Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

 182﴿ اَلْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ 

“Çocuk, (bulunduğu) yatağa aittir.[14] Zina eden kimse için ise, (soy bakımından çocuk üzerinde) mahrumiyet var”[15]


Suyûtî (ö. 911/1505“el-Ezhâr”ın ‘Kitâbu’l-Ahkâm (=Hükümler Bölümü’n)’da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.     Ebu Hureyre[16]                                  

2.     Hz. Aişe[17]                                        

3.     Hz. Osman[18]                                    

4.     Abdullah ibn Amr[19]                           

5.     Ebu Ümâme[20]                                  

6.     Amr b. Hârice[21]                               

7.     Abdullah ibnü’z-Zübeyr[22]                  

8.     Abdullah ibn Mes’ud[23]                      

9.     Hz. Ömer[24]                                      

10.     Hz. Ali[25]                                          

11.     Hasan el-Basrî (mürsel olarak)

12.     Sa’d b. Ebi Vakkâs[26]

13.     Abdullah ibn Ömer[27]

14.     Berâ’ b. Âzib[28]

15.     Zeyd b. Erkam[29]

16.     Abdullah ibn Abbâs[30]

17.     Hüseyin b. Ali[31]

18.     Ubâde ibnu’s-Sâmit[32]

19.     Vâsile ibnü’l-Eska’[33]

20.     Ebu Vâil[34] (mürsel olarak)

21.     Muâviye b. Amr[35]

22.     Enes[36]

Toplam, 22 kişi.

(Derim ki:) Bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:

23. Abdullah ibn Huzâfe              

24. Sevde bint. Zem’a                                                   

25. Ebu Mes’ud el-Bedrî

26. Zeyneb bint. Cahş

27. Ubeyd b. Umeyr (mürsel olarak)

İbn Abdilberr (ö. 463/1071) der ki: “Bu hadis, Hz. Peygamber (s.a.v)’den rivayet edilen hadislerin en sıhhatli olanıdır. Bu hadis, 20 küsur sahabiden gelmiştir.”

(Münâvî) “Teysîr”de der ki: “Bu hadis, mütevatir olup 20 küsur sahabiden gelmiştir.”

(Zürkânî) “Şerhu Mevâhibi’l-Ledûniyye”de bu hadisin mütevatir olduğunu belirtmiştir.

* * *

[14]     Cahiliyye döneminde cariyeler, efendilerine belli bir miktarda ödeme yaparlardı. Bunu kazanabilmek için zina bile yaparlardı. Bu sebeple Kur'an, cariyelerin zinaya zorlanmasını yasaklamıştır (Nûr: 24/33). Ayrıca başkalarıyla zinaya giden cariyelerin sahipleri de, onlarla cinsel ilişkide bulunurlardı. Cariye doğum yapınca, efendisi veya zina yaptığı kimse, çocuk bendendir diye iddia da bulunabilirdi. Efendi, çocuk hakkında "bendendir" yada "benden değildir" diye bir açıklamada bulunmadan ölecek olsa, mirasçılarının isteğiyle çocuk cariye sahibine verilirdi. Yalnız çocuk mirasçı olamazdı. Mirasçı olabilmesi için miras taksiminden önce nesebinin açığa kavuşması gerekliydi. Efendi, cariyesinden olan çocuğun nesebini kabul etmeyebilirde. Bu durumda çocuğun nesebi, efendiye katılmazdı. Hz. Peygamber (s.a.v), çocuk, kimin yatağında doğdu ise, yatak sahibine ait olacağı kuralını koyarak benzerlik veya kuru iddia gibi sebeplerle çocuğa sahip olunamayacağını belirtmiştir. Nesep meselesinde hüküm zahire göre verilir. Benzerlik ve iddia gibi şeylerle nesep sabit olmaz. Fakat zahire göre verilen hüküm, batinen de o meseleyi helal kılmaz. Bu sebeple evdeki kadın-erkek ilişkileri de farklı olur. Zina edenin, nesep yönünden doğacak çocuk üzerinde bir hakkı yoktur. Bu nedenle de zina eden kimse, çocuk üzerinde nesep, sorumluluk ve hak iddia edemez. Kısacası, zina eden kimse, bu tür haklardan mahrum kalmaktadır.  

[15]     Hadisin metninde geçen "hacer" kelimesi, "taş" anlamına geldiği için, bazı fıkıhçılar, hadisi; "zina edene de taşla öldürülme vardır" şeklinde anlamışlardır. Yalnız bu anlam, hadis açısından uygun bulunmamaktadır. Çünkü her zina eden taşlanmaz. Recm cezası, bir çok şartların oluşmasından sonra verilmektedir. Hadis nesebin Hadisin nesebin tesbiti ile ilgili olması hasebiyle zina edenin çocuk üzerinde bir takım haklardan mahrum kaldığı için hadisin metninde geçen "hacer" kelimesini "mahrumiyet" şeklinde tercüme ettik. 

[16]     Buhârî, Hudud 23; Müslim, Rada 37 (1458); Nesâî, Talak 48; İbn Mâce, Nikah 59 (2006); Müsned, 2/239280386409466475492

[17]     Buhârî, Ahkam 29; Müslim, Rada 36 (1457); Ebu Dâvud, Talak 34 (2273); Nesâî, Talak 4849; Tirmizî, Talak (3430); İbn Mâce, Nikah 59 (2004); Müsned, 6/129200226237

[18]     Müsned, 1/596566

[19]     Müsned, 2/179207

[20]     Ebu Dâvud, Büyu (3094); Tirmizî, Vesaya 5; İbn Mâce, Nikah 59 (2007), Vesaya 6 (2704); Müsned, 5/267 

[21]     Müsned, 4/186187238

[22]     Nesâî, Talak 48; Taberânî, el-Evsat

[23]     Nesâî, Talak 48

[24]     İbn Mâce, Nikah 59 (2005); Müsned, 1/25

[25]     Müsned, 1/104; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 5/13

[26]     Bezzâr

[27]     Bezzâr

[28]     Taberânî (5057)

[29]     Taberânî

[30]     Taberânî

[31]     Taberânî, el-Evsat

[32]     Müsned, 5/326; Taberânî

[33]     Taberânî

[34]     Taberânî

[35]     Ebu Ya'lâ

[36]     İbn Asâkir, Tarih; Temâm, Fevaid


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

181﴿ إِذَا حَكَمَ الْحَاكِمُ فَاجْتَهَدَ فَأَصَابَ فَلَهُ أَجْرَانِ وَإِذَا حَكَمَ فَاجْتَهَدَ فَأَخْطَأَ فَلَهُ أَجْرٌ وَاحِدٌ 

“Hakim, hüküm verir(ken) ictihadda bulunurda isabe ederse, onun için iki sevap vardır. Ama hüküm verir(ken) ictihad ederde yanılırsa, ona bir sevap vardır”[9]

Bu hadisi, İmam Ahmed ve altı hadis imamı şu yoldan rivayet etmiştir:

1.   Ebu Hureyre[10]

Yine bu hadisi, Tirmizî hariç, bunlar, şu yoldan rivayet etmiştir:

2.  Amr ibnü’l-Âs[11]

Bu konuda şu yollardan da hadis gelmiştir:

3.   Ukbe b. Âmir[12]

4.   Abullah ibn Amr[13]

Bu hadis, şu lafızla da gelmiştir:

﴿ إِذَا اِجْتَهَدَ الْحَاكِمُ فَأَخْطَأَ فَلَهُ أَجْرٌ وَإِنْ أَصَابَ فَلَهُ عَشْرَةُ أُجُورٍ ﴾

“Hakim ictihad edip de yanılırsa, onun için bir sevap vardır. İsabet ettirirse, onun için on sevap vardır”

Sâ’d (ö. 792/1389“Şerhu’n-Nesefî”de konu ile ilgili olarak şöyle der: “İctihadın, yanılma ve isabet ettirme arasında sıksık tekrar edilmesine delalet eden hadisler ve rivayetler, mana bakımından mütevatirdir.”

Bu konuda daha geniş bilgi için Sa’d (ö. 792/1389)’ın, asıl metinde yer alan; “müctehid yanılabilirde, isabet ettirebilirde” şeklindeki sözün yanında söylediği söze başvurabilirsiniz.

* * *

[9]      “İctihad” kelimesi, sözlükte; gayret, takat, çaba gibi anlamlara gelen “cehede” kökünden gelmiş ve iftial babındandır.  Terim olarak ise; Kitap, sünnet ve icma da kesin olarak bulunmayan bir mesele hakkında müctehid olan bir fakihin bütün gücünü harcıyarak zanni bir sonuca varmasıdır.

        Hadiste geçen “isabet etmekten” kasıt; Allah’ın hükmüne tesadüf etmedir. “Yanılmaktan” kasıt  ise; müctehidin, “doğru olan görüş, şu taraftadır” diye verdiği hükmün, Allah’ın hükmünün aksine tesadüf etmiş olmasıdır.

        İsabet edene verilen iki sevaptan biri; ictihad sevabı, diğeri ise isabet sevabıdır. İsabet etmeyen ise, sadece ictihad sevabı alır.

        Alimler, bu hadisten; alim kimsenin adabına uygun bir şekilde ictihad yaptıktan sonra, isabet etmeyip

[10]     Buhârî, İtisam 22; Müslim, Akdiye 15 (2240); Ebu Dâvud, Akdiye 2 (3574); Tirmizî, Ahkam 2 (1326); Nesâî, Kaza 3; İbn Mâce, Ahkam 3 (2305)

[11]     Buhârî, İtisam 21; Müslim, Akdiye 15 (1716); Ebu Dâvud, Akdiye 2 (3574); Nesâî, Kaza 3

[12]     Taberânî, el-Evsat, es-Sağir

[13]     Müsned, 2/187; Taberânî, el-Evsat


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget