﴾
“Resulullah (s.a.v) minbere çıkarken birinci basamakta durup:
‘Amin’ buyurdu. Sonra ikinci basamakta tekrar durup: ‘Amin’ buyurdu. Daha sonra üçüncü basamakta tekrar durup: ‘Amin’ buyurdu. Minberden indikten sonra Resulullah (s.a.v)’e, minbere çıkarken her basamakta niçin ‘Amin’ dediğinin sebebi soruldu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
‘Cebrail, (birinci basamağa çıktığımda) bana gelip: ‘Ramazan ayına erişip de bu ay sebebiyle affa uğramayan kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim. İkinci basamağa çıktığımda:
‘Yanında ben(im adım) anılıp da bana Salavât getirmeyen kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim. Üçüncü basamağa çıktığımda:
‘Yanında annesi ve babası yada ikisinden biri ihtiyarlığa erişip de Cennete giremeyen kimseye yazıklar olsun’ dedi. Ben de, ‘Amin’ dedim”[23]
Bu hadisi, Hâkim (ö.
1. Ka’b b. Ucre”
İbn Hibbân (ö.
2. İbn Hasen b. Mâlik ibnü’l-Huveyris babasından, o da atasından
Yine İbn Hibbân (ö.
Taberânî (ö.
Yine Taberânî (ö.
Taberânî (ö.
Bezzâr (ö.
Yine Bezzâr (ö.
Buhârî (ö.
* * *
[23] Hadis, üç meseleye temas etmektedir:
Ramazan ayında rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır, şeytanlar zincire vurulur. Bu ay boyunca tutulan oruç, rıza ve rahmet deryasına dalmayı mümkün kılabilecek yeterli bir miktardır. Bunun için de; Ramazan ayı orucunu, Allah'ın farz kıldığına inanarak ve sevabını da Allah'tan umarak tutmak gerekmektedir. Ancak bu sayede geçmiş günahlar bağışlanır, mağfiret olunur.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.