﴾
“(Bu anlattıklarımı, burada) sizden hazır olan, olmayana ulaştırsın.”[100]
Bir rivayette ise; ﴿ لِيُبَلِّغْ شَاهِدُكُمْ غَائِبَكُمْ ﴾ “(Burada) hazır olanınız, (bu anlattıklarımı) olmayanınıza ulaştırsın.”
Bir başka rivayette ise; ﴿ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ﴾ “(Burada) hazır olan kimse, (bu anlattıklarımı) olmayana ulaştırsın”
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Ebu Bekre[101]
2. Abdullah ibn Abbâs[102]
3. Ebu Şureyh el-Huzâî el-Ka’bî[103]
4. Abdullah ibn Ömer[104]
5. Vâbisa
6. Ubâde ibnu's-Sâmit
7. Câbir b. Abdullah
8. Muâviye b. Hayde el-Kuşeyrî[105]
9. Hâris b. Basrâ el-Leysî
10.Hz. Ali ve daha bir çokları.
İbn Mende (ö.
Münâvî (ö.
* * *
[100] Hz. Peygamber (s.a.v), çeşitli yerlerde ve değişik zamanlarda insanlara vaaz ve hutbe vermekteydi. Bu hutbe ve vaazları, bazen çok sayıda kişi dinlemekteydi. Bu nedenle Hz. Peygamber (s.a.v)’in buralarda söylediği sözleri duymayan sahabiler de olmaktaydı. Çünkü sahabilerin hepsinin her an Hz. Peygamber (s.a.v)’in yanında bulunma imkanı yoktu. Bu ve benzeri durumları göz önünde bulunduran Hz. Peygamber (s.a.v), vaaz ve hutbe sırasında hazır bulunan kimselerin, duyduklarını, o sırada hazır bulunamayan kimselere ulaştırmasını istemektedir. Bunlar, sahabiler de olabilir, başkaları da olabilir. Önemli olan; Hz. Peygamber (s.a.v)’den duyulan hususların başkalarına aktarılmasıdır.
Müslümanlar; Kur’an, Sünnet ve ilim adamlarından öğrendiklerini yada duyduklarını başkalarına anlatma ve öğretmek zorundadır; çünkü İslam Dini, toplumsal bir dindir. Kendisiyle ilgili şeylerin, başkalarına aktarılmasını ister. Bu, İslam’ın, evrensel bir din olma özelliğinden kaynaklanmaktadır.
[101] Buhârî, İlim
[102] Buhârî, Hacc
[103] Buhârî, Sayd
[104] İbn Mâce, Mukaddime
[105] İbn Mâce, Mukaddime
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.