﴾
“Uhud dağı, öyle bir dağdır ki, o, bizi sever, biz de onu severiz”[29]
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Sehl b. Sa’d
2. Enes
3. Süveyd b. Âmir el-Ensârî
Suyûtî (ö.
Fakat İbnü’l-Esîr (ö
﴿ بِلُّوا أَرْحَامَكُمْ وَلَوْ بِالسَّلاَمِ ﴾
“Selam vermek bile olsa, yakınlarınıza iyi davranınız”[31]
4. Ebu Abese b. Cebr
5. Ebu Hureyre
6. Ebu Humeyd es-Sâadî
7. Amr b. Avf el-Müzenî
8. Ebu Kılâbe el-Cürmî
Münzirî (ö.
(Münâvî’de) “Feyzu’l-Kadîr”de konu ile ilgili olarak der ki: “Müellif Suyûtî, burada, hadisin kendisinden çok, hadisi rivayet eden kimseleri belirtmiştir. Aslında bu husus; Suyûtî’nin “Câmiu’s-Sağîr”deki özelliğinden değildir. Fakat bu sayede hadisin, mütevatir kategorisine girdirilebileceğini söyleyebilirsin.”
* * *
[29] Bazı alimlere göre; Resulullah (s.a.v), bu hadisle, Medine’ye ve Medinelilere olan sevgisini veya Medine’nin bir parçası sayılan Uhud dağına olan sevgisini ifade etmektedir.Dolayısıyla sevgi ve nefret gibi kavramların Uhud dağına hakikat olarak değil, ancak onun yakınında yaşayan Hz. Peygamber (s.a.v) ile sahabeye kinaye olmak üzere onları övdüğü ifade etmektedir.
Ayrıca dağı sevme olayı, gerçek olup Allah ona temyiz ve idrak vermiş, o da bu sayede bizi sevmektedir. Çünkü Kur’an’ın bir çok yerinde canlı-cansız varlıkların Allah’ı tesbih ettiği ve Sünnette ise Resulullah (s.a.v)’in avucunda taşların tesbih etmesi, Mescitteki kuru hurma kütüğünün inlemesi gibi bir çok haller geçmektedir. Fiziki çevre ile insan arasında bir ilişki olduğu zaten bilinen bir gerçektir. Şu halde Uhud dağının, Resulullah (s.a.v)’e karşı sevgi beslemesi, yadırganmaması gerekn bir husustur.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Cihad
[30] Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, H. No:
[31] Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, H. No:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.