﴾
“Kim (kendisine) bir bilgiden sorulup ta onu gizleyip söylemez-se kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir.”[2]
Münzirî (ö.
1. Ebu Hureyre.[3] Münzirî derki: "Hâkim en-Nîsâbûrî dedi ki: Bu hadis, Buhârî ile Müslim’in şartlarına göre sahihtir. Fakat bu hadisi (kitaplarında) rivayet etmemişlerdir.”
2. Abdullah ibn Amr.[4] Münzirî derki: "Hâkim dedi ki: Bu hadis, sahihtir. Bu hadisin (sıhhatini bozacak) kapalı bir taraf yoktur.”
3. Abdullah ibn Abbâs.[5] Münzirî derki: "Bu hadisin ravileri, hadisin sahih olması hususunda kendilerine ihtiyaç duyulan sika kimselerdir.”
4. Ebu Saîd el-Hudrî.[6] Hafız Münzirî derki: Bu hadis, ﴿ مِمَّا يَنْفَعُ اللهُ بِه ﴾ِ “Allah’ın (insanlara) faydalı kılacağı” ibaresi hariç Ebu Saîd el-Hudrî’den başka içlerinde;
5. Câbir b. Abdullah[7]
6. Enes b. Mâlik[8]
7. Abdullah ibn Ömer
8. Abdullah ibn Mes’ud
9. Amr b. Abese
10. Ali b. Talk ve daha bir çoklarının da bulunduğu bir grup sahabeden rivayet edilmiştir.” (Münzirî’nin sözü burada bitmektedir.)
(Sehâvî) “Mekâsıdu’l-Hasene”de derki: “﴿ مَنْ كَتَمَ عِلْمًا أُلْجِمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِلِجُومٍ مِنَ النَّار ﴾ِ “Kim (kendisine) bir bilgiden sorulup ta onu gizleyip söylemezse kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir” hadisini; Ebu Davud, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Hibbân ve Hâkim rivayet etmiştir.[9]
İbn Hibbân ve Hâkim, bu hadisin, Ebu Hureyre yolundan sahih olduğunu söylemişlerdir.
Tirmizî’de derki: “Bu hadis, hasen-sahihtir.”
Derim ki: Bu hadisin pek çok geliş yolları vardır. İbnü’l-Cevzî, bu hadislerin çoğunu, “İlelü’l-Mütenâhiye”de getirmiştir.
Bu konuda Enes, Câbir, Talk b. Ali, Hz. Aişe, Abdullah ibn Abbâs, Abdullah ibn Ömer, Abdullah ibn Mes’ud ve Amr b. Abese’den gelmiştir.
Zeylaî’de, “Tahricu Al-i İmran”da, bu hadisleri getirmiştir.
(Hadisteki) korkutma, kitaplardan yararlanmak isteyenlerden kitaplarını saklayanları kapsamaktadır. Özellikle de bu, kitapların bir çok nüshaları olmaması halinde en büyük yasaklama sebebidir. Kitaplara sahip olmak, kişiyi, bu kitaplardan yararlanmaya götürmeyebilir. Üstelik böyle bir şeyle sıkıntıya uğramak, çokça rastlanan bir durumdur.” (Sehâvî’nin sözü burada bitmektedir.)
Her ne kadar bu hadisi, şimdi, Mütevatir Hadisler içerisinde sayan kimse bulamadımsa bile, bu hadisin, mütevatir hadisler içerisinde sayılması, işte bu (kadar yoldan gelmesi)nden ötürüdür. Yine de doğruyu en iyi bilen Cenab-ı Allah’tır.
* * *
[1] Hadis Usulü kurallarına göre; zayıf hadis, çeşitli yollarla güçlendirilir ve kendisiyle çelişen başka bir hadisin olmaması durumunda zayıflığı ortadan kalkar. Hasen olan hadis de bu şekilde başka yollarla desteklendiği takdirde, sahih konumuna geçer.
[2] Müslüman bir kişi, ilk önce kendisinden, sonra da ailesinden, yakın akrabalarından, çevresinden, arkadaşlarından ve yaşadığı toplumdan Allah’a karşı sorumludur. Öğrendiği şeyleri hem yaşamak ve hem de çevresindeki insanlara anlatmak ve öğretmek zorundadır. Kendisine sorulan soruya, geçerli bir mazereti yoksa cevap vermek zorunda, bilmiyorsa araştırıp öğrenmesi gerekmektedir. Bildiği hususları gizlemesi doğru olmaz. Gizlerse ağzına ateşten bir gemle kıyamet günü gemlenmek zorunda kalır.
[3] Ebu Dâvud, İlim
[4] Hâkim, Müstedrek,
[5] Müsned,
[6] İbn Mâce, Mukaddime
[7] İbn Mâce, Mukaddime
[8] İbn Mâce, Mukaddime
[9] Ebu Davud, İlim
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.