Mütevâtir Hadisler-180
﴾
“İslam ümmetinin, masum oluşu ve sapıklık ile hata üzerine birleşmemesi”[4] ile ilgili hadisler
İbnü’l-Hümâm (ö.
İbnü’l-Hümâm der ki: “İcmanın kesin bir kanıt ve ahad olduğu hususu, sem’i (=işitme yoluyla getirilen) delillerdendir. Bu rivayetler ile buna benzeyen diğer rivayetlerdeki ortak nokta olarak gelen ‘ümmetim sapıklık ve hata üzerinde birleşmez’ sözü, tevatürdür.”
Bu hadislerin lafızlarından birisi de, şu hadistir:
﴿ إِنَّ اللَّهَ لَا يَجْمَعُ أُمَّتِي عَلَى ضَلَالَةٍ ﴾
“Allah, ümmetimi, sapıklık üzerinde birleştirmez”
Bu hadisi, Tirmizî ve bir çok çok kimse, senedli bir şekilde şu yoldan rivayet etmiştir:
1. Abdullah ibn Ömer[5]
Bu hadisin ravileri, sika kimselerdir. Fakat bu hadiste bir karışıklık vardır.
﴿ سَأَلْتُ رَبِّي عَزَّ وَجَلَّ؛ أَنْ لَا يَجْمَعَ أُمَّتِي عَلَى ضَلَالَةٍ فَأَعْطَانِيهَا ﴾
“Rabbimden, ümmetimim sapıklık üzerine birleştirmemesini istedim. Bana bunu verdi”
Bu hadisi, İmam Ahmed ve bir çok kimse şu yoldan rivayet etmiştir:
﴿ إِنَّ اللَّهَ أَجَارَكُمْ مِنْ ثَلَاثِ خِلَالٍ: .... وَأَنْ لَا تَجْتَمِعُوا عَلَى ضَلَالَةٍ ﴾
“Allah, sizi, helal olan üç şeyden korumuştur: …..‘Sapıklık üzerinde toplanmamanız’”
Bu hadisi, Ebu Dâvud ve bir çok kimse şu yoldan rivayet etmiştir:
﴿ أَنَّ أُمَّتِي لاَ تَجْتَمِعُ عَلَى ضَلاَلَةٍ ﴾
“Ümmetim, sapıklık üzerine birleşmez”
Bu hadisi, İbn Mâce ve bir çok kimse şu yoldan rivayet etmiştir:
﴿ لاَ يَجْمَعُ اللّهُ هَذِهِ الْأُمَّةِ عَلَى ضَلالَةٍ وَيَدُ اللّهِ مَعَ الْجَمَاعَةِ ﴾
“Allah, bu (İslam) ümmetini, sapıklık üzerinde birleştirmez. Allah’ın eli, toplulukla birliktedir”
Bu hadisi ise, Hâkim “Müstedrek”de şu yoldan rivayet etmiştir:
(Sehâvî) “Mekâsıd”da bu hadisi ‘Lâme’l-Elif’ (لاَ ) harfinde getirmiştir. Burada birkaç söz ettikten sonra şöyle der:
“Kısacası: Bu hadis; metinleri meşhur, bir çok senede sahip, merfu ile diğer hallerde çeşitli şahidleri olan bir hadistir.”
Bu konuda daha geniş bilgi için Sehâvî (ö.
Yine bu konuda İbn Emîr el-Hâcc (ö.
* * *
[4] “Ümmet” kelimesi; ulus, topluluk ve grup gibi anlamlara gelir. Term olarak ise; dilleri, renkleri, milliyetleri farklı bile olsa aynı inanca mensup insanların teşkil ettiği topluluğu ifade etmektedir.
İslam ümmeti deyince, İslam inancına mensup insanların teşkil ettiği cemaati ifade etmektedir. İslam ümmetinin bir sınırı yoktur. Aynı İslam inancını taşıyan dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, bu ümmet içerisinde yer almaktadır.
İslam ümmetinin; sapıklık, dalalet, hata ve günah, fasıklık üzerinde birleşmesi düşünülemez. Çünkü ihtilaflı meselelerde alimlerin çoğunun ittifak ettiği görüşün sevaba yakın yakın olduğu kabul edilir. Zayıf bir rivayet ise, alimlerin fiilen etmesiyle sıhhat kazanır, hükmi tevatür derecesinde itibar görür. Böylece İslam ümmeti, hataya ve sapıklığa düşmekten korunmuş olmaktadır.
[5] Tirmizî, Fiten
[6] Müsned: