﴾
“Allah, ….. o kimsenin yüzünü ağartsın”[81]
(Hadisin metninde geçen dad harfi, şeddeli ve şeddesiz olmak suretiyle kullanılabilmektedir.)
Buna göre Allah o kimseyi (بَهَّجَهُ) “sevindirsin”, (حَسَّنَهُ) “güzelleştirsin” ve (نَعَّمَهُ) “nimetlendirsin” demektir.
﴿ سَمِعَ مَقَالَتِي فَوَعَاهَا فَأَدَّاهَا إِلَى مَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا فَرُبَّ حَامِلِ فِقْهٍ غَيْرِ فَقِيهٍ وَرُبَّ حَامِلِ فِقْهٍ إِلَى مَنْ هُوَ أَفْقَهُ مِنْهُ ﴾
“Allah, benim sözümü dinleyip de belleyen, sonra da onu işitmeyene ulaştıran kimsenin yüzünü (kıyamet günü) ağartsın; çünkü nice fakih (fıkıh bilgisini taşıyan kimse/meseleleri kavrayan kimse) vardır ki, fakih değildir. Yine nice fakih (fıkıh bilgisini taşıyan kimse/meseleleri kavrayan kimse) var ki, kendinden daha fakih olan kişiye bilgisini götürür.”[82]
Bir lafız da ise; ﴿ سَمِعَ مِنَّا شَيْئًا فَبَلَّغَهُ كَمَا سَمِعَه فَرُبَّ مُبَلِّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ ﴾ “Benden bir şey dinleyip de işittiği şekilde onu ulaştıranın yüzünü (Allah, kıyamet günü) ağartsın; çünkü nice (bilgi) taşıyıcısı vardır ki, dinleyenden daha iyi beller”[83] buyurulmaktadır.
Bu hadisin, başka şekillerde geçen lafızları daha vardır.
Suyûtî (ö.
1. Zeyd b. Sâbit[84]
2. Abdullah ibn Mes’ud[85]
3. Cübeyr b. Mut’im[86]
4. Nu’mân b. Beşîr[87]
5. Babası Beşîr[88]
6. Sa’d b. Ebi Vakkâs[89]
7. Enes[90]
8. Câbir b. Abdullah[91]
9. Umeyr b. Katâde el-Leys[92]
10. Muâz b. Cebel[93]
11. Ebu’d-Derdâ’[94]
12. Ebu Karsâfe[95]
13. Ebu Saîd el-Hudrî[96]
14. Rebîa b. Osman et-Teymî[97]
15. Abdullah ibn Ömer[98]
16. Zeyd b. Hâlid el-Cüheni[99]
Toplam,
(Derim ki:) Yine bu hadis; Hz. Aişe, Ebu Hureyre ve Şeybe b. Osman yolundan da rivayet edilmiştir.
İbn Mende (ö.
İbn Hacer (ö.
“Şerhu’l-Mevâhibi’l-Leduniyye” adlı kitapta geçtiğine göre; hafız der ki: “Bu hadis, (bu şekliyle) meşhurdur. Üstelik bazı alimler, bu hadisi, mütevatir hadisten saymıştır; çünkü bu hadis,
Suyûtî (ö.
Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.
* * *
[81] Bir kişi bir meseleyi duyup öğrendiği zaman o bilgiyi bir başkasına aktarıp gizlememesi gerekir. Resulullah (s.a.v), böyle yapmakla; hadislerin hem rivayet edilip öğrenilmesini ve hem de İslam dininin her tarafa yayılmasını sağlamaya çalışmaktadır.
[82] Ebu Dâvud, İlm
[83] Ebu Dâvud, İlm
[84] Ebu Dâvud, İlim
[85] Tirmizî, İlim
[86] İbn Mâce, Mukaddime
[87] Hâkim, Müstedrek,
[88] Taberânî
[89] Taberânî, el-Evsat
[90] İbn Mâce, Mukaddime
[91] Taberânî, el-Evsat
[92] Taberânî
[93] Taberânî
[94] Taberânî, el-Kebir
[95] Taberânî, el-Evsat
[96] Bezzâr
[97] Ebu Nuaym, Hilye,
[98] Râfi’, Tarihu Kazvin
[99] İbn Asâkir
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.