﴾
“Kevser”[31] ile ilgili hadisler
Hafız İbn Kesîr (ö.
* * *
[31] Kevser kelimesi, sözlükte; “çokluk” anlamına gelip Arapça “kesret” kelimesinden türemiştir. Yalnız Kevser’in, aslı itibariyle ne olduğu ve din dilinde özel bir anlamı olup olmadığı meselesinde
a. Bu görüşler içerisinde en çok bilineni ve meşhur olanı; Kevser’in, Cennette, bir nehrin özel ismi olmasıdır. Bu anlam, Hz. Peygamber (s.a.v)’in; “Kevser, Rabbimin Cennette bana verdiği bir nehirdir” (Buhârî, Tefsirü Sûre-i Kevser
Rivayetlere göre; Kevser, kenarları boş, inci kubbeleri, içinden ezfer miski çıkar, sütten daha beyaz, baldan daha tatlı, genişliği ve uzunluğu doğu ve batı arası kadar, derinliği
Bazı rivayetlerde; Havuz’a, Kevser’de denilmiştir. Bunun sebebi; Havuz’un, Kevser nehrinin denize karışan kısmı olduğu içindir.
b. Diğer bir görüşe göre ise; Kevser, peygamberlik şerefidir. Çünkü peygamberlik; iki cihanın hayrlarını, hem dünya ve hem de din saadetini gerektiren genel başkanlığı içeren ve bundan dolayı başlangıç itibariyle rahmanî lütuf, hem de sonuç itibariyle rahimî lütfu içine alan hayr-ı kesir (=çok hayr)dir. Yüce Allah, Hz. Peygamber (s.a.v)’e peygamberlik verdiği için bu peygamberlik makamının üstünlüğü ve şerefini bildirmek için o peygamberliğe “Kevser” ismini vererek “Biz sana Kevser’i verdik” (Kevser:
Kısacası: Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Kevser’in verilmiş olması, hem kendi peygamberlik makamı ve hem de ümmeti için “çok hayr”lı olan bir iştir. Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Kevser’in verilmesi, diğer peygamberlere karşı üstünlüğünü gösterir.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.