Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

 77﴿ الإِشَارَة بِالسَّبَّابَةِ فِي التَّشَهُّدِ 

“Teşehhüd sırasında şahadet parmağını kaldırma”[346] ile ilgili hadisler

Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:

1.        Abdullah ibn Ömer[347]            

2.   Abdullah ibnü’z-Zübeyr[348]      

3.        Vâil b. Hucr[349]                                           

4.        Numeyr b. Ebi Numeyr el-Huzâî[350]                  

5.        Ebu Hureyre[351]         

6.        Sa’d b. Ebi Vakkâs[352]

7.        Ebu Humeyd es-Sâadî[353] (Bu hadisi, sahabeden 10 kişilik bir grup içinde rivayet etmiştir.)                                                  

17. Muâz b. Cebel

18.  Câbir b. Semure[354]

19.  Şihâb ibnu'l-Mecnûn

20.  Enes b. Mâlik[355]

21. Hufâf b. Îmâ el-Ğıfârî[356]

22.  Ukbe b. Âmir

23.  Abdullah ibn Abbâs[357]

24.  Abdurrahman b. Ebze[358]

25.  Esmâ b. Hârise

26.  Hz. Aişe[359] (mevkuf olarak) ve sahabeden 20 kişi daha

Büyük alim Muhammed Resul el-Hüseynî el-Berzencî “İğâretü’l-musbaha alâ mânii’l-İşâret bi’l-musabbiha” adlı eserinde bu sahabilerin rivayet ettikleri hadisleri ve bu hadislerin tahricini yapanları anlattıktan sonra aynen şöyle der:

“Kısacası: Bu rivayetleri kaydedenlerden geriye kalan, hadisin, manevi mütevatir derecesine ulaşmasıdır; çünkü hadis, çeşitli yollarla 25 yada 26 sahabiden rivayet edilmiştir. Bütün bunlar, konu ile ilgili hadisin, sıhhatli olduğuna delil getirilmiştir. Bu hadislerin çoğu; teşehhüd sırasında şahadet parmağını kaldırmayla, ya direkt ilgili yada dolaylı yollarla ilgilidir. Yine geriye kalan hadisler ise, hasendir.”

Aliyyu’l-Kârî (ö. 1014/1605“Tezyînü’l-İbâre li tahsîni’l-İşâre” adlı risalesinde bu konuda gelen hadislerin çok olduğunu belirttikten sonra aynen şöyle der:

“Çeşitli yollarla şöhret bulmuş bu hadisler, çoktur. Dolayısıyla da (teşehhüd sırasında şahadet parmağıyla) işaret etmenin aslının sıhhatli oluşunda bir şüphe yoktur; çünkü bu hadislerden bazısının senedleri, Müslim’in “Sahîh”inde geçmektedir. Bununla birlikte bu hadis, altı sahih hadis kitabı ile bir çoklarında da geçmektedir. Neredeyse (Lafzî) Mütevatir olcaktı. Fakat bunun, manevi mütevatir olduğunun söylenilmesi, daha uygundur. Buna göre Allah’a ve Peygamberine inanan bir kimsenin, bununla amel etmekten kaçınması ve bu yüce nassın gösterdiğini analiz etmeye gitmesi nasıl caiz olur?”

Hadiste kast edilen husus bu olabilir.

İbn Kayyim (ö. 751/1350“İ’lâmu’l-Muvakkiîn”de bu konu ile ilgili örnekleri anlatıp daha sonra da şöyle demiştir:

“Altmış İkinci Örnek: Namaz kılanın teşehhüd sırasında parmağıyla işaret etmesi hususunda muhkem sahih sünneti reddetme. Abdullah ibn Ömer’in sözü gibi. Abdullah ibn Ömer Hadisi ile Abdullah ibnü’z-Zübeyr Hadisi, Müslim’in “Sahîh”in de geçmektedir.”

(Daha sonra devamla derki:) “Yine bu hadisi; Hufâf b. Îmâ el-Ğıfârî b. Hafsa, Vâil b. Hucr, Ubâde ibnu's-Sâmit ile Mâlik b. Numeyr el-Huzâî (’de, babasından) rivayet etmiştir. Bunların hepsi, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, teşehhüd sırasında parmağıyla işaret ettiğini söylemiştir.”

Hadiste kast edilen bu da olabilir.

Tirmizî (ö. 279/892), ilk önce, Ebu Humeyd Hadisini rivayet edip derki: “Bu hadis, hasen-sahihtir.”

Yine Tirmizî, bundan sonra ‘Bâbu mâ câe fi’l-İşâret fi’t-teşehhüd’ (=Teşehhüd sırasında parmak kaldırma bâb)’ında ise Abdullah ibn Ömer Hadisini rivayet etmiştir.         

Devamla da derki: “Bu konuda Abdullah ibnü’z-Zübeyr, Numeyr el-Huzâî, Ebu Hureyre, Ebu Humeyd es-Sâadî, Vâil b. Hucr’dan da hadis rivayet edilmiştir.”

Yine Tirmizî sözüne devamla derki: “Abdullah ibn Ömer Hadisi, hasen-garibtir. Abdullah ibn Ömer Hadisini, sadece Ubeydullah b. Ömer yolundan geldiğini biliyoruz. Resulullah (s.a.v)’in bazı sahabileri ile Tabiun’dan bazı ilim adamları, bu hadisle amel etmişlerdir. Bunlar, teşehhüd sırasında (parmakla) işaret etmeyi tercih etmişlerdir. Bu , bizim arkadaşlarımızında görüşüdür.”

* * *

[346] Teşehhüd sırasında şehadet parmağını kaldırmada, Allah’ın bir olduğu esas alınmaktadır.

[347] Müslim, Mesacid 114115116 (580); Tirmizî, Salat 220 (294); Ebu Dâvud, Salat 186 (987); Nesâî, İftitah 189; Muvatta, Salat 48

[348] Müslim, Mesacid 112113 (579); Ebu Dâvud, Salat 186 (988-990); Nesâî, İftitah 189, Sehiv 3539; Müsned, 4/3

[349] Tirmizî, Salat 218 (292); Nesâî, İftitah 187, Sehiv 30; Müsned, 4/316

[350] Nesâî, Sehiv 3638; İbn Mâce, İkame 27 (911)

[351] Nesâî, Sehiv 37; Müsned, 2/208

[352] Nesâî, Sehiv 37

[353] Nesâî, Sehiv 2938; Tirmizî, Salat 218 (292). Bunlarıın içerisinde; Ebu Useyd, Sehl b. Sa’d, Muhammed b. Mesleme ile Ebu Katâde’de bulunmaktadır.

[354] Müsned, 3/311319

[355]    Müsned, 3/124148222278283

[356]    Müsned, 4/57; Taberânî, el-Kebir

[357]    Müsned, 1/251324

[358]    Taberânî, el-Kebir

[359]    Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, 1/262


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

 76﴿ اَلتَّشَهُّد فِي الصَّلاَةِ 

“Namazda teşehhüd”[317] ile ilgili hadisler

Suyûtî (ö. 911/1505“el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.     Abdullah ibn Mes’ud[318]         

2.     Abdullah ibn Abbâs[319]           

3.     Ebu Musa el-Eş’arî[320]

4.     Hz. Ömer[321]                                     

5.     Câbir[322]                                                       

6.     Abdullah ibn Ömer[323]                        

7.     Semure b. Cündub[324] 

8.     Hz. Ali[325]      

9.     Hz. Aişe[326]   

10.     Abdullah ibnü’z-Zübeyr[327]     

11.     Muâviye b. Ebi Süfyân[328]      

12.     Selmân el-Fârisî[329]

13.     Ebu Humeyd es-Sâadî[330]

14.     Hz. Ebu Bekr[331]

15.     Talha b. Ubeydullah[332]

16.     Enes[333]

17.     Huzeyfe[334]

18.     Hüseyin b. Ali[335]

19.     Abdullah ibn Ebi Evfâ[336]

20.     Fadl b. Abbâs[337]

21.     Muttalib b. Rebîa[338]

22.     Ebu Saîd el-Hudrî[339]

23.     Ebu Hureyre[340]

24.     Ümmü Seleme[341]

Toplam, 24 kişi.

(Derim ki:) (Şumunnî) “Muzîlu’l-Hafâ an elfâzi’ş-Şifâ” adlı eserinde derki: “İbn Mulakkin’in belirttiğine göre; Teşehhüd ile ilgili Hz. Peygamber (s.a.v)’den gelen hadisler, “Tahrîcu Ehâdisi’r-Râfiî”de de geçtiğini ve bu hadisi rivayet eden ravilerin sayısının, 13 kişiye ulaştığını belirtmiştir.”

Hafız (İbn Hacer) “Tahrîcu Ehâdisi şerhi’l-Kebîr li’r-Râfiî”de, Aynî (ö. 855/1451)  “Umdetu’l-Kârî”de, Suyûtî (ö. 911/1505“Menâhilu’s-Safâ”da, (Zebîdî’de) “Şerhu’l-İhyâ”da ve daha bir çoklarının kaydettiğine göre; bu hadisleri, 24 sahabi rivayet etmiştir. Nitekim Suyûtî (ö. 911/1505)’de “el-Ezhâr” adlı kitabında (bu sahabilerin isimlerini) kaydetmiştir.

Hafız (İbn Hacer) “Tahrîcu Ehâdisi şerhi’l-Kebîr li’r-Râfiî”de ise bu sahabilerin naklettiği hadislerin tahricini yapmıştır. Bu konuda daha geniş bilgi için bu kitaba bakabilirsiniz.

Yine (İbn Hacer, bu kitabının,) ‘Bâbu’l-Ezân’ (=Ezân Bâbı) bahsinde bu konu ile ilgili olarak şöyle der: “Teşehhüd ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadislerin lafızları, mütevatirdir.”

Sehâvî (ö. 902/1496)’de, “Mekâsıd”da, bu meseleye, “Şahadet ederim ki, ben, Allah’ın resulüyüm” hadisini açıklama sırasında değinmiş ve (bu anlattıklarımızı) saptamıştır.

Tirmizî (ö. 279/892), Abdullah ibn Mes’ud Hadisini[342] rivayet ettikten sonra derki: “Bu hadis, teşehhüd konusunda nakledilen en sıhhatli hadistir. Çoğu ilim adamı, bu hadisle amel etmiştir.”[343]

Bezzâr (ö. 292/904)’da konu ile ilgili olarak şöyle der: “Bana göre; teşehhüd konusunda nakledilen en sıhhatli hadis, Abdullah ibn Mes’ud Hadisidir. Bu hadis, Abdullah ibn Mes’ud’dan, 20’den fazla yoldan rivayet edilmiştir.”

(Daha sonra Bezzâr, bu yolların çoğunu ardı ardına sıralayıp devamla) derki: “Teşehhüd konusunda Abdullah ibn Mes’ud hadisinden daha sağlam olanını bilmiyorum; çünkü bu konuda sened bakımından bundan daha sıhhatli ve ravisi bundan daha çok olan bir hadis daha yoktur.”

Hafız derki: “Teşehhüd konusunda Abdullah ibn Mes’ud hadisinin okunması hususunda herhangi bir görüş ayrılığı yoktur.

Beğâvî’de ”Şerhu’s-Sünne”de teşehhüd konusunda Abdullah ibn Mes’ud hadisinin okunması gerektiğini belirtmiştir.”

İmam Şâfiî (ö. 204/819) ise, teşehhüd konusunda, Abdullah ibn Abbâs’ın teşehhüdünü tercih etmiştir; çünkü (ona göre,) Abdullah ibn Abbâs Hadisi, sıhhat açısından daha kapsamlı ve diğer teşehhüd ile ilgili hadislere nazaran lafız yönünden daha çoktur.[344]

İmam Mâlik (ö. 179/795) ise, teşehhüd konusunda, Hz. Ömer’in teşehhüdünü tercih etmiştir; çünkü Hz. Ömer, bu teşehhüdü, insanlara, minberin üzerinde öğretmiştir. Hiçbir kimse de, bu teşehhüd şekline karşı çıkmamıştır. Bu da, bu teşehhüd şeklinin (diğerlerine) üstün oluşunu göstermektedir. Ayrıca Hz. Ömer, bu teşehhüd şeklini, emir siğasıyla getirmiştir. Bu da, bu teşehhüd şeklinin değerli oluşunu göstermektedir.[345]

* * *

[317] “Teşehhüd” kelimesi, sözlükte; “şehadet getirme” anlamına gelmektedir. Şehadet getirmekten kasıt ise, Kelime-i şehadeti söylemektir. Bir de, teşehhüd, bir namaz terimi olarak; ka’delerde (= oturma) okunan ve içerisinde Kelime-i şehadetin de yer aldığı özel bir duadır. Bu nedenle de namazda bu duanın okundupu bölüme, teşehhüd denilmiştir.

     Teşehhüd duası; Resulullah (s.a.v)’in mirac yolculuğu sırasında yüce Allah’la yaptığı konuşmayı anımsatmaktadır. Şu halde “müminin miracı” olarak nitelendirilen namazdaki teşehhüd, ruhen ve kalben hüşyar olan müminlere, günde beş vakit, Resulullah (s.a.v)’in kulluk hayatındaki en zirve olan mirac safhasını yaşatmaktadır.   

[318] Buhârî, Ezan 148150, Amel fi’s-salat 4, İsti’zan 328, Da’vat 17, Tevhid 5; Müslim, Salat 55-61 (402-403); Ebu Dâvud, Salat 182 (968-969); Tirmizî, Salat 215 (289); Nesâî, İftitah 189

[319] Müslim, Salat 60 (403); Ebu Dâvud, Salat 182 (974); Tirmizî, Salat 216 (290); Nesâî, İftitah 193

[320] Ebu Dâvud, Salat (972); Nesâî, İftitah 192

[321] Muvatta, Salat 53; Hâkim, Müstedrek, 1/266; Zeylaî, Nasbu’r-Râye, 1/422

[322] Nesâî, İftitah 194

[323] Ebu Dâvud, Salat 182 (971); Muvatta, Salat 54

[324] Ebu Dâvud, Salat (975)

[325] Taberânî, el-Evsat

[326] Muvatta, Salat 55; Ebu Ya’lâ

[327] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; Bezzâr

[328] Taberânî

[329] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr

[330] Taberânî

[331] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[332] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[333] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[334] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[335] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[336] Taberânî, el-Kebir; İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[337] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[338] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[339] Taberânî, el-Evsat; İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[340] İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[341] Taberânî, el-Kebir; İbn Merdeveyh, Kitabu’t-Teşehhüd

[342] Hanefîlere ve Hanbelîlere göre; teşehhüd hadisleri içerisinde tercihe şayan olanı, Abdullah ibn Mes’ud hadisidir.

[343] Tirmizî, Salât 215 (289)

[344] Abdullah ibn Abbâs hadisi, altı hadis kitabının hepsinde geçmemektedir. Abdullah ibn Abbâs’ın teşehhüd hadisinde sadece “mubarekât” kelimesi fazladır.

      Abdullah ibn Mes’ud hadisi, muttefekun aleyhtir. Ayrıca Abdullah ibn Mes’ud, bu teşehhüdü, Resulullah (s.a.v)’in ağzından kelime kelime öğrendiğini ve Resulullah (s.a.v)’in bunu insanlara öğretmesini kendisine emrettiğini belirtmektedir. 

[345] İbn Huzeyme gibi bazı alimler, Hz. Ömer teşehhüdünün tercih edilemeyeceğini söylemişlerdir. Ayrıca bu rivayet, mevkuftur. İmam Mâlik ise, Medine Halkının Ameli prensibi gereğince, bu teşehhüd şeklini, Medine’de Hz. Ömer tarafından insanlara okunmasından dolayı kabul etmiştir.


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget