Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

146﴿ لاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ حَتَّى يَأْتِي أَمْرُ اللّهِ 

“Allah’ın emrinin (=Kıyamet gününün) gelme anına kadar ümmetinden bir topluluk Hak yolunda mücadele de üstün olmaya devam edecektir”[3]

Suyûtî (ö. 911/1505“el-Ezhâr” adlı kitabının ‘Kitâbu’l-Edeb’ (=Edeb Bölümü’n) de bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.     Muâviye b. Ebi Süfyân

2.     Muğîre b. Şu’be

3.     Câbir b. Semure

4.     Muaz b. Cebel

5.      Câbir b. Abdullah

6.     Zeyd b. Erkam

7.     Ebu Ümâme

8.     Hz. Ömer

9.     Ebu Hureyre

10.     Mürre el-Behzî

11.     Şurahbil ibu’s-Simt

Toplam, 11 kişi.

(Derim ki:) Bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:

12.     Ukbe b. Âmir

13.     Sevbân

14.     Sa’d b. Ebi Vakkâs

15.     Seleme ibn Nüfeyl el-Hadramî

16.     İmrân b. Husayn

Bu hadisin, mana bakımından bir birine yakın lafızları vardır.

Şeyhulislam İbn Teymiyye (ö. 728/1327“Kitâbu İktizâu’s-Sırâti’l-Mustakîm”in baş taraflarında ‘Cehennemliklere Benzemekten Sakındırmanın Yararı’ bahsinde bu hadisin mütevatir olduğunu aynen şöyle belirtmektedir:

“Resulullah (s.a.v)’den gelen ﴿ لاَ تُزَالُ مِنْ أُمَّتِي طَائِفَةٌ ظَاهِرَةٌ عَلَى الْحَقِّ حَتَّى تَقُومُ السَّاعَةُ ﴾  “Kıyamet kopuncaya kadar ümmetimden bir topluluk, Hak yolunda mücadele de üstün olmaya devam edecektir” şeklinde gelen hadis, mütevatirdir.”

* * *

[3]      Resulullah (s.a.v), bu hadiste; Müslümanlar ne kadar zor ve kötü şartlar yaşayıp yenilgilere düşseler ve yönetimde etkilerini kaybetseler bile, Hakk’ın galebesi için çalışan grup yada toplulukların Kıyamet gününe kadar Hak yolunda mücadelede üstün olmaya devam edeceğini belirtmektedir. Bu tür topluluklar, bir bölgede yada dünyanın dört bir yanında olabilir. Çünkü bir bölgede yada bir ülkede Müslümanlar sindidirilip gizliliğe itilseler bile bir başka yerde yada yerlerde İslam mücadelesi devam edecek ve cihad sancağı gönderde dalgalanmaya Kıyamete kadar devam edecektir.

        Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, İ’tisâm 10, Tevhid 29, Menakib 28, İlim 13, Humus 7; Müslim, İman 247, İmare 170 (1920), 171 (1921), 172 (1922), 173 (1923), 174176 (1924), 177 (1925); Ebu Dâvud, Cihad 4, Fiten 12751; Tirmizî, Fiten 2751Nesâî, Hayl 1; İbn Mâce, Mukaddime 1 (10), Fiten 9; Dârimî, Cihad 39; Müsned: 4/93991011043694294344375/269; Hâkim, Müstedrek, 2/714504/456; Taberânî; Bezzâr


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

145﴿ ذَمّ الْخَوَارِجِ وَالْأَمْر بِقِتَالِهِمْ 

Haricileri kötüleme ve onlarla savaşmayı emr[2] ile ilgili hadisler

Bu, daha önce “İman Bölümü”nde geçmişti.

* * *

[1] “Cihâd” kelimesi, sözlükte; güç ve gayret sarfetmek, amelde mübalağa etmek ve zahmet gibi anlamlara gelen “cehd” kökünden türemiştir.

        Terim olarak ise; yüce Allah’ın dini için; can, mal, dil ve diğer vasıtalarla güç ve gayret sarfetmeye cihad denir.

        İslam, insan toplumunun ıslahını, sulh içinde yaşamalarını gaye edinmiş ve insan hak ve hürriyetlerini korumayı esas almıştır. Avaş halini meşru kılan sebepler şunlardır:

            1. “Meşru müdafaa” denilen ve Müslümanlara doğrudan yada dolaylı yollarla İslam toplumunun varlık ve bağımsızlığına ve Müslümanların dinlerinde fitneye yol açacak şekilde ülkelerine, mallarına ve kendilerine saldırı ile İslam tebliğ ve davetini engellemek ve gerçek bir tehlike sayılacak şekilde Müslümanlara karşı kötü niyet beslenmesi.

            2. Önceden mevcut olan bir savaşın kesintiye uğramasından veya yapılmış bir sulhün düşman tarafından bozulmasından sonra edeblendirme ve sulh halinin sağlanması maksadıyla savaşa devam edilmesi.

            3. Zayıf durumundaki azınlık Müslüman bir topluluğun, onlara zulmeden ve haklarını çiğneyen kendi gayri Müslim devletlerine karşı İslam devletinden yardım istemeleri halinde, onlara yardım maksadıyla,

        Hanefi, Hanbeli ve Maliki hukukçularının oluşturduğu Cumhuru fukahaya göre; savaşın illet ve sebebi, düşmanın İslam’a ve müslümanlara karşı savaş ve saldırısıdır.

        Şafiilere göre ise; savaşın illet ve sebebi, bizzat küfrün kendisidir. 

[2] Sıffin savaşından sonrahilafet makamının, şura ile değil de hakem vasıtasıyla tespit edilemsine karar verilince, bir grup Müslüman ortaya çıkıp “Hüküm ancak Allah’ındır” (En’âm: 6/57) ayetini, delil alarak, hiçbir kimsenin, bu meselede hakem olamayacağını; dolayısıyla da hakem olayını kabul etmenin küfür olduğunu ileri sürerek, Hz. Ali, Muaviye ve Amr ibnu’l-Âs’ı kafir ilan ettiler ki, İslam Tarihi’nde bu gruba “Hariciler” denir.



01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

144﴿ تَسُمُّوا بِاِسْمِي وَلاَ تَكَنَّوْا بِكُنْيَتِي 

“İsmimi, (çocuklarınıza) isim olarak koyabilirsiniz. Fakat künyemi, (kendinize ya da çocuklarınıza) künye yapmayın”[10]

Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:

1.      Enes b. Mâlik

2.      Câbir b. Abdullah

(Münâvî) “Teysîr” adlı kitabında konu ile ilgili olarak der ki: “Bu konudaki bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:

3.      Abdullah ibn Abbâs ve daha bir çokları”

(Derim ki:) Bu hadis, şu yoldan da gelmitir:

4.      Ebu Hureyre

Tahâvî (ö. 321/933“Şerhu Meâni’l-Âsâr”da bu hadisi çeşitli yollarla Ebu Hureyre’den nakletmiştir. Nitekim bu hadisi, (yine çeşitli yollarla)  Câbir’den de nakletmiştir. Bu hadisi, (Ebu Hureyre ile Câbir’den) peşpeşe sıraladıktan sonra şöyle der:

“Bu nedenle Resulullah (s.a.v), kendi künyesiyle künyelenmeyi (insanlara) yasaklamıştır. Fakat kendi ismiyle isimlenmeyi serbest bırakmıştır. Bu, Resulullah (s.a.v)’den açık bir şekilde mütevatir olarak gelmiştir. Dolayısıyla da bu, Resulullah (s.a.v)’e ters düşen bir özelliği göstermektedir.”[11]

Yine de doğruyu en iyi bilen Cenab-ı Allah’tır.

* * *

[10]     İsimler, insan üzerinde etki ve telkin gücüne sahiptir. Bu nedenle isimlerin güzel olmasına dikkat edilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.v)’de isim koyma üzerinde ısrarla durmuştur. Sadece insanlardaki cahiliye döneminden kalma kötü isimleri değil, hayvan, eşya ve mekanlarla ilgili kötü isimleri de değiştirmiştir.

        Konuyla ilgili hadislerin hepsi; Hz. Peygamber (s.a.v)’in, ümmetine kendi ismini koymalarına izin verdiğini, fakat “Ebu’l-Kasım” künyesini takmalarına izin vermdiğini ifade etmektedir. Hz. Ali’ye ise doğacak çocuğuna isim ve künyesini takmasına ruhsat vermiştir. Bu sebeple alimler, bu meselede bir çok görüş ortaya koymuşlardır.

        İslam alimleri, “Ebu’l-Kasım” dışında kalan bütün künyelerin kullanılabileceği konusunda görüş birliğine varmıştır.

        Hz. Peygamber (s.a.v)’in künyesinin kullanılıp kullanılmayacağı konusundaki bütün görüşler, Hz. Peygamber (s.a.v) ile sahabilerden gelen sünnetlere dayanır.

        Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Menakib 20, Edeb 105106109; Müslim, Âdâb 1 (2131), 2 (2133), 8 (2134); Ebu Dâvud, Edeb 74 (4965); Tirmizî, Edeb 68 (2845); İbn Mâce,              Edeb 33; Müsned: 2/2953/170; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, 4/336

[11]     Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, 4/337


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget