“İslam’ın hükümlerini tebliğ etmek için beldelere insanlara gönderme”[2] ile ilgili hadisler
İbnü’l-Hümâm (ö.
“İslam’ın hükümlerini tebliğ etmek için beldelere insanlar gönderme hususunda Resulullah (s.a.v)’den gelen hadisler, mütevatirdir.”
Bu kitabın şarihi İbn Emîr el-Hâcc (ö.
“İslam’ın hükümlerini beldelere tebliğ etmek için gönderilen insanlardan birisi de, Muâz’dır. Bir topluluk, bu olayı Abdullah ibn Abbâs’tan[3] şöyle rivayet etmiştir:
﴿ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعَثَ مُعَاذًا إِلَى الْيَمَنِ فَقَالَ لَهُ: إِنَّكَ تَأْتِي قَوْمًا مِنْ أَهْلِ الكِتَابِ فَادْعُهُمْ إِلَى شَهَادَةِ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ فَإِنْ هُمْ أَطَاعُوا لِذَلِكَ فَأَعْلِمْهُمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ افْتَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ ﴾
“Resulullah (s.a.v), Muâz’ı, Yemen’e göndereceği zaman ona:
‘Sen Kitap ehlinden bir topluluğa gidiyorsun; onları, Allah’tan başka ilah olmadığına çağır. Eğer onlar buna itaat edecek olurlarsa, onlara, Allah’ın her gün ve gece de beş vakit namazı farz kıldığını öğret’ buyurdu”
Bu hadisin dışında (konu ile ilgili) uzunca bir çok hadis daha gelmiştir. Beldelere gönderilen bu kimselerin verdiği haberi kabul etmeme normal sayılsaydı, bu kimseleri göndermenin bir anlamı olmazdı.”
* * *
[1] "Had" kelimesi, sözlükte; men etmek, alıkoymak, engellemek gibi anlamlara gelir. Çoğulu, Hudûd'dur. Terim olarak ise; yüce Allah için takdir edilen cezadır.
[2] Hz. Peygamber (s.a.v), Mekke'den Medine'ye hicretinden sonra Medine'de gücü elinde bulundurmak için bir yandan Medine'de Yahudilerle anlaşma yapmak suretiyle kontrolü sağlamaya çalışıyor ve bir yandan da çevre yerlerde bulunan kabilelere, Bahreyn'e, Yemen'e ve başka yerlere elçiler göndermek suretiyle oraların İslamlaşmasını sağlamaya çalışıyordu.
[3] Buhârî, Zekat
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.