrî,
Daha sonra İbn Hacer, bunların rivayet ettikleri hadisleri nakletmiş ve bu hadislerin geliş yolları ile bunların içerisinde zayıf yoldan gelen hadisleri de aktarmıştır.
Daha sonra İbn Hacer, sözünün sonuna doğru şöyle der: “Ortaya çıkan sonuç şu dur: (Şimdiye kadar naklettiğimiz) hadislerin toplamıyla, (hadisin) kuvvetli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum ise, hadisin, bir aslının bulunduğunu göstermektedir.”
Ebu Bekr b. Ebi Şeybe (ö.
Bezzâr (ö.
Nevevî (ö
İmam Ahmed (ö.
Hafız İbn Hacer (ö.
Daha sonra Hafız İbn Hacer, abdest alırken, besmele çekme hususunda gelen hadisleri naklettikten sonra şöyle der:
“Ebu’l-Feth el-Ya’merî dedi ki: ‘Abdest alırken, besmele çekme hususunda gelen hadisler; ya (mana bakımından) anlaşılır, (fakat rivayet bakımından) sahih değildir yada (rivayet bakımından) sahih, (fakat mana bakımından) anlaşılır değildir.’
İbnu’s-Salâh’da dedi ki: ‘Hasen hadisle sabit olan bir mesele, (bu konuda gelen) hadislerin bir araya gelmesiyle de sabit olur.’ “(İbn Hacer’in sözü burada bitmektedir.)
Münzirî (ö.
Daha sonra Münzirî derki: “Her ne kadar bu konuda söylenen sözler, bu hadislere zarar verebilecek nitelik de değilse bile, bu konuda hadisler gelmiştir; çünkü bu hadisler, geliş yollarının çok olması sebebiyle birbirini desteklemekte ve kuvvet kazanmaktadır.”
Gördüğünüz gibi, Suyûtî (ö.
* * *
[54] Tirmizî, Taharet
[55] İbn Mâce, Taharet
[56] Ebu Dâvud, Taharet
[57] Taberânî, el-Evsat
[58] İbn Mâce, Taharet
[59] Bezzâr
[60] İbn Adiy
[61] Ebu Musa, Marifetü’s-Sahabe
[62] Nesâî, Taharet
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.