﴾
“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına şahadet getirirse, Cennet, o kimseye, vacip olur”[2]
Suyûtî (ö.
1. Muâz b. Cebel[3]
2. İtbân b. Mâlik[4]
3. Ebu Zerr[5]
4. Osman b. Affân[6]
5. Ubâde ibnu's-Sâmit[7]
6. Ebu Hureyre[8]
7. Ebu Bekr es-Sıddîk[9]
8. Ömer ibnu'l-Hattâb[10]
9. Rifâa el-Cühenî[11]
10. Seleme b. Nuaym el-Eşcaî[12]
11. Süheyl b. Beyzâ’[13]
12. Şeddâd b. Evs[14]
13. Abdullah ibn Amr
14. Ebu'd-Derdâ’[15]
15. Ebu Saîd el-Hudrî[16]
16. Ebu Amre el-Ensârî[17]
17. Ebu Musa el-Eş’arî[18]
18. Enes[19]
19. Bilâl[20]
20. Cerîr b. Abdullah[21]
21. Zeyd b. Erkam[22]
22. Zeyd b. Hâlid[23]
23. Sa’d b. Ubâde[24]
24. Abdullah ibn Abbâs[25]
25. Hureym b. Fâtik[26]
26. Abdullah ibn Ömer[27]
27. Ukbe b. Âmir[28]
28. Umâre b. Ruveybe[29]
29. İmrân b. Husayn[30]
30. İyâz el-Ensârî[31]
31. Nevvâs b. Sem’ân[32]
32. Ebu Şeybe el-Hudrî[33]
33. Abdurrahman b. Avf[34]
34. Câbir b. Abdullah[35]
Toplam,
(Derim ki:) Bu konuda pek çok hadis vardır. Bu hadisler, çeşitli lafızlarla gelmiştir.
Bunların bir kısmında; (biraz önce de) geçtiği üzere ﴿ وَجَبَتْ لَهُ الجَنَّة ﴾ُ “Cennet, o kimseye vacip olur” ibaresi vardır.
Bir kısmında ise; ﴿ دَخَلَ الجَنََّة ﴾َ “Cennete girer” ibaresi vardır.
Bir kısmında ise; ﴿ حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ النَّارَ ﴾ “Allah, o kimseye Cehennemi haram kılar” ibaresi vardır. Buna benzer daha başka gelen ibareler daha vardır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
﴿ أَنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ عَلَى النَّارِ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَبْتَغِي بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ ﴾
“Kim Allah’tan başka İlah yoktur (Lâ ilâhe illallâh) deyip de bununla Allah’ın rızasını elde etmek isterse, ‘Allah (o kimseye) Cehennemi haram kılar.’”[36]
﴿ مَا مِنْ أَحَدٍ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ صِدْقًا مِنْ قَلْبِهِ إِلَّا حَرَّمَهُ اللَّهُ عَلَى النَّارِ ﴾
“Bir kimse Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğunu kalbinden tasdik ederek şahadet ederse, ‘Allah o kimseye Cehennemi haram kılar’”[37]
﴿ مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ النَّارَ ﴾
“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğunu kalbinden tasdik ederek şahadet ederse, ‘Allah o kimseye Cehennemi haram kılar’”[38] (Hadisin metni, Müslim’e aittir.)
﴿ مَنْ مَاتَ لَا يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Kim Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölürse, ‘Cennete girer’ ”[40]
﴿ أَسْعَدُ النَّاسِ بِشَفَاعَتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ خَالِصًا مِنْ قَلْبِهِ أَوْ نَفْسِهِ ﴾
“Kıyamet günü şefaatıma insanların en layık olanı, samimi bir şekilde kalbinden -yada içinden- Allah’tan başka İlah yoktur (=Lâ ilâhe illallâh) sözünü söyleyen kimsedir”
﴿ مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına şahadet ederse, ‘Cennete girer’”[41]
﴿ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُخْلِصًا دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾
“Kim samimi bir şekilde Allah’tan başka İlah olmadığını söylerse, ‘Cennete girer’”
Bu konu ile ilgili buna benzer daha bir çok hadis vardır.
a. Denildi ki: “Kim Allah’tan başka İlah olmadığını ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğunu söylediği takdirde Cennete gireceği ile ilgili bu durum, İslam’ın başlangıcında geçerli idi; çünkü İslam’ın başlangıcında davet, tevhidi, net bir şekilde söyleme şeklindeydi. Fakat farzlar, belirlenip had (cezaları)nın sınırları tespit edilince, bu hüküm, nesh edildi.”
Bu görüşü; Dahhâk (ö.
b. Denildi ki: “Bu şekilde Cennete girme meselesi, farzları yapmakla birlikte Kelime-i Şahadeti getiriren ve büyük günahlarda kaçınan kimse içindir; çünkü bu, Kelime-i Şahadeti söylemeyi gerektiren hususlardandır.”
c. Yine denildi ki: “Bu şekilde Cennete girme meselesi, Kelime-i Şahadeti gönülden Allah’a tevbe ederek söyleyen ve bu tevbesi üzerine ölen kimse içindir.”
d. Yine bununla kast edilen husus şudur denildi: (Bu sözü söyleyen kimseye) Cehennem ateşinin haram kılınması ve Cehennem ateşinde yanıp günahlardan arındıktan sonra veya mutlak şekilde baştan itibaren Allah’ın o kimseyi Cennete koymasıdır. Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.
(Münâvî) “Feyzu’l-Kadîr”de (Kelime-i Şahadeti söyleyen kimsenin Cennete girme ile ilgili ortak nokta meselesinde) derki:
“﴿ مَنْ مَاتَ لَا يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّة ﴾َ “Kim Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölürse, Cennete girer” ile ilgili hadislerdeki ortak nokta, tevatür derecesine ulaşmıştır. Buradaki tevatür, lafzî değil de, manevî tevatürü ifade etmektedir. Bunu iyi düşün.”
* * *
[1] “İman” kelimesi, sözlükte; doğrulamak, tasdijk etmek, bir şeye veya bir kimseye inanıp güvenmek anlamına gelmektedir. Terim olarak ise; Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen zarurat-ı diniye denilen İslami esasların, hükümlerin ve haberlerin doğru ve gerçek olduğuna tereddütsüz inanmaya denir.
[2] “Lâ ilâhe illallah” ifadesi, Kelime-i Tevhidi belirtmektedir. Bazı rivayetlerde, sadece”Lâ ilâhe illallah” ifadesi geçerken, bazı rivayetlerde ise hem “Lâ ilâhe illallah” ve hem de “Muhammedu’r-Resulullah” ifadesi geçmektedir. Bu rivayetlerdeki farklılıkların nedeni; Hz. Peygamber (s.a.v)’e sorulan sorudan ve değişik meselelerden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu ifadeden birini diğerinden ayırmak, mümkün olmayacak bir şekildeki bir bütünü teşkil etmektedir. Bu iki ifade, kişiyi kurtuluşa götürecek ifadelerdir. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki; bu çeşit hadisler, kişinin dünya hayatında terk ettiği ibadetler ve kul hakkıyla ilgili günahlar sebebiyle maruz kalınacak azabtan kurtulmaya garanti vermemektedir. Çünkü İslam akidesine göre; kalbinde az da olsa iman olan kimse cehennemde cezasını çektikten sonra cennete gidecektir. Bu çeşit müjdeli hadisler; ibadet görevini bırakmayı gerektirmez. Kulluk her an yapılması gerekli bir görevdir.
[3] Buhârî, Libas
[4] Buhârî, Teheccüd
[5] Buhârî, Rikak
[6] Müsned,
[7] Buhârî, Enbiya
[8] Buhârî, İlim
[9] Müsned,
[10] Müsned,
[11] Müsned,
[12] Müsned,
[13] Müsned,
[14] Müsned,
[15] Müsned,
[16] Buhârî, Tevhid
[17] Müsned,
[18] Müsned,
[19] Buhârî, İlim
[20] Taberânî, el-Kebir
[21] Taberânî
[22] Taberânî
[23] Taberânî
[24] Taberânî
[25] Taberânî
[26] Taberânî; Bezzâr
[27] Taberânî
[28] Taberânî
[29] Taberânî
[30] Taberânî
[31] Taberânî
[32] Taberânî
[33] Taberânî, el-Kebir, (
[34] Bezzâr
[35] Müslim, İman
[36] Buhârî, Teheccüd
[37] Buhârî, İlim
[38] Buhârî, Enbiya
[39] Buhârî, Cenaiz
[40] Buhârî, Rikak
[41] Bezzâr, Müsned,
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.