“Resulullah (s.a.v)’in, Veda Haccı sırasında (Arafat’ta) Arafe günü devesinin üzerinde vakfetmesi ve “bu gün (ay ve belde) de kanlarınız, mallarınız (ve ırzlarınız) birbirinize (bu ayınızda bu beldenizde ve şu gününüzde nasıl haramsa, öylece haramdır….) sözü”[8] ile ilgili hadisler
Buhârî (ö.
1. Ebu Bekre
2. Abdullah ibn Abbâs
3. Abdullah ibn Ömer
Aynî (ö.
* * *
[8] Resulullah (s.a.v), hicretin
Resulullah (s.a.v)’in hutbe okuduğu yer, vakfe yaptığı yer değildi. Nemire’de konaklamış, Arafat’taki Arafe’de hutbe okumuştur. Hutbeyi, devesi “Kusva”nın üzerinde okumuştur.
Arafat, geniş vadinin tüm adıdır. Arafe, oradaki Rahmet tepesi ile diğer tepeciklerin adıdır. Resulullah (s.a.v), işte bu Arafe’de hutbeyi okumuştur. Genelde Arafat ile Arafe birbirine karıştırılır. Fakat Arafe’nin, Arafat’ın bir parçası oldupu da unutulmamalıdır.
Resulullah (s.a.v), Arafe’de, öğle ile ikindi namazını cem ederek kıldı. Daha sonra devesi Kusva’ya binip vakfegaha geldi. Rahmet dağının eteğinde, kayaların yanında durup kıbleye döndü. O sırada devesinin üzerinde idi. Duaya ve yalvarmaya başlayıp bunu gün batana kadar sürdürdü. İnsanlara, Urane vadisinin ortasından yukarı çıkmalarını emredip Arafat’ın, kendi vakfe yaptığı yere mahsus olmadığını, aksine Arafat’ın her tarafının vakfegah olduğunu belirtti.
Resulullah (s.a.v)’in Arafat’taki Arafe’de verdiği hutbe, İslam Tarihi’nde “Veda Hutbesi” olarak bilinir. Bu hutbe, bir çok sahabe tarafından rivayet edilmiştir. Hutbe, içerik olarak önemli bir yapıya sahiptir. Çünkü hutbe, ciddi meselelere temas etmekte ve o güne kadar ele alınmamış olan bir çok cahili uygulamaya son verilmiştir. Veda Hutbesi, İslam’ın, “İnsan Hakları” veya “Kadın Hakları” beyannamesi olarak değerlendirilmektedir.
Araplar, Hz. İbarhim ile oğlu Hz. İsmail’den beri yılın dört ayında kan akıtma, yol kesme, savaş gibi şeylerin haram olduğu hususunda riayet gösterirlerdi. Bu aylar; Recep, Zilkade, Zilhicce, Muharrem’dir.
Zilhicce’nin
İşte Resulullah (s.a.v), insanların; kan, mal ve ırzlarının da bu gün, ay ve beldede haram olması gibi ebediyen haram olduğunu belirtmiştir.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.